Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Washington Post, Biden’ın Filistinlilerin açıkladığı ölü sayılarına güvenmemesini inceledi: “Tarihten ve geçmiş örneklerden bihaber”

Washington Post, Biden’ın Filistinlilerin açıkladığı ölü sayılarına güvenmemesini inceledi: “Tarihten ve geçmiş örneklerden bihaber”


Associated Press’in raporuna göre Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırıda en az 1.400 sivil ve asker hayatını kaybetti. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından terör örgütü olarak tanımlanan Hamas’ın kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’nın sayımına göre, İsrail’in hava saldırıları ve yeni başlayan karar saldırısı, Pazar günü itibarıyla 8.309 kişinin canını aldı.

Bir savaşta ölümlere ilişkin istatistikler muğlaktır ve değişkenlik gösterebilir. Hamas’ın saldırısından neredeyse bir geçti ve 200 cesedin kimliği belirlenemediği için ölenlerin kesin sayısı da belirsizliğini koruyor. Salı günü itibarıyla, İsrail’in Haaretz gazetesi, kimliği doğrulanmış 1.009 cesedin (ki bunların 657’si sivil ve geri kalanı asker ve polis) isimlerini yayınladı. Listeye her gün yeni isimler ekleniyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan günlük ölüm sayısı, dünyanın farklı ülkelerinde protestoların patlak vermesine neden oldu. Gazze’de ölenlerin toplam sayısı, İsrail’dekileri hızla aştı. İsrail Savunma Kuvvetleri, 2 milyondan fazla insanın yaşadığı, Gazze Şeridi’ne 7.000’den fazla hava saldırısı düzenledi.

25 Ekim’de Beyaz Saray’da düzenlenen basın toplantısında bir muhabir, Biden’a sorduğu soruya şu ifadeyle başlamıştı: “Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail güçlerinin 2.700’ü çocuk olmak üzere 6.000’den fazla Filistinliyi öldürdüğünü söylüyor.”

Biden’ın bakanlığın istatistiklerini reddetmesi ve bunlara “güvenmediğini” söylemesi dikkat çekiciydi. Dışişleri Bakanlığı, yıllık insan hakları raporlarında düzenli olarak bakanlık istatistiklerine herhangi bir şerh koymaksızın atıfta bulunuyor. Çatışmalardaki ölüm istatistiklerini takip eden Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), kendi soruşturmasını yürüttükten sonra bakanlığın rakamlarının güvenilir olduğunu tespit etti. Bir OCHA yetkilisi, The Fact Checker’a “geçmiş deneyimlerimizden yola çıkarak, sayıların yüksek doğrulukla rapor edildiğini söyleyebiliyoruz” dedi.

Gazze Sağlık Bakanlığı genel direktörü Medhat Abbas, bir röportajda Biden’ın yorumundan rahatsız olduğunu ve personeline, şimdiye kadar tespit edilen her kurbanın adının (yaşları, cinsiyetleri ve kimlikleri de dahil) yer aldığı 212 sayfalık bir belge yayınlaması talimatı verdiğini söyledi. Listede 7000’e yakın isim yer aldı.

El-Ehli Arab Hastanesi’nde hala belirsizliğini koruyan patlamanın yaklaşık 500 kişinin ölümüne yol açtığının açıklanmasının ardından bakanlığın istatistikleriyle ilgili soru işaretleri de gündeme geldi. O halde gelin Biden’ın istatistiklere ilişkin görüşünün gerçekçi bir temeli olup olmadığına göz atalım.

Hamas Sağlık Bakanlığı verileri nasıl topluyor?

Abbas, bakanlığın çatışmalardaki ölü sayısına ilişkin günlük sayımları derlerken, öncelikle hastanelerden ve morglardan alınan  raporlara güvendiğini ve bunların daha sonra bilgisayarda toplandığını söyledi. Biden’ın demecinin ardından açıklanan ve 25 Ekim’e kadarki verilen yer aldığı belgede, en fazla ölümün yaşandığı günler 756 kişinin öldürüldüğü 24 Ekim, 704 kişinin öldürüldüğü

23 Ekim ve 678 kişinin öldürüldüğü 17 Ekim oldu. El-Ehli Arab hastanesindeki patlama 17 Ekim’de yaşandı.

Üstelik listelerde hemen her gün öldürülen çocukların yetişkinlerin sayısını geçtiği görülüyordu. Hastanedeki patlamanın yaşandığı 17 Ekim hariç, hemen hemen tüm günlerde, öldürülen erkeklerin sayısı kadınlardan daha fazlaydı.

Bakanlık, ölüm sayımlarında sivil ve muharip ölümleri arasında ayrım yapmıyor. Raporda, İsrail’i hedef alan bir Filistin roketinin hedefine ulaşamayıp Gazze’nin kalabalık bir bölgesine düşmesi nedeniyle birinin öldürülüp öldürülmediği de listelenmiyor. Bakanlık yalnızca toplam sayıları listeliyor.

Öte yandan OCHA, kendi raporlarını hazırlarken, ölenler arasında muhariplerin yüzdesini belirlemeye çalışıyor. Örneğin 2012’deki bir çatışmanın ardından OCHA, Gazze’de 2.133 kişinin öldüğünü ve bunların 644’ünün yani yüzde 30’unun muharip olduğunu belirledi.

2014 yılında New York Times, bakanlık tarafından o yıl İsrail’le yapılan savaşta öldürülen 1.431 ismi analiz etti. NYT, nüfusun militan olma ihtimali en yüksek kesiminin, yani 20 ila 29 yaş arası erkeklerin, ölü sayısında en fazla temsil edilen grup olduğunu tespit etti. Bu nüfus Gazzelilerin yüzde 9’unu, ancak öldürülenlerin yüzde 34’ünü temsil ediyordu.

İsrail merkezli Meir Amit İstihbarat ve Terörizm Bilgi Merkezi, 2014’te yayımladığı listedeki ilk 152 ismin ayrıntılı bir raporunu yayınladı. Listede yer alan isimlerin yüzde 47’sinin militan olduğu sonucuna varıldı. Merkezin yöneticilerinden emekli Tuğgeneral Yossi Kuperwasser, kaynak yetersizliği nedeniyle merkezin açıklanan isimlerin sivil veya muharip olduğunu analiz etme planının olmadığını söyledi.

Muhariplerin yüzdesi ne olursa olsun, 2014 savaşında öldürülen Filistinlilerin sayısı konusunda çok az ihtilaf vardı. Gazze Sağlık Bakanlığı bu sayının 2.310, OCHA 2.251, İsrail Dışişleri Bakanlığı ise 2.125 olduğunu söylüyordu.

Hastanedeki patlamada ölenler nasıl raporlandı?

17 Ekim’de yerel saatle 19.00 sıralarında El-Ehli Arab Hastanesi’nde bir patlama meydana geldi. Yaklaşık bir buçuk saat sonra Gazze Sağlık Bakanlığı, Facebook sayfasında İsrail’in hastaneyi hedef aldığını bildirdi. Patlamanın kaynağı henüz belirsizliğini koruyor. Washington Post’un araştırması, patlamanın bir hava saldırısı ve muhtemelen bir top mermisi yoluyla oluşmadığını gösteriyor, ancak patlamanın bunun nedenini hala kesin olarak belirleyemedi.

İsrail, patlamada sorumluluğu olduğunu reddederek patlamadan infilak eden bir Hamas roketini suçladı. Bir saat sonra bakanlık, ölenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu açıkladı. Daha sonraki paylaşımlarda bir “katliam”dan bahsediliyordu ancak bakanlık ancak ertesi gün, patlamadan yaklaşık 23 saat sonra, 471 ölünün resmi sayısını açıklayabildi.

Saldırının hemen ardından (yaklaşık iki saat sonra) haber kuruluşları bir bakanlık sözcüsünün 500 kişinin öldürüldüğünü söylediğini bildirmeye başladı. Tahminin hızı, doğruluğunun sorgulanmasına neden oldu.

Ancak bir Gazze Sağlık Bakanlığı sözcüsüne referans verilen ilk raporlarda, yaralıları da içerebilecek ölü sayısını ifade eden Arapça bir kelime kullanılarak 500 “kurban”dan bahsediliyordu.

Kafa karıştırıcı bir şekilde, başka bir gönderide “500 kurbanın etkilendiği”nden bahsediliyordu, bundan da ölüm anlamı çıkabilir. Hemen hemen aynı saatlerde Al-Jazeera, Gazze sivil savunma sözcüsünün 300 kişinin öldürüldüğünü söylediğini aktararak ölü sayısının 500 kadar yüksek olmadığını öne sürdü.

Yine aynı saatlerde, hem Al Jazeera hem de Reuters tarafından adı açıklanmayan bir bakanlık sözcüsünün İngilizce olarak 500 kişinin öldürüldüğünü söylediği aktarıldı. Merkezi Batı Şeria’daki Ramallah’ta bulunan ve Hamas’la bağlantısı olmayan Filistin Dışişleri Bakanlığı, bu iddiaya kendi paylaşımıyla resmilik kazandırdı: “İsrail savaş uçakları, Gazze şehrinin merkezindeki El-Ehli Arab hastanesini (Baptist Hastanesi) bombalayarak aralarında çocukların ve kadınların da bulunduğu 500 Filistinliyi şehit etti.”

Bu haberler, Arap dünyasında ve diğer ülkelerde gösterilere yol açtı. Ancak şafak söktüğünde ve patlama alanının net görüntüleri yayınlandığında, hasarın sanıldığından daha az olduğu ortaya çıktı. ABD istihbarat kaynakları, ölü sayısının “muhtemelen 100 ila 300 aralığında” olduğunu iddia etti.

Filistin Sağlık Bakanlığı Direktörü Abbas, 17 Ekim gecesi kendilerine çok sayıda tahmin ulaştığını söyledi; bunlardan birinde 800 ölü olduğu, bir diğerinde 1.300 ölü olduğu iddia ediliyordu. Abbas, “günün sonunda ölüm sayılarına ilişkin belgelerin toplamı 471’e ulaştı” dedi. Bu sayı, ilk raporlarla örtüşüyordu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün İsrail ve Filistin direktörü Ömer Şakir, kendi tecrübelerine dayanarak bakanlığın rakamlarının “genel olarak güvenilir” olduğunu söyledi. Ancak o anın hararetiyle öne sürülen tahminler ile bakanlığın gün sonunda açıklayacağı resmi sayım arasında bir farklılık olduğunu ifade etti. Şakir, “bakanlıktan yapılan açıklamaların toplam ölü sayısından farklı ele alınması gerekiyor” diyor.

Bakanlık, Salı günü İsrail’in Gazze’deki Cibaliye mülteci kampına düzenlediği saldırıda 400 kişinin öldüğünü veya yaralandığını açıkladı. Bu, hastane olayından sonra yapılandan daha temkinli bir açıklamaydı.

Beyaz Saray, konuyla ilgili kamuoyuna açık bir yorumda bulunmadı. Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Biden’ın yorumuna ilişkin şu yanıtı vermişti: “Gazze’de ölen sivillerin sayısı konusunda doğru bir değerlendirme yapmamızın hiçbir yolu yok. Gazze’de faaliyet gösteren ve doğru rakamı verebilecek bağımsız bir kuruluş bulunmuyoruz. Ancak Hamas’ın söylediği her şeye şüpheyle yaklaştığımızı söyleyebiliriz.”

Sözün Özü

Başkan Biden’ın, Gazze Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına “güveninin olmadığını” ve ölü sayısı konusunda “Filistinlilerin doğruyu söylediğine dair hiçbir fikrinin olmadığını” söylerken aşırı şüpheci davrandığı görülüyor. Gazze Sağlık Bakanlığı, Hamas yönetiminin bir parçası olmasına rağmen, yıllar içinde yaptığı ölü sayısı tahminleri konusunda oldukça iyi bir sınav verdi. Biden da bunu bilecek deneyime sahip.

Ancak hastane saldırısına ilişkin bakanlığın açıkladığı ilk raporlar herkesin iki defa düşünmesine neden oluyor. 500 ölüyü saymak için iki saat çok erken bir süre. Bu neden açıklanan son sayının ilk tahmine bu kadar yakın olması bile kafalarda şüphe uyandırıyor. Ancak Biden’a hastane saldırısı değil, o günlerde 6.000’e yakın olan toplam ölü sayısı soruldu. Bir hafta sonra bu rakam 2.000 daha arttı. Rakamlar bu kadar büyükken, belirli bir olayın 300 kişiyi mi yoksa 500 kişiyi mi öldürdüğü çok da fark etmiyor.

Başkan Biden, daha önceki İsrail-Hamas savaşlarına dayanarak ölümlerin yaklaşık üçte birinin muharip ölümlerden kaynaklandığını belirtebilirdi. Ancak o bunun yerine inandırıcı olmadığı gerekçesiyle tüm hiçbir sayıyı kaale almamaya başladı. Bu her ne kadar düşüncesi olsa da tarihten ve geçmiş örneklerden son derece bihaber olduğunu gösteriyor.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version