Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yazın ‘yasaklar’ kışın ‘artan fiyatlar’ hayvancılığı bitiriyor


ŞIRNEX – Elkê’de 50 yıldır hayvancılık yapan Yusuf Ataman, yaz aylarında askeri üs bölgelerinin engellemeleri ve kış aylarında ise artan fiyatlar yüzünden hayvancılığı yapamaz hale geldiklerini söyledi.

 

Şirnex’te Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre, kayıtlı 610 bin 275 küçükbaş hayvan bulunurken, Elkê (Beytüşşebap) ilçesinde ise, dağlık bölgede tarım yapılamadığı için insanların tek geçim kaynağı hayvancılık. İlçede, 2 bin 625 rakıma sahip olan Faraşin Yaylası, hayvancılık için çekim merkezi konumunda. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Şirnex ve diğer ilçeleri, Elîh, Mêrdîn, Sêrt gibi kentlerden getirilen hayvanlarla birlikte Elkê’de küçükbaş hayvan sayısı 1 milyona yaklaşıyor.

 

İlçede yaşayan yurttaşlar, çetin kış şartları nedeniyle hayvanlarını ahırlarda besliyor. Yurttaşlar, kış aylarını atlatmak için şimdiden hayvanları için saman, arpa ve ot stoku yapmaya başladı.

 

2 ÇOBAN HAYVANLARA BAKIYOR

 

Elkê’de 50 yıldır hayvancılık yaparak geçimini sağlayan Yusuf Ataman (78), kış aylarını atlatmak için şimdiden hazırlık yaptıklarını söyledi. İlçede başka bir iş kolu olmadığı için herkesin mecburen hayvancılıkla ilgilendiğini ifade eden Ataman, Elkê’de hayvancılığın iki dönemi olduğunu kaydetti. Ataman, yaz aylarının başlamasıyla birlikte hayvanlarını daha iyi otlatmak için yaylaya çıkardıklarını belirterek, her yaz başında yaklaşık 20 ailenin, koyunlarını bir araya getirerek 2 çoban tuttuklarını dile getirdi. Ataman, “Çobanlar 5 ay boyunca yaylamızda koyunlarımıza bakıyor. Her çoban için aylık 20 bin TL ücret veriyoruz. Bunun yanında çobanın yemesi, içmesi, sigarası ve kıyafetlerini de bizler karşılıyoruz. Bizim yaylalar Qato (Kato) Marînos Dağı’ndadır” dedi.

 

‘DAĞLARI, YAYLALARI KULLANAMIYORUZ’

 

Yaylada bulundukları 5 ay boyunca koyunları sağdıklarını ve sütten, peynir, tereyağı, yoğurt gibi ürünler elde ettiklerini anlatan Ataman, bu ürünleri satarak yaz aylarındaki masraflarını karşıladıklarını söyledi. Yaptıkları otlu peynirin, tadından dolayı birçok yere yayıldığını aktaran Ataman, yaz aylarında peynirin kilosunun 150 TL olduğunu, şimdilerde ise 200 TL’ye çıktığını kaydetti. Bölgede süt ve yoğurdun pek satılmadığına değinen Ataman, herkesin ev ihtiyaçları dışındaki peyniri sattığını belirtti. Yaz aylarında en çok yaşadıkları sorunun bölgede kurulan askeri üs bölgeleri ve yer yer ilan edilen “Özel Güvenlik Bölgeleri” olduğuna dikkat çeken Ataman, “Yaylalarımız 10 yıl önceye kadar çok güzeldi. Sonrasında her yere askeri noktalar koydular. Artık orada rahat dolaşamıyoruz. Bazen gidiş gelişlerimiz engelleniyor. Hayvanlar askeri noktalara yaklaşınca izin vermiyorlar. Eskiden hayvanlarımızı dağlarda istediğimiz yerlere götürüyorduk ama artık dağları, yaylaları da kullanamıyoruz” diye konuştu.

 

‘HER ŞEY YÜZDE YÜZ ARTIYOR’

 

Sonbaharın gelmesiyle birlikte yayladan indiklerini ve artık kış hazırlıklarına başladıklarını dile getiren Ataman, “Hayvanlarımız 5 ay yaylada kaldıktan sonra ilçeye getiriyoruz. Bir ay kadar da burada etrafta otlatıyoruz. İlk karın yağmasıyla birlikte yaklaşık 6 ay boyunca ağırda besliyoruz. Koyunları ağırda beslediğimizde günde 3 sefer yem veriyoruz. Koyunlara verdiğimiz samanın tamamına yakınını satın alıyoruz. Geçen sene tonu 2 bin 500 TL’ye alıyorduk, bu yıl ise 4 bin 500 TL’ye alıyoruz. Şu an 40-45 koyun için 12 ton aldım. Sadece saman için 54 bin TL verdim. Bunun yanında bir ton arpa da satın aldım. Yine arpayı da geçen yıl 3 bin 500 TL’ye alırken, bu yıl 6 bin TL’ye aldım. Arpa ve saman fiyatı artınca mecburen hayvanların fiyatı da yükseliyor. Geçen yıl bir koyunu 2 bin 500 TL’ye satıyorduk, bu yıl koyunda 5 bin TL’ye yükselmiş. Artan masraflar yüzünden hayvan bakamayacak duruma geldik. Her şey yüzde yüz arttırmış durumda” diye belirtti. 

 

BERİVANLIK

 

Çocukluğundan beri Berivanlık yaptığını ifade eden Kaz Cin (64), yaz aylarıyla birlikte hayvanlarıyla yaylaya taşındıklarını ve orada çadır kurarak 4 ay boyunca kaldıklarını söyledi. Cin, “Sabah erkenden uyanıyoruz. Hayvanlarımızı sağıyoruz. Sütümüzü alıp çadırımıza geliyoruz. Sütün bir kısmını kaynatıp tereyağı yapıyoruz, bir kısmıyla da yoğurt ve peynir yapıyoruz. Sonra ekmeğimizi pişiriyoruz. Çadırın içini düzenliyoruz. Akşama kadar durmadan işle meşgul oluyoruz. Akşam olunca tekrar koyunları sağıyoruz. Havaların soğumasıyla hayvanlar yaylada kalıyor bizler ise ilçe merkezine geliyoruz. Bir ay boyunca her gün gün ilçede bulanan diğer Berivanlarla toplanıp araç kiralayıp yaylaya gidiyoruz. Kış geldiğinde ise koyunları ahırlarda besliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

MA / Ömer Akın

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version