Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Türkiye’de kadınlar endişeli: Medeni haklar gerileyecek mi?


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İslam’ın kurallarını temsil eden şeriata düşmanlık dininin kendisine husumettir. Yaşayıp yaşamamak tercihtir. Dinin emirlerine dil uzatmak başka konudur” sözleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın nafaka ve çalışma hayatındaki kadınlara karşı açıklamaları endişe yarattı.

Eşitlik için Kadın Platformu’nun (EŞİK) çağrısıyla gönüllüler ve kadın örgütleri temsilcileri, Adalet Bakanlığı’nın sekizinci yargı paketi hazırlığı kapsamında laiklik temelinde oluşturulmuş Medeni Kanun’da ve kadın haklarıyla ilgili olası değişikliklere dair endişeleri dile getirdi.

Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’nde “Medeni Yasa, medeni hayatın anayasasıdır. Dokunamazsınız” başlıklı toplantıda, AK Parti’nin yıllardır yoksulluk nafakasında kısıtlama ve çocuk istismarı vakalarında “18 yaş altında evlilik” düzenlemesi öngören yasa değişikliği taslaklarını rafta beklettiği hatırlatıldı.

Toplantıda Erdoğan’ın son açıklaması, Diyanet’in tarikat/cemaat yapıları beklentisi doğrultusunda açıklamaları, Adalet Bakanlığı’nın yasa değişiklikleri hazırlığı kadın hak örgütlerince “tehlike işareti” olarak yorumlandı.

EŞİK’in davetiyle gönüllü hukukçular ve kadın hakları savunucuları, 29 Ekim Kadınları Derneği, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Uçan Süpürge gibi örgütlerden temsilcilerin katılımıyla, eğer Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik teklifi gündeme taşınırsa ortaklaşa mücadele kararı vurgulandı.

EŞİK gönüllüsü gazeteci-yazar Berrin Sönmez, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kamu kurumu olmasına ve Anayasa’ya, yasalara bağlı olması gerekirken, Medeni Kanun’u tanımaksızın “Nafaka haramdır” gibi yorumlarda, açıklamalarda bulunmaya devam ettiğini işaret etti.

AK Parti iktidarınca farklı yasal düzenleme taslaklarıyla mevcut toplumsal yaşamı geriletme amaçlı değişiklikler önerildiğini belirten Sönmez, “hukuku dinileştirme” adımı niteliğinde Medeni Kanun’un değiştirilmesiyle ilgili, AK Parti’nin Yeniden Refah Partisi’yle İstanbul seçimi gerekçesiyle pazarlık yürüttüğünü söyledi.

Sönmez, “Medeni Yasa çok uzun zamandır saldırı altında. 2016’da nafaka konusu açıldığı andan itibaren diyoruz ki ‘nafakaya saldırı aslında Medeni Yasa’da bir gedik oluşturmak için yapılmıştır’ ve hala aynı şeyi söylüyoruz. Şimdi bir kere daha bu girişimi durdurmak istiyoruz ama bu defa sadece nafakadan ibaret değil. Biliyoruz ki laiklik Medeni Yasa’nın felsefesini oluşturuyor. Benzeri örnekler bize şunu gösteriyor; aile hukukunda ve Medeni Yasa’da yapmayı planladıkları değişiklikler, eğer yapabilirlerse; laik hukuku neredeyse tamamen çökertecek şekilde hukuku dinileştirmek üzere olacak. Çünkü gerekçeleri hep dinden alınan esaslara dayandırılıyor. Dolayısıyla biz hukukun dinileşmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi.

“Göçmen meselesiyle Avrupa insan hakları ihlallerinde kafasını çeviriyor”

Birleşmiş Milletler Kadına Şiddet eski özel raportörü Prof. Dr. Yakın Ertürk de uluslararası arenada Türkiye’deki gelişmelere yönelik yaklaşıma ilişkin Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği veya Avrupa Konseyi’nin ciddi krizler altında olduğunu işaret etti.

Ertürk, “Ne yazık ki bu göçmen meselesi, Türkiye’de iktidarı Avrupa’ya karşı daha üstün bir hale getirdi. Avrupa, insan hakları ihlallerine kafasını çevirebiliyor rahatlıkla. Yeter ki Türkiye, sınırını açıp göçmenleri oraya yönlendirme hamlesi yapmasın” diye konuştu.

Ertürk ayrıca, göçmenler ile bağlantılı şekilde Türkiye ile ilgili uluslararası ilişkilerde ve kamuoyunda anlaşılması güç gelişmeler gözlendiğini kaydetti.

Dünyada Ukrayna, Suriye, İran, Rusya, ABD’de Donald Trump’ın olası iktidarı gibi pek çok gelişmeyi işaret eden Ertürk, “Aslında taşların çok yerinden oynadığını gösteren bir şey. Dolayısıyla Türkiye’nin bu kaos içinde ve geleceği ne olur doğrusu çok iyi kestiremiyorum. Kısaca söyleyecek olursak, (Medeni Kanun değişikliğinde) Türkiye’ye karşı çok büyük bir sesin çıkacağını düşünmüyorum. Çünkü o seslerin kendileri zaten büyük bir tehlike altında” tespitini aktardı.

Nafaka gündemine tepki: Neden boşanmalarda kadın yoksul taraf?

Kadın Cinayetlerini Durduralım Platformu temsilcisi Tuana Gencer, hukuki açıdan kadınlara nafaka hakkı değil boşanmalarda yoksulluk nafakası hakkı bulunduğunu belirterek, “Neden kadınlar yoksul taraf sorusu gündeme taşınmıyor. Eşitsizlikleri kenara bırakarak, boşanmalarda yoksullaştığı için nafaka hakkı talebindeki kadınları gündeme getiriyorlar. Çünkü nafaka konusunu tartışmaya açmak kadınlar, boşanmaya çalışırken onları şiddet gördüğü o dört duvar arasına tekrar hapsetmek demektir. Kadınları o şiddet sarmalına hapsetmek demektir. Peki çözüm olarak ne öneriyorlar?” sorusunu yöneltti.

Gencer, “Depremin üzerinden bir yıl geçti. Yurttaşlarımız orada konteynerlerde yaşıyorlar, onlar için o fonlar toplandı değil mi? Nafaka da aynı şekilde fon aracılığıyla, devlet aracılığıyla ödenebilecektir önerisini getiriyorlar. Ancak baktığımızda bir yıldır o deprem fonu var iken neden insanlar halen çözüm bekliyor deprem bölgesinde? Dolayısıyla bizi nafaka fon aracılığıyla ödenecek yalanına bizi inandıramazsınız” ifadeleriyle tepkisini aktardı.

“Çalışma izni gibi gerici düzenlemelerle karşı karşıyayız”

29. Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan da “Medeni Yasa’daki ‘Ailenin reisi kocadır’ cümlesi bizim çabalarımızla yürürlükten kaldırıldı. ‘Koca tarafından çalışma izni verilir’ düzenlemesi de yine bizim mücadelemizle daha önce de yürürlükten kaldırıldı. Kadınların ev içi hizmetinin yok sayıldığı, miras hakları noktasında malların sahibi kimse o malların sahibi sayılacağındaki düzenlemeler kaldırıldı ve kadının emeği değerlendirildi” dedi.

Sarıhan, “Bugün ne ile karşı karşıyayız? Bugün yeniden gerici düzenlemelerin hayata geçirilmesi girişimleriyle karşı karşıyayız. Yıllardır erkek toplulukları kendilerinin haklarının herhangi bir biçimde korunmadığı yolunda çeşitli dernekler ve birliktelikler sağladılar ve seslerini bizim seslerimizi bastıracak derecede yüksek çıkarmaya çalışıyorlar. Özellikle bugün içinde bulunduğumuz iklimde ne yazık ki iktidar güçleri de dini düzenlemelerin kendi yasalarımıza geçmesi konusunda son derece kararlı görünüyor” diye konuştu.

Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka ve DEM Parti Milletvekili Sevilay Çelenk de katıldı.

Exit mobile version