(Serbest Görüş) – KAMİL ASLAN
Yıllardan beri kitap okumayı hayatımın en temeline yerleştirmeye çalıştım. Evde, yolculuklarda ve çalışma hayatının yoğunluğunda bile fırsat buldukça kitaplara sarıldım. Biliyordum ki, kitaplar beni sosyal hayatın karanlığından koruyordu. Aslında orada kendimi daha huzurlu hissediyordum. Geçenlerde Fransız ihtilali ile ilgili bir kitap okuma fırsatı buldum. Orada, 1789 Fransız Devrimi’nin önemli simalarından biri olan Danton’un devrimin ardından yaşadığı fikir ayrılıkları nedeniyle daha önce omuz omuza mücadele içinde yer aldığı arkadaşları tarafından yargılanmasına ve idam edilmesine dem vuruluyordu. Danton’un hayatını konu edinen kitapta, ona söyletilir şu sözler: “İhtilal Satürn gibidir, kendi evlatlarını yer.”
Danton’un hayatını okurken aklıma bir anda Beşiktaş’ın çiçeği burnundaki teknik direktörü Rıza Çalımbay geldi. Rıza hoca hem oyunculuk hem de hocalık döneminde yakından takip ettiğim ve beğendiğim bir isimdi. Özellikle onu toplum nezdinde değerli kılan ise Rıza hocanın ahlaki duruşu, sosyal yaşantısı ve mesleğine olan saygısıydı. Aslında o, hem futbolculuk hem de teknik sorumlu olduğu dönemde bile hizipçilik içinde hiç anılmadı. Bir yerlere gelmişse, kendi emeği ile gelmiştir mutlaka. Arkasında büyük bir medya ve lobi desteği olmadığı için de başarılı olduğu dönemlerde bile sıradan gösterilmiştir çoğunlukla. Ama hoca bunu hiçbir zaman sorun dahi etmemiştir. Bir adım daha ileri gitmek için daha fazla efor sarf etmiştir, futbolculuk döneminde olduğu gibi.
KÖTÜ SONUÇLAR GÖLGE DÜŞÜRDÜ…
Bugün de Rıza Çalımbay, yeniden yıllardan beri büyük bir emek sarf ettiği kulübüne teknik patron olarak geri döndü. Şenol Güneş’in ardından teknik direktörlük koltuğuna oturan Burak Yılmaz’ın birkaç haftalık hocalık deneyiminden sonra, eski yönetimin talebiyle dümene getirildi. Aslında camianın öz evladı olması onun adına büyük bir artıydı. Koltuğa oturmasının ardından takımda özellikle oyuncularda yaşanan zihin çöküntüsünün farkına vardı. Dünyanın önemli yıldızlarını kadrosunda tutan Beşiktaş’ta, oyuncular futboldan soğumuşlardı. Kimi sakatlıklarını sorun ediyor, kimi de formsuzluklarından dolayı top oynamak istemiyordu. Hocanın itip kakmasıyla ilk iki hafta takım sanki toparlandı gibi gözüktü. Taraftarlarda da şampiyonluk hayali yeniden ateş aldı. Ama Avrupa kupalarında alınan 5-0 gibi tarihi hezimetten sonra, Ankaragücü ve Fenerbahçe maçlarında kaybedilen puanlar, hocanın uzun vadeli olmadığını bir kez daha gösterdi.
Şunun altını çizmekte fayda var; hoca Anadolu takımları için bir gömlek fazla olsa da Beşiktaş için bir gömlek küçük geliyor. Özellikle Kara Kartal’ın evinde Fenerbahçe’ye 3-1 gibi farklı bir skorla yenilmesi Rıza hocanın ipinin çekilmesine yetti de arttı bile. Bu aşamadan sonra yeni yönetimin devre arasından sonra Rıza Çalımbay ile devam etmesinin imkanı bile yok. Zaten kulislere yansıyan bilgilere göre de Çalımbay’ın yerine yeni Başkan Hasan Arat, Avrupa’dan hoca bakıyor. Özellikle Almanya ve Fransa’dan kaliteli oyuncu sözü veren Arat’ın camiada yeni bir hava oluşturma derdinde olduğunu gösteriyor. Arat’ın da yeni dönemde Rıza Çalımbay ile devam etmeme yönünde görüş beyan ettiği yönünde iddialar da var.
AYBABA VE UÇAR, ESKİ DOSTLARINA SAHİP ÇIKACAK MI?
İşte burada temel sorun şu… Danton’un hayatını konu edinen kitapta, ona söyletildiği gibi, “İhtilal Satürn gibidir, kendi evlatlarını yer” sözü Rıza Çalımbay hoca için de yeniden ete kemiğe bürünecek mi? Çünkü Beşiktaş’ın çiçeği burnundaki başkanı Hasan Arat’ın yönetimine aldığı Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar, Çalımbay’ın eski dostları. Uçar ve Aybaba, Başkan Arat’ı ikna edip Rıza Çalımbay ile yola deva mı edecek? Yoksa Arat’ın “Avrupa’da nam salmış bir hocayla yola devam edeceğiz” sözlerinden hareketle Çalımbay dört hafta sonra Beşiktaş sayfasını yeniden kapatacak mı? Ben az çok hislerime güvenirim. Benim bakış açıma göre; Uçar ve Aybaba, Rıza hocaya sahip çıkmayacak. Başkan lehine görüş beyan ederek, Çalımbay ile ocak ayında yollar ayrılacak. Danton’ın dediği gibi, Beşiktaş’taki yeni devrim ilk olarak Rıza hocayı yiyerek yoluna devam edecek. Çünkü evinde ezeli rakibine 3-1 yeniden bir hocayı Uçar da Aybaba da kurtaramaz.
Rıza hoca Beşiktaş’a imza atarken de çevreme demiştim. “Rıza hoca acele etti” diye. Çalımbay, başkanlık seçiminin sonucuna kadar bekleyecekti. Burak Yılmaz’dan boşalan hocalık koltuğuna oturmayacaktı. Ya da sözleşmesini başkanlık seçimi kapsayacak şekilde yapmalıydı. Şimdi ocakta sözleşmesinin iptal edilmesi demek, Rıza hocanın kovulması anlamına gelir. Bu da efendi ve karakterli bir hocanın referansına negatif bir tecrübe diye yazılır.
Bekleyip göreceğiz, önümüzdeki birkaç hafta bize ne gösterecek…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***