Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Adliyedeki saldırı sonrası avukatlara operasyon: Hukukçular dayanışma çağrısı yaptı

Adliyedeki saldırı sonrası avukatlara operasyon: Hukukçular dayanışma çağrısı yaptı



Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Mersin Şubesi, ÖHD Mersin Şubesi, İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, Demokrat Avukatlar Grubu, Adalet İçin Hukukçular Mersin Şubesi tarafından, İstanbul Adliyesi saldırısının ardından Halkın Hukuk Bürosu’nun basılması ve avukatların gözaltına alınması üzerine açıklama yapıldı.

Basın metnini okuyan ÇHD Mersin Şubesi Başkanı Avukat Ersan Çetinkaya, gözaltına alınan ve Çağlayan Adliyesi’ne ifadeye getirilen avukatların serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.

Çetinkaya, “Çağlayan adliyesinde yaşanan olayı bahane ederek avukat arkadaşlarımızı gözaltına almak açıkça son yıllarda defalarca kez gördüğümüz delilsiz, dayanaksız sadece şahsi tercih ve yorumları ile ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı biçimde müvekkil avukat örtüştürülemez ilkesinin yok sayılmasından başka bir şey değildir” dedi.

Açıklama şöyle:

06/02/2024 günü İstanbul da derneğimiz üyesi meslektaşlarımızın büroları,işyerleri kapıları tamamen yerinden sökülmek suretiyle basılmıştır. Uygulanan yöntem avukatları ve avukatlık mesleğini kriminalize etmek ve kamuoyunda korkutma ile yanlış algı oluşturma dışında bir işe yaramazken herhangi suç fiili yahut hukuki irtibat kurma gereği bile duyulmadan avukatlar hukuksuz biçimde gözaltına alınmıştır.

Şuan biz bu açıklamayı yaparken halen Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Yönetim Kurulu üyemiz Av.Nazan Betül VANGÖLÜ KOZAĞAÇLI, üyelerimiz Av. Seda Şaraldı, Av. Berrak Çağlar ile Av. Didem Baydar Ünsal halkın hukuk bürosuna yönelik hukuksuz baskın neticesinde gözaltındalar.

Soruşturma konusu olay ile avukatların ilişkilendirilmeye çalışılması hiçbir hukuki alt yapıya sahip değildir. Özellikle son 10 yıldır Toplumsal muhalefetin savunmanlığını yapan avukatlar sürekli ve yoğun bir şekilde kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. Bugün derneğimiz üyesi meslektaşlarımızın, uzak-yakın asla irtibatlandırılamayacakları bir olay kapsamında gözaltına alınmaları süregelen kriminalize etme çabalarının bir devamıdır.

Çağlayan adliyesinde meydana gelen olayın hemen akabinde, dakikalar içerisinde hangi deliller elde edilmiştir ki, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı meslektaşlarımıza yönelmiştir. Bunu mantıken ve hukuken anlayabilmek mümkün değildir.

Çağlayan adliyesinde yaşanan olayın hemen ardından meslektaşlarımızla ilgili arama ve gözaltı kararları alınıp, sadece 2 saat içinde meslektaşlarımızın bürolarına kolluk tarafından gelinmiştir.

Çağlayan adliyesinde yaşanan olayı bahane ederek avukat arkadaşlarımızı gözaltına almak açıkça son yıllarda defalarca kez gördüğümüz delilsiz, dayanaksız sadece şahsi tercih ve yorumları ile ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı biçimde müvekkil avukat örtüştürülemez ilkesinin yok sayılmasından başka bir şey değildir.

Savcılıkta, kolluk da yaşanan olay ile meslektaşlarımızın en ufak bir ilgisi olmadığını çok iyi bilmektedir. Amaç her zaman olduğu gibi, yaşanan herhangi bir olayı fırsat bilerek, her daim kriminalize etmeye çalıştıkları ÇHD li avukatları tutuklatmaya çalışmaktır.Avukatlık pratiğimiz ve hukuku gereği gibi uygulamak zorunda kaldıkları bir çok durum bu rahatsızlıklarının kaynağıdır.

Derneğimiz üyesi avukatlara aynı senaryolar daha önce de 2013 ve 2017’de de kullanılmak istenmiştir. 2013’te meslektaşlarımızın 11 çelik kapı ardında “örgütsel” toplantı yaptıkları yalanı söylenmişti.

2017’de silahlı örgüt yönettikleri yalanı söylenmişti. Bunların yalan olduğu o dönemlerde de soruşturmalar kapsamında hemen ortaya çıkmıştı.Hatta dosyanın ilk celsesinde tüm meslektaşlarımız tahliye edilmişti.Bugün yaşanan da bu yalanların devamı mahiyetindedir. Elbet buradaki yalanda er geç ortaya çıkacaktır.

Soruşturma başlarken olabildiğince kendi politik hedeflerine uygun en ağır cezaların ön görüldüğü ve tutuklamaya yönelik işlevsel kanun maddelerini yan yana yazarak, herhangi bir hukuki delil ve gerekçe bulma zahmetine katlanmadan ve bunların sorgulanmasının önüne geçmek için de gizlilik kararları ile hareket eden soruşturma makamları ciddiyetini kaybetmektedir.

Avukat meslek örgütleri, barolar, meslek birliğimiz evrensel hukuk kuralları ve avukatlık mesleğinin kuralları gereği oluşan bu baskıya karşı hep birlikte karşı koymadıkça avukatlık mesleği bir çok bedel ödeyerek kazandığı haklarını, itibarını terk etmek zorunda kalacak, hak savunuculuğu misyonundan sadece dava vekilliğine indirgenecektir.

Bugün gözaltına alınan bizzat avukatlık mesleğinin kendisidir.Ülkede bu mesleği yüzakıyla yapan arkadaşlarımızı savunmakta asla tereddüt etmeyeceğiz.

Çağdaş Hukukçular Derneği olarak 50 yıllık mücadele geleneğimizden edindiğimiz güçle arkadaşlarımızı, meslektaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız. Duyarlı tüm meslektaşlarımızı, Baroları , meslek birliğimiz TBB’yi ve kamuoyunu dayanışmaya davet ediyoruz.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version