AKP, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın her fırsatta “aşkım” diye seslendiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) geri kazanabilmek için çalışmalarını sürdürüyor. 2019’da CHP’li Ekrem İmamoğlu‘na karşı seçimi iki kez kaybeden iktidar partisi, aday olarak bu sefer ‘kentsel dönüşümdeki tecrübelerini’ gerekçe göstererek eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum‘u çıkardı.
İstanbul’daki temayül yoklamalarında mevcut büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na karşı öne çıkan isimler, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan‘dı. Ancak son günlerde, özellikle anket firmalarıyla yapılan görüşmeler sonrası İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya‘nın adı da ‘güçlü bir şekilde’ anılmaya başlanmıştı.
Kurum tercihi, bu nedenle kamuoyunda şaşkınlıkla karşılandı. Ayrıca, İmamoğlu’nun birçok saha araştırmasında AKP adayının önünde olduğunu hatırlatmakta da fayda var.
Kısa Dalga yazarı Sedat Bozkurt, Erdoğan’ın siyasi kimliğini inşa etmesindeki rolü nedeniyle çok önemsediği İstanbul’un bu seçimlerdeki kıymetinin biraz daha fazla ve farklı olduğu görüşünü dile getirdi.
“Rakibi Ekrem İmamoğlu seçimi kazanırsa 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karşısında kazanma ihtimali yüksek bir aday olarak yer alacak, diğer favori aday ya da adaylarla. (Erdoğan’ın 2028’de aday olması TBMM’nin erken seçim kararı alma koşuluna bağlı. O zamana kadar kalırsa anayasa hükmü böyle)”
‘2019’DAKİ TALİMATINA HAYATİ YAZICI DİRENDİ’
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İmamoğlu 13 bin oy farkla kazanınca Erdoğan’ın kurmaylarına hemen ‘kayyum’ atanması talimatı verdiğini ileri süren gazeteci, şöyle devam etti:
“(…) Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı buna direndi. Bunun üzerine normal olmamasının ötesinde tuhaf bir biçimde, zarfın içinde bulunan 4 oy pusulasından sadece başkanlık için kullanılanı, sandık görevlileri nedeniyle iptal edildi. Bu kayyum atanmasından daha büyük bir zorlamaydı ama oldu. Mesele yine ‘hal’in normal olmamasına getirildi. Ama bu sefer sonuç istediği gibi olmadı. Fark 13 binden 800 bine çıktı. İlk kez koşullarını normal olmayan ‘hal’e getirdiği seçimi Erdoğan kaybetti.
‘KENDİ İÇİNE KAPANMIŞ BİR MUHALEFET İŞİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR’
Erdoğan için 31 Mart 2024 yerel seçimleri önemli. 4 yıl dikensiz bir gül bahçesi haline getirerek Türkiye’yi yönetmek istiyor. Uygulayacağı katı ekonomik politikalar nedeniyle bunun yolu baskıyı arttırmaktan geçiyor. Bu seçimi de alırsa seçim kazanmanın meşruiyeti ile rahat hareket edecek ve uluslararası eleştirilerden kendisini uzaklaştırabilecek. Karşısında kurumsal ve birlikte hareket etme yeteneği olmayan, kendi içine kapanmış bir muhalefetin bulunması da işini kolaylaştırıyor, hareket alanını genişletiyor.
‘İMAMOĞLU’NUN DAVASI SEÇİMLERDEN SONRAYA ERTELENMİŞTİ’
İstanbul seçiminin koşullarını normal olmayan ‘hal’e getirip kazanabilirse kendisi açısından mesele yok. Ama kaybederse yine devreye normal olmayan ‘hal’ler girecek. İmamoğlu hakkında açılan ve seçilme yeterliliği kaybetmesine siyasi yasağa neden olacak hakkındaki dava 25 Nisan 2024’e yani hemen seçimlerden sonraya ertelendi. İlk seçenek bu. (Burada gelecek siyasi yasak İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını da etkileyecektir)
‘İKİNCİ SEÇENEK KAYYUM ATANMASI’
İkinci seçenek 31 Mart 2019’da dillendirdiği kayyum atanması. Yerel seçimlerin hemen ardından idari karar ile pek çok HDP’li belediyeye kayyum atandı. Bu yöntem denendi daha önce. İstanbul için denenebilir mi? Kim ya da ne engel olabilir? Batı’ya demokrasiyle, hukukla ilgisi çok olmasa da bu yönetim biçimini kabullendirmiş bir Erdoğan yönetiyor Türkiye’yi. Bu detay da aklınızın bir köşesinde hep bulunsun. (…)”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***