İlker Cihan BİNER
26 Ocak-5 Şubat tarihleri arasında Mimarlar Odası Diyarbakır’ın davetiyle, Amed Kent Atölyesininin ikinci edisyonu Diyarbakır’da bulunan güncel sanat mekanı Loading’te yapıldı. Küratörler Dicle Beştaş ve Sonja Lou’nun programladığı “Dirençliliği Yeniden Düşünmek ve Geleceğin Mimarlığı” başlığıyla katılımcı odaklı bir program gerçekleşti Yürüyüşlü atölyeler, kuram ve tartışma panelleriyle beraber “Kış Okulu” karşılaşma ortamına dönüştü.
Etkinliğin ilk gününde projenin programcılarından, mimar, küratör Dicle Beştaş ve Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi adına Herdem Doğrul okulun konseptini ve programlamayı aktardı. Katılımcıların etkinlikten beklentileri konuşuldu. Aynı gün öğleden sonra Senem Doyduk tarafından okulun temasıyla ilişkili bir sunum yapıldı. Ardından katılımcılarla beraber kavramsal tartışma ve forum oturumuna geçildi.
İkinci günde, Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma platformundan temsilcilerin katılımıyla şehirdeki ve bölgedeki dirençlilik, dayanışma pozisyonları konuşuldu.
Öğleden sonraki oturumlarda Mimar Senem Doyduk moderasyonunda atölye katılımcıları ile kavramsal tartışmalar yapıldı. Diyarbakır Sur içi dokusu, Hevsel bahçeleri, Bağlar-Huzurevleri mahalleleri, Hasankeyf gibi; doğal ya da rant odaklı yıkımlardan yola çıkarak dirençlilik konumları, yaşam hakkı meseleleri tartışıldı. Katılımcılar özellikle yeni politik pozisyonlar kurmanın, örgütlenmenin kudretine dair fikirlerini paylaştı.
Üçüncü günde, Erkan Özgen ve Zeki Kanay’ın rehberliğiyle Bağlar ilçesi Kaynartepe mahallesinde yürüyüşlü atölye gerçekleştirildi. Bağlar Kaynartepe örneğindeki kentsel dönüşüm planıyla bağlantılı diyaloglardan direncin estetik kavrayışla dolaşıklığına kadar pek çok mevzu tartışıldı.
Öğleden sonraki oturumda sanatçı Erkan Özgen “Kadrajın Dışından” adıyla katılımcılara video-art işlerini sundu. Atölye ortamındaki konuşmalar mekansallık, politika ve güncel sanat arasındaki ilişkiler bağlamında değerlendirildi.
SESLER, YÜZLER, SOKAKLAR
Dördüncü günde, Mimarlar Herdem Doğrul ve Sevdet Acar’la beraber Suriçinde yıkımın ve tahribatın yoğun olduğu ve renovasyondan sonra kullanıma açılan şehrin yeni dokusunda bir yön belirlenerek yürüyüşlü atölye yapıldı. Böylelikle Mimar Yağmur Yıldırım moderasyonunda Diyarbakır’ın varolan dirençlilik pratiklerini ve mekansallıklarını keşfetmeyi, kaydetmeyi ve paylaşmayı amaçlayan Audio-Amed başlıklı dört güne yayılan atölye başladı. İlk günde ses ve mekanın iç içe geçişine odaklanıldı. Atölye katılımcılarıyla beraber mekan-ses ilişkisi tartışıldı.
Beşinci günde, araştırmacı Zeki Kanay’ın sunumuyla Hevsel Bahçelerinde yürüyüşlü atölye yapıldı. Öğleden sonraki oturumlarda Mimar Yağmur Yıldırım moderasyonunda iç-dış, kamusal-özel alan, kent-doğa gibi ikiliklerin yarattığı düşünce biçimlerine değinildi. Sur ve Hevsel Bahçelerinin ekosistem parçaları olarak nasıl değerlendirilmesi gerektiği tartışıldı.
Öte yandan Audio-Amed’in beşinci gününde katılımcılar şehrin muhtelif yerlerinden aldıkları ses kayıtlarını paylaştı.
Altıncı günde, mimarlar Dicle Beştaş ve Sevdet Acar ile beraber kentin 2000’lerin başından bugüne kadar gelen yeniden yapılandırma politikaları Diclekent Bulvarında bir yön belirlenerek yürüyüşlü atölye biçiminde yapıldı.
Yine öğleden önceki ve sonraki oturumlarda Audio-Amed Diyarbakır dört güne yayılan atölyede Yağmur Yıldırım moderasyonunda ses ve mekanın birbiriyle ilişkisine odaklanmaya devam etti. Mekan ve hafıza ilişkisi dirençlilik boyutlarıyla beraber Diyarbakır’ın farklı dönüşüm süreçleri göz önüne alınarak tartışıldı.
Kış okulu yedinci ve sekizinci gününü tamamlarken Audio Amed atölyesinde katılımcılar ekolojik, feminist, kuir, insan olmayanları da dahil eden perspektiflerde Diyarbakır’ın dirençlilik pratiklerini farklı yönleriyle aktaran, çok sesli ses kayıtları oluşturdu.
Dokuzuncu ve onunda günde, “Görsel pratik ve teori” atölyesinin yürütücülerinden Eray Çaylı’nın kitabı İklimin Estetiği’nin “2. Afet, Risk ve Dirençlilik” ve “20. Sanatın Antroposeni” başlıklı bölümleri ve Cengiz Tekin’in belirlediği bazı video-art işleri katılımcılarla daha önce paylaşılmıştı.
Cengiz Tekin ve Eray Çaylı katılımcılarla paylaştıkları metinlerin, çalışmaların arka planlarına dair bilgiler verdiler. Katılımcılarla paylaşılan materyaller hakkında görsel üretimi ve dirençlilik bağlamında tartışmalar yürüttüler.
Katılımcılar son bir hafta boyunca kendi çektikleri veya araştırmalarında karşılaştıkları, dirençlilik konusuna dokunan bir görsel malzemeyi (fotoğraf ya da video olabilir) nasıl ve nerede bulduklarını ya da ürettiklerini anlattılar. Katılımcılar birbiriyleriyle diyaloglar kurarak ürettikleri malzemeleri değiş-tokuş halinde paylaştı. Materyallerin üzerlerine en az 600 kelimelik metinler yazarak atölyede ortamında paylaştılar. Eray Çaylı ve Cengiz Tekin katılımcılar arasında dolaşarak bu mevzuda yardımcı oldular.
Yine onuncu günde, film yönetmeni ve sanatçı Schokofeh Kamiz ile sanatçı Sonja Lau “Life Goes On” temalı atölyelerinde, “resistance” ve “resilience” sözcükleri arasındaki fark bağlamında, dirençlilik stratejilerini ve dirençliliğin neoliberal kullanımı, hafıza/anıt bağlantısıyla beraber teorik bir tartışma yürüttüler. Öğleden sonra ise Kamiz “After Sabeen” (2019) başlıklı belgesel filmini göstererek, eseri katılımcılarla birlikte yas, direnç, direniş bağlamında tartıştılar. Ayrıca Kamiz, katılımcılardan dış mekânda kısa videolar çekmelerini istedi. Direnç üzerine kendi birer cümlelik sözlerini toplayarak … bunları bir ortak videoda birleştirme amaçlı toparladı.
Görüldüğü üzere, tüm bu süreç boyunca katılımcılar sesler, görseller ve metinler üreterek aktif bir şekilde bir karşılaşma alanı yarattı. Bu çok boyutlu mevzulara dair etkinlikler kent-direniş ve sanat ilişkisinin dinamik tutulduğunun bir kanıtı.
(Metne katkılarından dolayı atölye programcılarından Dicle Beştaş’a ve katılımcılarından Murat Küçük’e teşekkürler.)
* Deprem bölgesinden on öğrenci ve/veya araştırmacının Diyarbakır’daki 12 günlük konaklama masrafları Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası tarafından karşılandı. Proje İstanbul Goethe Enstitüsü ve Kültür Akademi Tarabya Mezunlar Fonu tarafından desteklendi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***