Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Safa Kar yazdı… Hakeme yumruk, Türk futbolu nakavt


(Serbest Görüş) – SAFA KAR

Bu görüntüler bütün dünyada yankılanacak utanç görüntüleri… Futbol tarihi sahada böyle şiddeti çok az yaşadı. Ve bu ülkenin başkentinde dün akşam şiddet tribünlerden sahaya indi. Utanç tablosunun sebebi oldu.

Olay Ankaragücü-Rizespor karşılaşmasının ardından yaşandı. Haftanın kapanış maçıydı. Ankaragücü karşılaşmayı uzun süre önde götürdü, uzatmaların sonunda tribünleri şoka sokan Rizespor’un golü geldi.

Son dakikada hatta son saniyede yenen gol çok can yakar. Eldeki 3 puanın 2’si uçar gider. Fanatikler için tahammülü zordur. Ama bir kulüp başkanı maçın havasına kendini ne kadar kaptırırsa kaptırsın fanatik olamaz, şiddete başvuramaz. Sakin kalmak, seyircisini, tribünleri yatıştırmak zorunda…

Yoksa şiddet futbolu yok eder. Futbolun iklimi şiddete son derece müsait. Onun için her maç güvenlik önlemleri altında oynanır. Hakemler sahayı polis kalkanlarının arasında terk eder. Statlar bu kadarına alışıktır.

İki takım arasındaki karşılaşma normal, olağan bir maçtı… Şampiyon olmayı veya ligden düşmeyi belirleyecek kritik bir karşılaşma değildi. Ne başkent takımı, ne de Rize açısından bir kader maçıydı. Haydi, ölüm kalım maçlarının atmosferi ağırdır, herkes kaldıramaz diyelim.

Yok, hayır hiçbir neden hafifletici sebep olamaz.

Neresinden bakarsanız bakınız bu vandallıktır, vahşiliktir.

Hakemler uzun süredir sert tartışmaların odağındaydı. Maç kaybeden veya puan yitiren bütün suçu hakemlere yıkıyordu. Hemen her maçtan sonra hakemler en ağır eleştirilerin odağı oluyordu. Büyük bir kulübün başkanı birkaç hafta önce, ‘Birgün bizden biri gidip Federasyonda birisini tokatlarsa şaşırmayın. Ciddi söylüyorum. İş o noktaya geliyor…’ diyebildi. Bu cümleleri duyunca kulaklarıma inanamadım.

Yumrukçu başkanın başka bir maç sonrası söylediği şu sözler şiddetin habercisi değil mi: ‘Bugün o yanlışlar Ankaragücü’ne yapıldı. Karar merciinde olan hakemler futbolu böyle yönetmeye devam ederlerse bu son tepkim. Bundan sonra oluşabilecek bir şeyde nasıl tepki vereceğim bende kalsın’.

Nasıl tepki vereceğini dün akşam bütün dünya gördü.

Hakemlerden şikayet bu cümlelerle anlatılabilir mi? Bu fanatizmi gazlamak değil midir? Bu üslup ve içerik ancak fanatik bir taraftarın ağzından dökülebilir. O sözler yenildi, yutuldu. Eğer itiraz edilebilseydi, iş bu noktaya gelmezdi. ‘Geliyorum’ diye bağıran ve önlemi alınmayan bir olay maalesef Ankara’da yaşandı.

Hakemi yumruklayan başkanın üstelik siyasi kimliği de var. AK Parti’nin kurucularından… İki dönem Ankara halkını temsilen Meclis’te vekillik yaptı. Bu sorumluluğunu daha da arttıran bir faktör. Parlemanto’da görev yapmış bir ismin daha sonra ne gibi işler yürütürse yürütsün ağırlığını koruması lazım.

Yumruk fotoğrafı sadece Türk futbol tarihine değil, dünya futbolunun da kayıtlarına girdi. Öyle kolay unutulmayacak.

Türk futbolu için bir dönüm noktası… Bir bedeli olacak. Ve bunu sadece başkan ve kulübü değil, Türk futbolu hatta Türkiye ödeyecek. Bu yumruk Türkiye’ye atıldı. Ve futbolun heyecanını, rengini, havasını, tadını aldı götürdü.

Bu akşam Galatasaray bir kader maçı olan Kopenhang’ın karşısında bu utanç görüntüsünün gölgesinde çıkacak.

Bundan sonra ligler nasıl oynanacak? Hakemler nasıl maç yönetecek? Kritik pozisyonlarda nasıl düdük çalacak?

Fedarasyon olağanüstü toplandı, sert açıklama yaptı. Tepki her yerden… Çığ gibi. Spordan sorumlu Bakan Bak ve Adalet Bakanı Tunç konuştu. Ve yargı seri hareket etti. Yumrukçu başkan ile birlikte bazı isimler göz altına alındı.

Yargı süreci olayın başka boyutu…

Asıl problem zihniyette… Futbol camiasının bütün motivasyonunu kazanmak, ne olursa olsun kazanmak üzerine kurmasında… Kulüp yöneticilerinin tribündeki fanatik seyirci üslubu ve içeriğiyle açıklama yapmasında… Tribünler ‘Vur, kır, parçala bu maçı al’ sloganına aşina.

Başkanların fanatik dili yeni çıktı. Sorun burada…

Bu dil, bu üslup yumruğa kadar giden utanç yolunun taşlarını döşedi. Kimse de ‘dur’ demedi. Şimdi ülke bunun acı sonucuyla yüzleşmek zorunda. Eğer bu olaydan gerekli dersler çıkarılmazsa yarın çok daha ağırlarıyla karşılaşmak olası.

Sadece federasyon değil bütün futbol camiası, erkanı hükümet ve sokaktaki insan bu olayı bir dönüm noktası olarak kabul etmeli. Ve şiddeti besleyen, yumruğa, tekmeye kapı aralayan bütün yolları kapatmalı. Yoksa yarın çok geç olur…

Artık bu nokta sözün bittiği yerdir. Türk futbolunun duvara tosladığı yerdir. Bir yumrukla nakavt olduğu yerdir.

Şimdi bedel ödeme ve ders çıkarma zamanı…

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version