ŞIRNEX – Botanlı kadınlar, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında sürdürülen cezaevlerindeki açlık grevine dair, “Sadece tutuklu aileleri değil, hepimizin ses çıkartması ve direnmesi gerekir” dedi.
İmralı F Tipi Kapalı Cezaevinde ağır tecrit koşullarında tutulup, ailesi ve avukatları ile görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 33 ayı aşkın süredir haber alınamıyor. Bu duruma karşı uluslararası düzeyde başlatılan “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası devam ederken, kampanyaya destek olmak için cezaevlerinde açlık grevine giren siyasi tutsakların eylemi ise 23’üncü gününe ulaştı.
Diğer yandan tutsak aileleri dernekleri tarafından Amed, Wan, Adana, Mersin ve İstanbul’da ‘Adalet Nöbetleri’ başlatılmış durumda.
Şirnex’te mikrofon uzattığımız Botanlı kadınlar, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında başlatılan bu eylemlere kadınların öncülük etmesi gerektiğini ifade etti.
‘KADINLAR GECE GÜNDÜZ ÇALIŞMALI’
Kampanyaya düşüncelerini dile getiren kadınlardan Azime Tansu, Türkiye’de demokrasinin yolunun İmralı’dan geçtiğini belirterek, “Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılmasını istiyoruz. Tecrit kalkarsa, o zaman barışın yolu açılır ve barış mümkün olur. Eğer tecrit kalkarsa ölümler son bulur. Ama Sayın Öcalan üzerinde tecrit sürdükçe huzur gelmeyecektir. Bütün kadınların tutukluların sesine ses olmaları gerekir” dedi.
Abdullah Öcalan’ın “jin, jiyan, azadî” felsefesine dikkat çeken Niharin Burumtekin de, kadınların başlatılan kampanyaya öncülük etmesi gerektiğini kaydetti. Burumtekin. “Sayın Öcalan’ın felsefesi sayesinde kadınlar özgür oldu ve özgürlük talebi için her yerde mücadele ediyorlar. Öcalan’ın bizler için yaptığı fedakarlığı Kürt halkının da onun için yapması gerekir. El ele verip bu tecride karşı çıkmamız gerekir. Özellikle de biz kadınların gece gündüz çalışması gerekir” diye konuştu.
‘CENAZELER ÇIKMADAN HAREKETE GEÇMELİYİZ’
Kadınlardan Meryem Fidan ise, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması talebinde bulunarak, şunları söyledi: “Sayın Öcalan özgür olmadan bizler de hep ezileceğiz. Herkesin, özellikle de kadınların ayağa kalkması gerekir. Sayın Öcalan özgür olana dek bizler tecride karşı direneceğiz. Eğer hepimiz susarsak cezaevlerinden cenazeler çıkacak. Bu yüzden cezaevlerinden cenazeler çıkmadan herkes harekete geçmeli ve iktidara bir adım attırana kadar mücadele etmeliyiz.”
‘NE ZAMAN KADAR BU ZULÜM DEVAM EDECEK?’
Tecridin ortak bir mücadeleyle kırılabileceğinin vurgulayan Ayşe Tokay, “Çocuklarımızın açlık grevinde ölmesini istemiyoruz. Öcalan üzerindeki tecrit kalkarsa cezaevlerinin kapıları da açılır. Tecrit kalkana kadar çocuklarımız açlık grevinde olacak. Cezaevlerinden cenazelerin gelmesini istemiyoruz. Vicdanı ve imanı olan herkesin ses vermesi gerekiyor” dedi. Dexila Atmış ise, Kürtlerin birliğinin önemine dikkat çekerek, “Ne zaman kadar bu zulüm devam edecek? Kürtlere çağrım; ele ele verin, ittifakınızı kurun. Birliğimiz olursa tecridi kırabiliriz” diye belirtti.
‘TUTSAKLARIN YÜKÜNÜ PAYLAŞMALIYIZ’
Barış Anneleri’nden Zerin Aytış da, Öcalan’ın Kürt sorunundaki rol ve misyonunu anımsatarak, “Birlik olmadığımız sürece bu tutuklamalardan ve katliamlardan kurtulamayacağız. Sayın Öcalan savaş değil, barış istiyor” dedi. Tecridin her bir kürdün gündeminde olması gerektiğini söyleyen Fikriye Kunur, “Eğer bu tecrit kırılırsa cezaevleri üzerindeki bu zulüm de son bulur. Bugün sadece tutuklu ailelerinin değil, herkesin ayağa kalkması gerekir” diye konuştu.
Emine Alkış ise, tecride karşı tepkisini şu şekilde dile getirdi: “Tutukluların sırtına aldığı bu yükü bizlerin paylaşması lazım. Eğer paylaşırsak tecridi kırarız. Eğer ki bizler tecridi kırmazsak tek bir adım dahi ilerleyemeyiz. Bu yüzden dört parça Kürdistan’a çağrım; ittifak olun.”
‘HEPİMİZE SORUMLULUK DÜŞÜYOR’
Tutsaklara desteğin sadece ailelerinin sorumluluğunda olmadığını altının çizen Asya Tay da, “Açlık grevi direnişini selamlıyoruz. En zor şartlarda yaşıyorlar ve şu anda tecridin kırılması için açlık grevindeler. Bu tecrit kalkmadığı sürece bizler özgür olmayacağız. Sadece tutuklu ailelerinin değil, hepimizin ses çıkartması ve direnmesi gerekir” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***