Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Türkiye’de çocuk yoksulluğu: “Her 5 çocuktan biri haftada en az bir kez okulda yemek yiyemiyor”


Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın (PISA) 2022 yılı raporu, Türkiye’de yaklaşık her beş çocuktan birinin parası olmadığı için haftada en az bir kez yemek yiyemediğini ortaya koydu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçtiğimiz dönem okul öncesi eğitimde başlattığı “bir öğün ücretsiz okul yemeği” uygulaması, 6 Şubat depreminin ardından afet bölgesi dışındaki illerde rafa kalkmış durumda. Eğitim sendikaları ve yoksulluk alanında çalışan aktivistlere göre ücretsiz okul yemeği, çocuk yoksulluğunun ulaştığı boyutlar karşısında acil bir ihtiyaç.

Üç yılda bir yapılan ve 15 yaşındaki öğrencilerin okuma, matematik ve fen alanlarındaki becerilerini ölçmeyi amaçlayan PISA kapsamında uygulanan ankette “Geçen 30 günde yiyecek alacak paranız olmadığı için kaç kere yemek yiyemediniz?” sorusu soruldu.

Türkiye’den katılan 15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 10,8’i haftada bir, yüzde 4,8’i hafta iki veya üç kere, yüzde 1,8’i haftada dört veya beş kere, yüzde 1,9’u ise her gün ya da neredeyse her gün paraları olmadığı için yemek yiyemediklerini belirtti.

Rapora göre Türkiye, 38 üyesi bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleriyle karşılaştırıldığında yüzde 19,2 ile, yiyecek parası olmadığı için son 30 günde haftada en az bir kez yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke.

“Kantinden de alamıyor evden de getiremiyor”

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) İzmir Şube Başkanı Adem Yıldırım, “Ekonomik krizin faturası halka kesiliyor. Bu faturayı vatandaş tek başına değil, çocuklarıyla, ailesiyle birlikte ödüyor. Dolayısıyla krizle birlikte ülkemizde çocuk yoksulluğunun da oranının hızla artmaya başladığını okullardan gözlemliyoruz. Sahadan aldığımız bilgiler, çocuklarımızın cebinde parası olmadığı için bir öğün sıcak yemek ya da kantinden dengeli ve sağlıklı beslenebileceği bir ürün alamadığı gibi aynı zamanda evinden de sağlıklı, dengeli beslenebileceği bir beslenme çantasına sahip olmadan okula geldiğini gösteriyor” dedi.

“Yoksulluğun açlığa evrildiği bir dönemdeyiz”

Uzun yıllar yoksulluk alanında çalışan insan hakları savunucusu ve Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucusu Hacer Foggo da çocuk yoksulluğunun ulaştığı boyutları kendi gözlemleriyle şöyle anlattı: “Mesela bir çocuk okul devamsızlığı yapıyor ya da okul terk etme riski varsa biz gönüllülerle birlikte o çocuğu nasıl kazanabiliriz, derslerini nasıl geliştirebiliriz diye düşünür, o mahallede bir merkez kurma çalışmalarına giderdik. Ama şimdi çocuğun açlığını konuşuyoruz. Yoksulluğun açlığa evrildiği bir dönemdeyiz. Annelerle ben görüştüğüm zaman ‘çocuğa beslenme koyamadığım zaman bana küsüyor, küserek okula gidiyor’ diyorlar. Bu nedenle çocuğunu okula göndermeyen, beslenme koyabildiği zaman gönderen aileler olduğunu biliyorum.”

“Beslenme saatinde arkadaşları yemek yerken bahçede oyun oynayan çocuklar”

Foggo, “En dramatik olan şey ise, okula beslenmesiz giden çocukların kendi aralarında strateji geliştirmesi. Kendisine ait en sevdiği kalemi ya da tokayı arkadaşının yemeğiyle, sandviçiyle değiştirme çabasını gözlemliyoruz. Ya da bir öğretmenin aktarımıyla, çocuğun okuldaki beslenme saatinde dışarı çıkması, arkadaşları yemek yerken onun dışarı çıkıp bahçede oyun oynaması” diye konuştu. Foggo, çocukların beslenme ihtiyacının karşılanmamasının gelecekte kalıcı sağlık sorunlarına yol açacağının da altını çizdi.

Çocuk yoksulluğunun artması hangi zincirleme sorunları beraberinde getiriyor?

Yoksulluğun, çocukları okulu bırakmaya yönelttiğini belirten Foggo, “Çocuk yoksulluğu arttıkça üç milyona yakın çocuk okul dışında kalıyor, yani okulu terk ve okul devamsızlığı da artıyor. Çocuk yoksulluğu arttıkça aslında çocuk işçiliği de artıyor. Çocuk yoksulluğu arttıkça aynı zamanda suça sürüklenen çocukların sayısı da artıyor. Son 10 yılda suça sürüklenen çocukların oranı yüzde 148 artmış durumda. Çocuk yoksulluğu arttıkça uyuşturucu artıyor, istismar artıyor, ihmal artıyor, cezaevindeki çocuk sayısı artıyor” dedi.

TÜİK: “Çocukların yüzde 62’si her gün ekmek ve makarnayla besleniyor”

Türkiye’de çocuk yoksulluğundaki artış, diğer araştırmalar ve resmi rakamlara da yansımış durumda. Avrupa İstatistik Kurumu’nun (Eurostat) verilerine göre 2022’de Türkiye’de yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altındaki çocukların oranı yüzde 42,7.

Uluslararası araştırmalar dışında Türkiye İstatistik Kurumu verileri de 2022’de çocukların yüzde 35,3’ünün ciddi maddi yoksulluk içinde olduğunu gösteriyor. “Ciddi maddi yoksulluk oranı”, aralarında gıdaya erişimin de bulunduğu dokuz maddeden en az dördünü karşılayamayan kişilerin oranına karşılık geliyor.

TÜİK 2022 Türkiye Çocuk Araştırması’na göre ise çocukların yüzde 62,4’ü her gün ekmek ve makarna ile besleniyor. Her gün et, tavuk ve balık tüketen çocukların oranıysa yüzde 12,7.

OECD tarafından kaydedilen gıda enflasyonu, OECD ortalamasında 2023’te yıllık yüzde 7 artarken, aynı oran Türkiye’de yüzde 72. Bu durum, çocukların yeterli, sağlıklı, güvenilir ve besleyici gıdaya erişimin ekonomik açıdan zorlaştığının göstergesi niteliğinde.

Ücretsiz yemek kalktı, katkı payı geri döndü

Eğitimciler, okul öncesi eğitim kurumlarında geçen dönem başlatılan bir öğün sağlıklı ve ücretsiz yemek verilmesi uygulamasının tüm kademelerde yaygınlaştırılmasını beklerken, uygulama deprem bölgesi dışında kalan illerde kaldırıldı. Bunun yanı sıra bakanlığın geçmişte kaldırılan katkı payı uygulamasını okul öncesi kurumlarda geri getirme kararı, ailelerin sırtındaki yükü daha da arttı.

Eğitim-İş İzmir Şube Başkanı Yıldırım, “Hükümetin seçimlere giderken vadettiği okullarda bir öğün ücretsiz sıcak yemek vaadini yerine getirmesini istiyoruz. Seçim öncesi, okul öncesi eğitim kurumlarında yani anaokullarında çocuklarımıza bir öğün yemek verme kararı alıp bunu uygulayan siyasal iktidar, seçimlerden hemen sonra bütçe yetersizliği nedeniyle bundan vazgeçti. Üstüne üstlük yaptığı bir değişiklikle, ailelerden katkı payı almaya karar verdi. Ekonomik krizin faturasını ailelere yüklemek yerine bütün okullarda çocuklarımıza birer öğün ücretsiz yemek verilmesi gerekiyor” dedi.

PISA’ya göre okulda aç kalan öğrenciler iki okul yılı geride

Yıldırım, çocukların okulda yeterli beslenememesinin akademik başarılarını da olumsuz etkilediğini söyleyerek, “Çocuklar yetişme döneminde dengeli ve sağlıklı beslenmek durumundalar ki hem psikolojik olarak hem de fizyolojik olarak iyi bireyler haline dönüşsünler. Biz artan çocuk yoksulluğuyla birlikte çocuklarımızın sağlıklı beslenmedikleri için dikkat yoksunluğu yaşadıklarını, derslerine kendilerini tam olarak veremediklerini düşünüyoruz” diye konuştu.

Beslenme ve okuldaki başarı arasındaki ilişki

PISA 2022 ortalama puanları da parasızlık nedeniyle okulda yemek yiyemeyen öğrencilerin diğer öğrencilerden geri kaldığını gösteriyor. “Son 30 günde hiç ya da neredeyse hiç yemek yiyememe sorunu yaşamayan” öğrencilerin PISA 2022 ortalama matematik puanı 461 puanken, bu sorunu hafta bir kere yaşamış olanların ortalama puanı 42. PISA’da 20 puanlık fark bir okul yılına karşılık geliyor. Buna göre okulda beslenme sıkıntısı çeken öğrenciler iki okul yılı geride.

Zengin aileler ile yoksul ailelerin çocukları arasında başarı makasının giderek açıldığını kaydeden Yıldırım, “Son on yılda eğitimde özelleştirmeye hız kazandıran, yeri geldiğinde özel okullarda öğrenci başına teşvik veren bu iktidar. Ama bir yandan da devlet bünyesindeki okulların yetersizliklerini görmezden gelen, yatırım yapmayan, bütçe göndermeyen de bu iktidar. Parası olan daha iyi eğitim alıyor. Parası olmayan ailelerin çocukları ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın onlara reva gördüğü eğitimi alıyor” diye konuştu.

Exit mobile version