Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Anayasa hukukçusu Tolga Şirin’den ‘Yalçınkaya’ raporu: Benzer nitelikteki davalarda ‘yeniden yargılama’ tercih değil, zorunluluk

Prof. Dr. Ali D. Ulusoy: AİHM’nin kararlarını kabul etmeyen mahkeme, yargılama sistemini dinamitlemiş olur


Marmara Ünversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dali Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tolga Şirin, AİHM’nin ‘Yüksel Yalçınkaya/Türkiye’ kararıyla ilgili hazırladığı bilirkişi raporunda, benzer nitelikteki davalarda yeniden yargılamanan kaçınılmaz olduğunu kaydetti. AİHM’nin ‘ihlal’ kararı gerekçelerinin ayrıntılı olarak irdelendiği raporun son bölümünde, “Ulusal karar ile uluslararası (AİHM) karar yan yana konduğunda (benzer nitelikteki dosyalar) açısından yeniden yargılamanın kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz. (…) Bu takdiri bir mesele değildir.” deniliyor.

‘Yeniden yargılamanın’ uluslararası ve ulusal yasaların ‘zorunlu bir sonucu’ olduğu maddeler halinde sıralanıyor. Sorumluluğu bulunan tüm kurum ve kuruluşların, mağduriyetlerin giderilmesi için gerekli adımları ivedilikle atması gerektiği ifade ediliyor.

Bilirkişi raporunun, ‘Önsöz’ kısmı, “Bir devlet, bir uluslararası sözleşmeye taraf oldugunda, o sözleşmenin gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür.” cümlesiyle başlıyor. Ardından AİHM’nin kararlarının taraf olan her ülke için bağlayacı olduğu hatırlatılıyor ve “Türkiye Cumhuriyeti, bu sözleşmeye (AİHS) ve pek çok protokolüne kendi iradesiyle taraf olmuş, AİHM’nin yargısal yetkisini tanımıştır.” deniliyor. AİHM’nin kararlarına uymamanın, Anayasa’ya uymamak anlamına geleceği hukuki dayanaklarıyla birlikte aktarılıyor.

Yüksel Yalçınkaya kararının ‘yarı pilot karar’ olduğunu belirten Tolga Şirin, AİHM’nin bu kararla, Türkiye’de sistematik bir sorun saptaması yaptığını ve ardınan yapılması gerekenleri sıraladığını ifade ediyor. ByLock’la ilgili AİHM’nin kararı şöyle değerlendiriliyor:

Bilirkişi raporunun ilerleyen kısımlarından Yüksel Yalçınkaya kararıyla ilgili ayrıntılara yer veriliyor. Güncel soruşturmalar kapsamında gözaltına alındığı ve tutuklandığı hatırlatılıyor.

Yüksel Yalçınkaya’nın mahkum edilmesinin temel gerekçesinin ‘ByLock kullanımı iddiası’ olduğu aktarılıyor.

Karar sonrası başvurucu İstanaf Mahkemesi’ne gidiyor ve karara 3 yönden itiraz ediyor. Öncelikle FETÖ/PDY’nin ‘terör örgütü’ olarak tanımlanamayacağı belirtiliyor. İkinci olarak kasıt unsurunun olmadığı hatırlatılıyor ve ardından da ByLock delilinin CMK’ya aykırı olarak elde edildiği üzerinde duruluyor. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi bu gerekçeleri kabul etmiyor ve yerel mahkemenin kararını onuyor. Yargıtay ve AYM de benzer gerekçelerle itirazı reddediyor ve dosya AİHM’ye geliyor.

Bilirkişi raporunda tüm bu süreç aktarıldıktan sonra, “İHAM somut olayda suçta ve cezada kanunilik, adil yargılanma hakkı ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında ihlal sonucuna varmıştır.” deniliyor. Ardından söz konusu ihlaller ayrıntılı olarak irdeleniyor.

Raporun ‘Sonuç’ kısmında benzer davalarda mahkum edilen insanların yeniden yargılanması gerektiği belirtiliyor:

Raporun sonuç kısmında ise şu ifadeler kullanılıyor:

AİHM’nin Türkiye’yi mahkum ettiği ‘Yüksel Yalçınkaya’ kararı neden önemli?

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version