Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Sessizlik Zinciri’ konferansı başladı: Kadınların direnişi dünyaya yayılacak


AMED – TJA’nın “Sessizlik Zinciri: Kadın Siyasi Mahpuslar Etrafındaki Duvarları Yıkmak” başlığıyla organize ettiği konferans başladı. TJA aktivisti Hacer Özdemir, konferans ile kadınların cezaevlerindeki direnişini dünyaya yaymak ve uluslararası bir dayanışmaya vesile kılmak istediklerini ifade etti.

 

Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinên Azad-TJA), “Sessizlik Zinciri: Kadın Siyasi Mahpuslar Etrafındaki Duvarları Yıkmak” başlığıyla düzenlediği konferans başladı. Uluslararası alandan katılımcıların yer aldığı konferans, Amed’in Sûr ilçesindeki bir otelde gerçekleştiriliyor.

 

Salona TJA’nın kampanyası sloganı olan “Jin Jiyan Azadi İle Özgürlüğe Doğru” pankartı ve katledilen Kürt kadın siyasetçilerin fotoğrafları asıldı. Konferansta yine cezaevindeki tutsakların resimlerinden oluşan sergi de açıldı.

Konferansa Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar,  Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, siyasi parti temsilcileri ve milletvekilleri, farklı ülkelerden gelen feminist aktivistler, cezaevinden çıkan kadınlar, Adalet Nöbeti eylemcileri ve Barış Anneleri, gazeteci, yazar ve sivil toplum örgütü temsilcisi kadınlar katıldı. 

 

Konferansın açılış konuşmasını TJA aktivisti Kader Uzun yaptı. Katılımcıları birçok dilde selamlayan Uzun, cezaevlerindeki kadın tutsaklara ve verdikleri direnişten örnekler verdi. Uzun, kadınlar olarak tüm sokaklarda direnmeye devam ettiklerini belirtti 

 

 

‘KÜRT KADINLARI YILLARDIR DİRENİYOR’

 

Sonrasında TJA aktivisti Hacer Özdemir konferans katılımcılarına hitap etti. Cezaevlerindeki direnişlerde yaşamını yitiren kadın tutsakları anarak sözlerine başlayan Özdemir, İmralı ve diğer cezaevlerinde uygulanan tecridi kınayıp bir an önce tecrit sonlandırılmasını istedi. 

 

“Kürt halkının varlığı, coğrafyası, dil ve kültürü kabul edilmiyor” diyen Özdemir, Kürtlerin yıllardır dört parçada varlığının kabulü için mücadele verdiğini ifade etti. Özdemir, “Kürt kadınları da bu uğurda yıllardır cezaevlerinde direniyor. 12 Eylül darbesi ile Amed Cezaevi’ndeki felaketi hepiniz biliyorsunuz. Burada büyük bir direniş vardı. Bu direnişte de Mazlum Doğan Amed Zindanı’nın sembolü oldu ve mücadelesinin düzeyiyle Sakine Cansız ve arkadaşları da Kürt kadının ve dünya kadınının sembolüne dönüştü” dedi.  

 

‘ZİNDANLAR HER ZAMAN DİRENİŞ ALANLARI OLDU’

 

Mücadelenin büyümesiyle baskı ve tutuklamalarının artsa da Kürt kadınlarının mücadeleye katılımının da arttığını söyleyen Özdemir, “Kürt kadınlarının devrime katılımı, bir takım zorluklar da getirdi. 1990’da en büyük işkence, taciz ve tecavüzleri arkadaşlarımız gördüler. Kürt tarihinde zindan alanları her zaman direniş alanları olmuştur ve burada çok büyük mücadele verilmiştir. Biz de bakıyoruz ki Kürt kadın hareketi aktivistlerinden hapishanelere girmeyen hemen hemen yoktur ya da çoğu aktivist hapistedir” diye konuştu. 

 

‘JİN, JİYAN, AZADİ İLE DİRENİŞ DEVAM EDECEK’

 

Geçmişte kadınlar gözaltına alındığında bu durumun toplum içinde hoş karşılanmadığını ancak kadınların direnişleriyle bu tür algıları yıktığını vurgulayan Özdemir, şunları söyledi: “Kurdistan’ın dört parçasında zindanlarda büyük zahmetler yaşandı. Leyla Qasım’ın yeri bilinmektedir. Leyla Qasım idam edilirken; ‘Benim saçlarımı örün, Kurdistan bayrağı yaparak, her yere asın. Belki beni idam edecekler ama binlerce Kürt başkaldıracak ve bu bayrağı her yere asacaktır’ dedi. Şirin Elemholli idam edildiğinde; ‘Kürt kadını olarak direniyorum, umut ediyorum ki Kürt halkı da boyun eğmeyecek’ dedi. Amed zindanında o kadar işkence yapılmasına rağmen Sakine Cansız büyük direndi ve işkencecileri karşısında ‘ah’ bile demedi. Yani ne kadar tutuklama, işkence varsa, o kadar da direnişte vardır. Jin, Jiyan, Azadî felsefesi ile bu direniş yayılmaya devam ediyor.” 

 

‘BAŞARI ZİNDANLARDA DİRENENLERİN OLACAK’

 

Özdemir, zindanlarda direnenlerin sadece Kürt kadınları olmadığını da ifade etti. Bu konferans ile zindanlardaki kadın direnişini daha da ortaklaştıran bir zemin oluşturmak istediklerinin söyleyen Özdemir, sözlerini “Bu konferans ilişkilerin, paylaşımların artması, gelecekteki büyük çalışmalarda, uluslararası çalışmalarda ortaklaşmaya sebep olacaktır. Bu uluslararası dayanışma için de çok iyi olacaktır. Kadınlar vardır, var olacaktır. Bizler bazı direnişlere ses olmak ve onların sesini de duyurmak istiyoruz. Dilerim bu konferans buna ve uluslararası dayanışmaya vesile olur. Tartışmalarımız bir sonuca ulaşarak güzel şeylere sebep olacak diye umuyoruz. Kürt kadınları olarak bu konferansı Şirin Elemholli, Leyla Qasım, Sakine Cansız ve Semalara adıyoruz. Çok güzel direniş oldu ve bu direnişin büyümesine neden oldu. Yine bu soğuk hücrelerde olup yanımızda olmayan Sabahat, Leyla, Figen herkese selam yolluyoruz. İki gün boyunca yapılacak fikir alışverişi sonucunda burada kurulacak ilişkilerin bütün zindanlar üzerinde etkisi olacaktır. Başarı kadınların, zindanlarda direnenlerin olacaktır” diyerek noktaladı.

Açılış konuşmasının ardından cezaevlerindeki kadın tutsaklardan gelen mesajlar okundu.  

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version