İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İsrail soykırım davasında kendini nasıl savunacak?


İsrail’de mahkemede savunma yapmak üzere Adalet ve dışişleri bakanlıkları, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Savunma Kuvvetleri’nden üst düzey hukukçulardan oluşan bir ekip kurulmakta olduğu belirtildi. Peki bu ekip ülkenin pozisyonunu savunmak için hangi stratejiler ve hukuki argümanlar benimseyebilir?

REKLAM

Güney Afrika’nın Filistinlilere soykırım yapmakla suçladığı İsrail, Birleşmiş Milletler’in en üst mahkemesi Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde kendisini savunacağını duyurdu. 

İsrail başbakanlık ofisinden Eylon Levy, “İsrail devleti, Güney Afrika’nın saçma sapan kan iftirasını çürütmek için UAD önüne çıkacak” dedi.

Bu açıklamanın ardından da davaya hazırlanmak üzere ülkede yoğun bir çalışma trafiği başladı. 

Adalet ve dışişleri bakanlıkları, Ulusal Güvenlik Konseyi ve İsrail Savunma Kuvvetleri’nden üst düzey hukukçulardan oluşan bir ekip kurulmakta olduğu belirtildi. 

Peki bu ekip ülkenin pozisyonunu savunmak için hangi stratejiler ve hukuki argümanlar benimseyebilir?

1. Egemenlik ve Ulusal Güvenlik

İsrail egemenlik ve ulusal güvenlik hakkını savunabilir. Bu, ulusal güvenliğe yönelik tehditleri göstermeyi ve eleştirilse de bazı eylemlerin nüfusu ve bölgeyi korumak için gerekli olduğunu savunmayı içerebilir.

2. Meşru müdafaa

İsrail BM Şartı’nın 51. Maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkını kullanabilir. Bu, alınan önlemlerin yakın saldırılara cevap vermek için gerekli olduğunu ve tehditle orantılı olduğunu göstermeyi içerecektir.

Savunmanın bir parçası olarak, İsrail’in avukatları 7 Ekim’de Hamas tarafından saldırıyı kesin bir şekilde detaylandırmaları söz konusu olacak.

İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve bunu sivil kayıplara yol açmadan yapmasının Hamas’ın savaşma biçimi nedeniyle – Gazzelilerin arkasına saklanarak, sivillerin arasına karışarak – imkansız olduğunu savunacaklar.

3. Müzakereler ve barış anlaşması

İsrail, diplomatik çabaları ve barış görüşmeleri girişimlerini öne sürebilir. Siyasi çözümlerin devam ettiği ve farklılıkları gidermek için iyi niyetli müzakerelerin yürütüldüğü iddia edilebilir.

4. Toprak İddialarının Geçerliliği

İsrail, sınırlarının meşruiyeti lehine tarihi, hukuki ve siyasi argümanlar sunarak toprak iddialarının geçerliliğini savunabilir.

Ancak İsrail’in savunması, Güney Afrika’nın UAD’ye yaptığı başvuruda atıfta bulunduğu İsrail Tarım Bakanı Avi Dichter ve arkadaşlarının sözleriyle gölgelenecek gibi görünüyor. 

Tarım Bakanı, yoğun bombardıman altındaki Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinlilerin kuzeyden güneye doğru sürülmesini İsrail’in kurulabilmesi için 1948’de Filistinlilerin vatanlarından sürüldüğü Nekbe’ye benzeterek ‘2023 Gazze Nekbe’si’ ifadesini kullanmıştı.

Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ricasına rağmen Dichter ve etrafındaki kişiler bu yorumlarına son vermedi. 

Salı günü ABD Dışişleri Bakanlığı, Filistinlilerin Gazze dışına yerleştirilmesi için çaba sarf eden iki aşırı sağcı İsrailli bakanı “kışkırtıcı ve sorumsuz” söylemlerinden dolayı eleştirdi.

5. Uluslararası Normlara Uygunluk

İsrail eylemlerinin uluslararası hukuka uygun olduğunu ve geçerli normlara saygı gösterdiğini savunabilir. Bu, insan haklarına ve uluslararası insancıl hukuka saygı ile ilgili argümanları içerebilir.

İsrail’in UAD önündeki savunmasının söz konusu ihtilafın kendine özgü gerçeklerine, ilgili taraflara ve ihtilafı çevreleyen koşullara bağlı olacağını belirtmek önemli. Uluslararası mahkemeler belirli prosedürler ve hukuki standartlara göre çalışıyor ve sunulan hukuki argümanların gücü nihai sonuçta çok önemli bir rol oynuyor.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version