AMED – Asgari ücretin 17 bin 2 lira belirlenmesini “rezalet” olarak değerlendiren Amed’teki yurttaşlar, “Aybaşı geldi mi bize 2 lira kalacak. Bunu suya mı verelim, elektriğe mi verelim, yiyelim mi, giyelim mi?” tepkisinde bulundu.
Milyonlarca insanı ilgilendiren asgari ücret açıklandı. Yeni asgari ücret, 1 Ocak 2024’ten geçerli olmak üzere 17 bin 2 lira olarak belirlendi. Asgari ücretin açıklanmasının hemen ardından fiyat artışları ve zamlar gündeme geldi. Yoksulluk sınırının 44 bin 573 lira olduğuna dikkat çeken muhalif sendikalar ve kesimler, açıklanan rakama tepki gösterdi. Amed’te yaşayan yurttaşlara, açıklanan yeni ücrete dair mikrofon uzattık.
‘2 AYDA ERİR GİDER’
Yakın zamanda işsiz kaldığını aktaran Mehmet Baran, yeni ücreti “rezalet” olarak nitelendirdi. Yılbaşından sonra tüm ürünlere yüzde 300 zam yapılacağını söyleyen Baran, az maaşla çalıştırılmaya mecbur bırakılan işçilerin “modern çağın köleleri” olduğunu ifade etti. “17 bin lira alan bir insanın ev alma imkanı yüzde 0” diyen Baran, TOKİ’den bir ev almak için bile en az 600-700 bin TL kredi çekildiğini dile getirdi. Baran, söz konusu krediyi çeken bir kişinin aylık ödemesinin 24 bin TL olduğuna işaret ederek, “17 bin lira alan biri bunu nasıl ödeyecek? Bunun kirası, erzakı, doğal gazı, su faturası var. Doğalgazı 45 dereceye verdiğinizde bin 500 lira geliyor. Artık bir şey yapmak lazım. Ayaklanma şart. Ayaklanma olmadığı sürece bu zamlar devam ediyor” diye konuştu.
Emekli maaşı ile geçindiğini belirten Salih Can, yapılan zammın 2 ay sonra eriyeceğini söyledi. Can, “Pazarda kime sorsam ‘Pazartesi’den sonra görürsünüz fiyatları’ diyor. Pazarcılar bunu söylüyor. Fahiş artış olacak. İki ekmek alsan 25 lira. Bu ayda 750 lira yapar. Kuru ekmek, başka bir şey yok. Herkes birbirini eziyor. İşveren eziyor, işçi eziyor, üsttekiler işvereni eziyor. Herkes birbirinin sırtına basıyor. Aklı olan lider olur, kurnazı parayı götürür, aptalı da alkış çalar. Başka bir şey yok” ifadelerini kullandı.
‘BUNUN YARINI ZAM’
Yeni ücrete tepki gösteren İdris Güney, “Şimdi bir de yarını düşünün; 10 liralık olan şey 20-30 lira olacak. Her şeye zam gelecek. Örneğin bir şehir içi dolmuşta fiyatlar 30 lira olacak. Peki bu öğrenciler, insanlar ne yapacak, nasıl geçinecek? Her şeye zam” dedi.
Asgari ücretin altında çalışan Halime Süren, yeni açıklanan ücretin çok az olduğunu kaydetti. Süren, “Zamlar çok fazla ve ben geçinemiyorum. Kira ödemediğim için şuan iyi yoksa geçinemezdim. Geçim çok zor olmuş. Evler, kiralar çok pahalı oldu. Herkes biliyor” diye belirtti.
Belirlenen asgari ücret ile kimsenin geçinemeyeceğini ifade eden Şinar Kazaylik, “Neresinden tutarsak elimizde kalıyor. Konuşulacak bir şey de yok. Her şey ortada herkes de bu halinden memnun. Böyle olduğu için üzerine konuşacak bir şey bulamıyorum. Bugün bu hale gelmemizin sebebi de zaten yine insanlar” şeklinde tepkisini dile getirdi.
‘TÜRKİYE ŞARTLARINDA ÇOK KOMİK BİR RAKAM’
Asgari ücretin üzerinde bir maaş almasına rağmen kendisine yetmediğini dile getiren İbrahim Tayfur, “Aybaşı geldi mi 17 bin lirayı köşeye atacağız, bize kalan da 2 lira. Masrafları düşünürseniz böyle oluyor. Biraz malzeme aldık, sadece kahvaltılık malzeme 800 lira tuttu. Toplasan burada iki kilo malzeme var ya da yok. Kira, kuru gıdalar çok pahalı olmuş. Günlük bin lira harcıyorum. Bugün bir arkadaşınızla döner yemeğe gittiğiniz zaman iki kişinin hesabı 250 lira civarı. Bunu aylığa vurduğunuz zaman 6-7 bin lira. Bugün evli bir bireyin tek başına çalışması daha da zor. Türkiye şartlarına göre 17 bin 2 lira çok komik bir rakam. En az 25-26 bin olması gerekiyor” diye konuştu.
‘BARIŞ ORTAMININ OLUŞMASI LAZIM’
Savaşa ayrılan bütçenin ekonomiyi olumsuz etkilediğini söyleyen Tayfur, şunları söyledi: “Cebimizdeki para gün geçtikçe değersizleşiyor. Bugün tuttuğun para yarın yok. Bugün bir çeyrek altın olmuş 3 bin lira. 6 ay önce bin 500 liraydı. Gittikçe dibe batıyoruz. Ekonomide, insan psikolojisinde, insan ilişkilerinde dibe batıyoruz. Ekonomi, hayatın bütün alanını etkiliyor. Barış ortamının sağlanması lazım. Gelecek vaat edilmesi lazım”
‘RAKAMLARLA OLACAK İŞ DEĞİL’
Emekli olan ve 3 çocuğu asgari ücretle çalışan Mustafa Günay, “50 bin lira da olsa yetmez. Çünkü enflasyon artıyor. 6 ay önce alkış çaldılar, ama eridi gitti. Türkiye’de enflasyonun indirilmesi gerekiyor. Yoksa 25-30 bin lira yapsa da zamlarla çürür gider. Benim 3 çocuğum asgari ücretle çalışıyor, her birinin 4-5 nüfusu var ve kiracılar. Bölgemizde 10 binden aşağı kira yok. 2-3 bin de elektrik, su, doğalgaz verse elde sadece 2-3 bin TL kalıyor. Nasıl geçinecekler? Rakamları büyütme çözüm değil. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar asgari ücretle çalışan insan yok. Hakkını sen alacaksan. Çözümü başkasında görürsen sonuç bu olur” ifadelerini kullandı.
Sendikal örgütlenmenin olması gerektiğini dile getiren Günay, “Bu zamlar böyle devam ettiği sürece 50 bin lira olsa ne olacak? Bir ayakkabı sordum; 2 bin 500 lira. Pantolon ve gömlek alsan asgari ücret bir defa da gider” dedi.
‘EN AZ 30-35 BİN OLMALI’
Asgari ücretin geçim için yetmeyeceğini söyleyen Devrim Karaman, “Türkiye şartlarına göre çok az. 2 nüfuslu bir evde bile 17 bin çok az. Zaten bir de kira veriyorsa hiç yetmez. 3 kişilik bir nüfusa 30-35 bin TL ancak yeter. Ben mühendisim, üniversite yeni bitti. Tek başımayım, 20 bin bana yetmiyor. Kira da vermiyorum. Yine de 20 bin yetmiyor. Asgari ücretliler nasıl yaşamlarını idame ettiriyor diye düşündüğümde hayret içinde kalıyorum. Bu 17 bin TL, 2-3 ay sonra şimdinin 11 bin TL’si, 5 bin TL’si olacak. Kurdistan kentlerinde zaten kimse asgari ücret de almıyor. Bana göre asgari ücret 30-35 bin TL olmalı. Nüfus ne kadar çok olursa, nüfus başına fazlalaşması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Yeni asgari ücretin hemen ardından zamların başlayacağına dikkati çeken Yusuf Kurt, “Değişen bir şey olmayacak. Asgari ücretle çalışmıyorum, biraz fazlasını alıyorum. Ama yanlış değilsem ülkenin yüzde 52’sine yakın kısmı asgari ücretle çalışıyor. Zam olursa bir şey değişmez. Eskiye dönelim; 5 bin olsun, zamları da geri alsınlar. Daha iyi olur” diye belirtti.
‘ENFLASYON İNMELİ’
“20-30 bin TL de olsa enflasyon inmeden yetmez” diyen Abdullah Kahraman, “Kimse daha asgari ücret almadan her şeye zam geldi. Bir faydası yok. Enflasyonun inmesi lazım. Bu şartlarda ne kadar arttırırsanız arttırın yetmez. Asgari ücret enflasyon oranında olmalı. En azından 25 bin olması lazım. Kimse bir birikim yapamıyor, özel bir harcama yapamıyor. Herkes sadece ‘çocuklarımın eğitimi, temel geçimimi sağlayayım’ diyor” şeklinde konuştu.
Asgari ücretle çalıştığını belirten bir kişi de, şunları söyledi: “17 bin çok az. Onu 17 bin yapıyorsun, şekeri 300 TL yapıyorsun. Ben ne anladım bu ekonomiden. Asgari ücretle geçinemiyorum. Kiracıyım, 12 bin kira veriyorum. Bana 5 bin TL kalıyor. Ben bunu suya mı vereyim, elektriğe mi vereyim, yiyeyim mi, giyeyim mi? Zor.”
MA / Eylem Akdağ – Rukiye Adıgüzel
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***