Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bölücülük, FETÖ ile ilgili gerçekler ve atanan başkan…

Bölücülük, FETÖ ile ilgili gerçekler ve atanan başkan…

T24 Haber Merkezi

Galatasaray kulübü başkanı Dursun Özbek‘in açıklamalarının ardından Fenerbahçe ve Kulüpler Birliği Başkanı Ali Koç‘tan cevap geldi. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün resmi hesabından yapılan Ali Koç imzalı açıklamada, “Kulüplerimiz arasında devam eden tüm gündemler ile ilgili olarak uzaktan maval okumak yerine sizi istediğiniz mecrada, yanınıza istediğiniz yardımcıyı da alarak 5. kez karşı karşıya yayına çıkmaya davet ediyorum. Tabii yüreğiniz yetiyorsa…” ifadeleri kullanıldı.

Bugün Özbek, Koç’u istifaya davet etmiş, “‘Bu sene şampiyon olmak için, fıtratımda olan ve olmayan, elimden gelen ve gelmeyen her şeyi yapacağım’ dedi. Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı görevini bırak, diye çağrıda bulundum. Bugün de bunu tekrarlıyorum. Derhal istifa etmeli. Ondan sonra Fenerbahçe Kulübü başkanı olarak istediklerini söyleyebilirsin” ifadelerini kullanmıştı.

“Yüreğiniz yetiyorsa yayına çıkalım”

Özbek’in açıklamalarının ardından Koç’tan gelen cevapta, “Galatasaray Kulübü Başkanının açıklamalarına istinaden; proje, bölücülük, patolojik, mağduriyet söylemleri, kulübünüze haciz getirme konuları başta olmak üzere; FETÖ ile ilgili gerçekler, atanan başkan ve kulüplerimiz arasında devam eden tüm gündemler ile ilgili olarak uzaktan maval okumak yerine; sizi istediğiniz mecrada, yanınıza istediğiniz yardımcıyı da alarak 5. kez karşı karşıya yayına çıkmaya davet ediyorum. Tabii yüreğiniz yetiyorsa…” denildi.

Özbek’in Ali Koç hakkındaki yorumlarını da içeren bugünkü açıklamaları şöyle:

“Biz şu anda mayıs ayındaki seçimden ziyade söz verdiğimiz işlerin bitirilmesine konsantreyiz. Seçime daha aşağı yukarı 4 ay var. Bu süreyi, hizmet maksadıyla değerlendirmek istiyoruz. Şu anda bir seçim çalışması içinde değiliz. Onu vakti zamanı geldiği zaman oturur, düşünürüz. Camiamızın talepleri, görüşü doğrultusunda hareket ederiz.

Benim ve arkadaşlarımın ortak bir hayali var. Sürdürülebilir bir başarı sistemini Galatasaray’a getirmek istiyoruz. Sürdürülebilir başarının tek ve en önemli şartı finansal yapının düzgün olması. Sürdürülebilir yapıya hizmet edebilecek şekle gelmesi. Benim ve arkadaşlarımızın bütün derdi bu. Biz özellikle Mayıs’a kadar olan dönemde bunun temellerini atmak istiyoruz. Bu bir anda bitecek, sihirli değnekle dokunup düzelecek bir şey değil. Ama bu projeyi biz zaten yaptık. Seçimlerden önce genel kurula ve bütün camiaya anlattık. Türkiye’de ilk ve tek enlerin takımı Galatasaray diyorsak bu manada da ilk kulüp olması yönünde hareket ediyoruz. Onu da başaracağımızı görüyoruz.

“Camianın içindeki barışıklık, birbirini sevmek çok önemli”

Sürdürebilir bir finansal yapıyı oluşturmanın peşindeyiz. Bu manada çok müspet çalışmalarımız var. Yeri ve sırası geldikçe de bunu camiaya anlatacağız. Burada her zaman vurguladığım ve tekrar vurgulamak istediğim bir şey var. Hangi projeyi yaparsanız yapın, hangi öneriyi getirirseniz getirin camianın içindeki barışıklık, birbirini sevmek çok önemli. Bu projelerin başarılı olması için camiada birlik, beraberlik ve tek yumruk olmayı izliyoruz şu anda. Ben diyebilirim ki bizim en büyük başarımız camiada bu havayı, iklimi yaratmak. Çünkü bunu yaratamazsan hangi projeyi yaparsan yap, bence hükümsüzdür. Sonuca ulaşamazsınız ya da istediğinizi başarıyı yakalamazsınız. Şu andaki iklim gayet güzel, müsait. Bundan sonra gelecek yönetimlere de aynı sevgi ikliminin devam ettirmesi için tavsiyede bulunuyorum. Galatasaray’ı başarıya götürmenin birinci önceliği bu. 

“İnşallah Okan Hoca ile beraber 5’inci yıldızı takarız”

Okan hoca ile geldiğimiz günden itibaren temas halindeydik. Futbolculuk döneminden beri çok beğendiğim, çok iyi bir Galatasaraylı. Galatasaray’dan yetişmiş bir hoca olması, bizim kendisiyle istişaremizi, hedef birliğimizi kolaylaştıran bir husus. Dolayısıyla ben de kendisini çok başarılı buluyorum. Bu sene de özellikle verdiği hizmetin takdire şayan olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu sene sonunda şampiyonlukla beraber 5’inci yıldızı takarız. İnşallah orada da Okan hoca ile beraber gideriz, beşinci yıldızı da beraber takarız. Bunun için çalışıyoruz. Transfer dönemi henüz bitmedi. Bu hafta da var. Bu manada çalışmalarımız sürüyor. Transferle ilgili arkadaşlar yoğun çaba sarf ediyor. Bu haftayı da bekleyelim, göreceğiz.

“Boey, Galatasaray’ın yıldız futbolcusu olarak sezonun bitimine kadar bize hizmet etti”

Boey’un satışı gerçek bir transfer başarısı olarak herkesin kabul ettiği bir şey. İlmek ilmek hazırlanmış bir şey. Sadece biz ve yönetimimiz tarafından olay bir şey değil. Burak Elmas başkanımız döneminde transferi yapılmış, demek ki o zaman performans gelişmesi ön görülmüş. Fatih hoca emek sarf etmiş. Ondan sonraki dönem Okan hoca emek sarf etmiş Boey’un gelişmesi için. Dolayısıyla bütün faktörler bir araya geldiği zaman Boey, Galatasaray’ın yıldız futbolcusu olarak bu sezonun bitimine kadar bize hizmet etti. Başarılı bir transfer olarak bütün Türk halkını memnun ettiğini düşünüyorum.

Türk futbolu bu tip transferlere hasret. Ülkeler arasında bunun fersah fersah üstünde transferler yapılırken Türkiye’de sanki bir kilit, limit varmış gibi Türkiye’den futbolcu şu fiyata çıkar, bu fiyata çıkar, bunun üstüne çıkmaz gibi bir görüş var. Dolayısıyla bu görüşü de yıktığımızı düşünüyorum. İnşallah bundan sonraki dönemde de Türk futbolu, futbolcu ihraç etmeye yönelir. Buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

“Boey’dan para geldi, transfer yapacağız diye bir şey yok”

Geçen sene Galatasaray’ın kasasına transferden giren bir şey var mıydı ? Yoktu. En azından böyle bir 30 milyon Euro yoktu. Yaptığımız transferlerin hacmine bakarsanız bu dediğiniz rakamın fersah fersah üstünde. Galatasaray’a hizmet edecek, Galatasaray’ı başarıya taşıyacak oyuncuların transferini yaptık. Bir yıldız yağmuru geçen sezon başında geldi. Demek ki felsefemiz şu değil; Boey’dan 30 milyon geldi hadi transfer yapalım değil. Biz transferi Galatasaray’ın ihtiyacına göre şekillendiren bir yönetimiz. Dediğim gibi geçen sene böyle bir transfer yoktu. Ama yapılan transferlerin altına çizgiyi çekin, bakın, nasıl yapılmış. Boey’dan para geldi, transfer yapacağız diye bir şey yok.

“Muslera bizim kıymetlimiz”

Hem taraftar hem de başkan olarak aynı şekilde bakıyorum. Muslera bizim kıymetlimiz. Benim daha önceki başkanlı döneminde de Selçuk’un sonrasında takım kaptanımızdı. Çok değerli bir futbolcu. Galatasaray’a uzun yıllardır hizmet ediyor. Bu sorunun bir ayrılık rüzgarı gibi sorulmuş olması da beni rahatsız ediyor. Camialar ihtiyaçları çerçevesinde oyuncularını, bu kadar değerli oyuncusunu illa ki onun da arzusu çerçevesinde gerek sahada gerek yönetimde gerek idari kadroda değerlendirmek ister. Onun için böyle bir ayrılık rüzgarı gibi sorulması hoş değil. Bu benim tek başıma alabileceğim bir karar değil. Futbolu yöneten bir yönetim kurulu var. Muslera’nın isteği var. Şu anda bir tek şeye kitlenmiş vaziyetteyiz. O da bu sezon şampiyon olmak. Bu tartışmaların gündeme gelmesi, şampiyonluk yolundaki yürüyüşümüzü zayıflatır. 

“Ara dönemde kiralık futbolcular, kiralık bulunan alternatifler daha faydalı”

Galatasaray başkanı olarak şöyle bir endişem yok. ‘Bonservisi ödeyeyim veya ödemeyeyim’ böyle bir şey yok. Gerektiğinde de bonservisini öderim ama kulübün menfaatlerine geldiği zaman da kulübe uzun süre hizmet edecek futbolcu varsa elbette bonservis ödeyeceğim. Ama ara dönemde Galatasaray’a özellikle de önümüzde seçim olduğunu düşünürsek kiralık futbolcunun, kiralık bulunan alternatiflerin daha faydalı olacağını düşünüyorum. Yoksa arkadaşlarıma kesinlikle öyle bir talimat vermedim. Bonservisli oyuncu getirmeyin gibi bir talimatım yok.

“Galatasaray Kulübü Başkanı eğer başarısızsa istifa çağrısında bulunulabilir”

Galatasaray Kulübü Başkanı eğer başarısızsa, bunu daha önce de yaşadım, istifa çağrısında bulunulabilir. Bunu yadırgamıyorum. Neticede biz emanet bir görevdeyiz. Burası genel kurulun yönetmemiz için bize emanet ettiği bir yer. Elbette yanlış bir şey yaptığımızda da veya yönetemiyorsak bu çağrılar normaldir. Ama bunun yaptığınız işlerin memnuniyetsizliğinden daha ziyade bir anlık yanlış dezenformasyon sonucunda çıkmış bir şey olduğunu görüyorum. 

“Fenerbahçe Kulübü Başkanı olacak zat…”

Fenerbahçe Başkanı Koç’un Yüksek Divan Kurulu’nun Şubat Ayı Olağan Toplantısı’ndaki açıklamalarına da cevap veren Özbek, şunları söyledi:

“Son divanı izlemedim ben fakat Fenerbahçe Kulübü Başkanı olacak zatın söyledikleri basına da yansıdı. Dolayısıyla tarafıma da geldi. Tabii hoş bir ifade tarzı değil. Bunu şöyle yorumluyorum ben. Fenerbahçe Başkanı olacak kişi Vehbi Koç’un torunu. Bu kişi aynı zamanda iyi bir eğitim almış, Koç ailesinin bir mensubu. Türkiye için Koç ailesi önemli bir aile. Yurt dışında ve yurt içinde iyi bir eğitim görmüş, çok önemli eğitim almış. İyi bir iş hayatı var. Çok zengin bir aileye mensup.

“Galatasaraylı veya Fenerbahçeli diye bölünmeyi ve birbirine düşman olmayı teşvik edici söylemler niye yapılır?”

Peki böyle bir kişi niye Türk Futboluna bölünmeyi, kutuplaşmayı ve birbirine düşman olmayı getirmeye çalışır? Türkiye’nin yüzde 75’i Galatasaray ve Fenerbahçe’den oluşuyor. Futbolla ilgilensin, ilgilenmesin veya takip etsin, etmesin bu bir gerçek. Bizim ağzımızdan çıkan kelimeler bu insanlara ulaşıyor. Bu insanları etkiliyor. Bu insanların bizim ifadelerimizden beklentileri var. Peki niye böyle bir kutuplaşmayı, Galatasaraylı veya Fenerbahçeli diye bölünmeyi ve birbirine düşman olmayı teşvik edici söylemler niye yapılır?

Çok düşündüm. Bu manada daha önce de böyle düşünmüştüm. Bir ifadem de vardı ve onun çok gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Şimdi Türkiye bulunduğu coğrafi konum ve demografik yapısı itibariyle düşmanları tarafından bölünmeye Türk, Kürt diye PKK vasıtasıyla ayrılıkçı kalkışma var. Alevi ve Sünni diye zaman zaman bunu kaşıyan düşmanlarımız var. FETÖ’cü olan veya olmayan diye 15 Temmuz’da kalkışma yaşadık. Türkiye’nin başında böyle belalar varken bir kişi Galatasaray’ı ve Fenerbahçe’yi birbirine düşman ederek hatta sokaklara çağırarak, hatta ‘Bunları gördüğünüz yerde tokatlayın’ ifadeleri gibi ya da ‘gördüğünüz yerde fotoğrafını çekin’ gibi ifadeler kullanarak niye yapar?

“Türkiye’yi bölmek için yeni bir proje mi?”

O kişi aynı zamanda Türkiye’yi seven, Atatürkçü kimlikten ve etik değerleri yüksek olduğunu ifade ediyor. Peki kardeşim, bu değerlere sahipsen niye böyle bir tavır içine giriyorsun? Başkanlığı kötüle, kulübü kötüle ve hiç ağza alınmayacak şekilde ifadeler kullan Galatasaray için. Benim aklıma iki şey geliyor. Birincisi Türkiye’yi çekemeyenlerin ve düşman olanların Türkiye’yi bölmek için çeşitli davranış biçimleri var. Acaba ben de diyorum böyle birisi bir proje mi? Türkiye’yi ne PKK bölebilmiş ne FETÖ bölebilmiş. Yani kimse bölememiş. Türkiye’yi bölmek için yeni bir proje mi deniliyor yani.

“Bundan vazgeç”

Galatasaraylı, Fenerli sokağa çıksın bu çağrılar var. Bunu çok sakıncalı buluyorum. Dolayısıyla o kişiye (Ali Koç) şunu tavsiye ediyorum. Bundan vazgeç. Türkiye’nin huzura, birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Türkiye’nin bekasını tehlikeye atacak bu tartışmalar böyle başlar ve nerede duracağını bilemezsin. Onun için ben kendisine bu huzuru bozucu, Türkiye’nin birlik ve beraberliğine kasteden davranış biçimi içerisinde olmamasını tavsiye ediyorum. Biz Galatasaray ve Fenerbahçe olarak mücadelemizi, bilek güreşimizi sahalarda yapalım. Bu kulüpler onun için kurulmuş. Bu kulüplerin birinci görevi sahada bu futbol aktivitesini sevdirebilmek, insanları hafta sonlarında hoş bir vakit geçirmelerini sağlamak ve takımlarıyla mutluluklar yaşamak için yapılan bir aktivite.

“O kişinin bir proje olarak kulübün başına geldiğini düşünüyorum, tedavi edilmeli”

Olayların bu maksatla yapıldığını kabul edersek o kişi bir proje olarak kulübün başına geldiğini düşünüyorum. Peki diyelim ki öyle değil. Bu söylediklerim yanlış. Bu davranış biçimini değerlendirmek, bunların olmadığını ve daha önce söylediklerimin yok farz edildiği dönemde bu davranış biçimini nasıl değerlendiririz? O kişi iyi yetişmiş, zengin, iyi bir ailenin verdi, eğitimi çok üst düzeyde ve başarılı bir iş adamı. Bunların hepsini bir tarafa yazdığımız zaman bir tane eksik kalıyor. Çünkü bu patolojik bir olay haline geliyor. Demek ki bir parametre eksik. Burada sağlıklı olmayan bir durum hasıl oluyor. Onun için bu tavrın ve söylemlerin derinlemesine incelenmesi, bu manada o kişinin bazı desteklere ihtiyacı olabileceğini düşünüyorum. Bu, tedavi edilmesi gereken bir husus. Dediğim bütün bu özellikleri bir araya getirdiğimiz zaman ülkenin birliği ve beraberliği için savaşmış, Atatürkçü, etik değerlere sahip Türkiye’yi düşünen bir kişinin bu manada Türkiye’yi bölmek için eğer bir proje değilsen o zaman kardeşim burada başka bir durum var. Bu şekilde incelenip bunun süratle tedavi edilmesinin gerektiğini düşünüyorum

“Derhal Kulüpler Birliği başkanlığından istifa etmeli”

Fenerbahçe başkanı olan kişinin ifadelerine dikkat ettiğinizde hep bir mağduriyet çıkarma, hep bir ağlama hali var. Ağzımızdan çıkan laflara dikkat etmemiz gerekiyor. Bir kulübün başkanı, federasyonla kavga ediyor, MHK ile kavgalı, Tahkim ile kavgalı. Bütün takımlarla kavgalı. Bütün takımlarla kavgalı cümlemi de şöyle ifade etmek istiyorum. Kulüpler Birliği Vakfı’nın sezon açılışında o kişinin şöyle bir ifadesi oldu; Bu sene şampiyon olmak için, fıtratımda olan ve olmayan, elimden gelen ve gelmeyen her şeyi yapacağım dedi. Orada 20 tane ayrı takım vardı. Hepsi de Türk futbolu için önemli. 20 takımın da gönlünde şampiyonluk yatar. Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı olarak bunları diğer 19 takıma söylüyorsun. Böyle bir laf edilir mi? Sen eğer bu ifadenin arkasında duruyorsan, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı görevini bırak, diye çağrıda bulundum. Bugün de bunu tekrarlıyorum. Derhal istifa etmeli. Ondan sonra Fenerbahçe Kulübü başkanı olarak istediklerini söyleyebilirsin.

“10 yıla yakın süredir şampiyon olamamaları travmatik bir durum yaratıyor”

Kaç kişi inandı bilmiyorum. Geçtiğimiz dönemde divan kurulu başkanları kendi aralarında toplanıyor ve sohbet ediyorlar. Biz kendilerini davet ettik, diğer kulübün divan başkanları bir araya geldi. Ben de onlara ‘Hoş geldiniz’ dedim ve oradan ayrıldım. Fenerbahçe’nin divan başkanı bir müddet sonra beni aradı. ‘Sayın başkan, siz Ali Koç’un başkan olarak kalması bizim için çok iyi demişsiniz’ dedi. Ben de ‘Sen de oradaydın, belli bir süre sizinle beraber oldum ve sonra oradan ayrıldım. Bulunduğum süre içerisinde siz böyle bir cümlemi duydunuz mu’? dedim. ‘Duymadım’ dedi. Kendisiyle böyle bir telefon konuşmamız oldu. Demek ki bu algının peşindeler. ‘

Ben başkanlığı bırakacağım, kulüp zaten 10 yıla yakın senedir şampiyon olamıyor, bu normal mi ?’ diye herkese soruyor. Kendisi aslında ‘Bu sene başkanlığı bırakacağım, ben şampiyon olayım’ demek istiyor. Bu konuşmayı kime söylüyor, muhatabını bulmak da zor. Şampiyonluk bir emeklilik ikramiyesi değildir dedim. Sahada mücadeleni edersin, kazanırsan şampiyon olursun. Kazanamazsan bunu unut. Böyle bir endişeleri var. 10 yıla yakın süredir şampiyon olamamaları travmatik bir durum yaratıyor. Bunun çaresi kavga ederek değil, mücadele etme becerisini daha iyi yönetmekle alakalı. Benim onlara bir ağabey tavsiyem şu; Yeşil sahanın içinde kalın. Enerjinizi ,performansınızı daha üst seviyeye çekmek için harcayın.

“Standartlarda bir sapma olmasaydı şu anda biz onların 10 puan önündeydik”

Hakem hatalarıyla ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Mukayeseye geldiği zaman Galatasaray’ın kayrıldığı ve Galatasaray’ın lehine yaklaşımlar olduğu ifade ediliyor. Hep bu yönde bir algı peşindeler. Başkanı, yardımcısı, çalışanı, hepsi bu bakış açısında. İncelediğinde şurası çok net, standartlarda bir sapma olmasaydı şu anda biz onların 10 puan önündeydik. Verilen, verilmeyen penaltılar, gösterilen kartlar dikkate alındığında bu ortaya çıkıyor. Bütün bunlar dikkate alındığında asıl mağdurun Galatasaray olduğunu herkesin kabul etmesi gerekiyor. Her konuşmasında bizim algı peşinde olduğumuzu ifade ediyor. Böyle bir şey olmaz. Algıyla ilgili çalışan tek kulüp Fenerbahçe. Göğsünü gere gere de bizim yaptığımızı söylüyor.” 

TIKLAYIN – Önemli isimler harekete geçti: Fenerbahçe’de Ali Koç’a “devam et” baskısı

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version