Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Polonya’da kürtaj hakkı mücadelesi: Birlikte güçlü kalalım


ANKARA – Polonya’da yüzlerce kadının yaşamını yitirmesine neden olan kürtaj yasağına karşı direnişin sürdüğünü söyleyen aktivist Laurie Debeni, “Dünyayı biz değiştireceğiz. Güçlü kalalım, mücadeleye devam” diye kaydetti. 

 

Tüm dünyada olduğu gibi Polonyalı kadınların da erkek egemenliğine ve yasalarına karşı mücadelesi sürüyor. Polonya’da kadınlar, bir yandan ölüme terk edilen mülteciler için mücadele verirken, diğer yandan “Kürtaj Yasası” gibi yasaklamalara karşı yaşamlarına sahip çıkıyor. Polonyalı aktivist Laurie Debeni, 25 Kasım kapsamında ülkede yaşadıkları sorunlar ve kadın mücadelesine dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.

 

KÜRTAJ YASASI

 

Polonya’da en temel sorunun kürtaj olduğunu belirten Debeni, “Maalesef bu sorun dünyanın birçok yerinde problem ancak Polonya kürtaja ilişkin en kısıtlayıcı yasalara sahip ülkelerden biri. Şu an kürtaj neredeyse tamamen yasak. Örneğin; hamile ve durumu kötü olan bir kadın hastanede olmasına rağmen doktorlar ona kürtaj yaptırmak istemiyor. Bu durumda olup yaşamını yitiren birçok hamile kadın oldu. Sistemin yarattığı kürtaj yasasından dolayı kadınlar ölüyor. Tecavüze uğrayan bir kadının kürtaj yaptırması yasal ancak Polonya’da tecavüz neredeyse hiçbir zaman kabul edilmiyor” dedi.  

 

TECAVÜZ AKLANIYOR 

 

Tecavüze uğrayan bir kadının gittiği karakolda yaşamı ve tarzının sorgulanarak, manipüle edildiğini söyleyen Debeni, “Bütün klişe soruları sorarak kadının kendisinden şüphe etmesine yol açıp, inkar yoluyla güç uyguluyor. Tecavüz davanız için mahkemeye gitmek isterseniz o polislerin aldıkları dosyalarla ve benzeri incelemelerle bir soruşturma açılıyor. Polislerin bu baskısı o kadar yaygın ki çoğu kadın tecavüzü bildirmiyor. Çünkü şikayet etmenin resmi olarak bir fayda sağlamayacağını düşündükleri için yaşadıkları durumu psikologla halletmeye çalışıyorlar. Tecavüz sonucu hamile kalan bir kadının bunu yasal olarak kanıtlaması lazım yoksa kürtaj yapılmıyor. Dolayısıyla durum tecavüze uğrayan kadınlar için çok daha zor” diye belirtti. 

 

İŞ HUKUKUNDA AYRIMCILIK 

 

Kadınların yaşadığı diğer sorunlara da değinen Debeni, eşit işe eşit ücret alamadıklarını aktardı. Polonya’da iş hukuku kötü olmasa da kadınlar için zorlayıcı şartlar içerdiğini ifade eden Debeni, şöyle dedi: “Örneğin kadınlar için çok sayıda iş sözleşmesi var. Bunun amacı kadını hem mali hem de yaşamsal açıdan bir yere bağlayarak stabil bir duruma getirmek. Bu durum ise bir yere taşınmak istendiğinde işini kaybetme riskini taşıyor. Bunun sebebi de Polonya’da yeterli sayıda çocuğa sahip olunmamasından kaynaklı kadına yönelik uygulanan politikadır. Bu yüzden kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor. Çünkü çocuk sahibi olmak ya da hamile kalmak, kürtaj yasasından kaynaklı olarak hayati tehlikeyle karşı karşıya kalmak demektir.”

 

PARLEMENTODA KADIN TEMSİLİYETİ

 

Tüm bunlara karşı parlamentoda haklarını koruyacak yeterli kadın temsilinin olmadığına dikkat çeken Debeni, “Polonya’nın izlediği politika oldukça sağ muhafazakardır. Bu da, cinsiyetçiliğin toplumun tüm kesiminde oldukça yaygın olduğu anlamına geliyor. Çok karmaşık sorunlarımız var. Bu sorunlar kadınların hayatlarını çok etkiliyor ve bunların temeli de elbette ki hukukun ve siyasetin nasıl işlediğiyle alakalıdır” ifadelerini kullandı. 

 

TOPLUMUN YÜZDE 75’İNİN TALEBİ

 

Yeni seçimde kürtaj yasasıyla ilgili sorunların çözülmesini beklediklerini söyleyen Debeni, feminist grup ve derneklerle bir araya gelip çalıştıklarını dile getirdi. Debeni, “Çok sayıda protesto düzenledik ve düzenlemeye devam edeceğiz. Kürtaj yasasına ne olacağıyla ilgili beklenti içerisindeyiz. Şuna anketlere göre Polonya’da insanların yüzde 75’i hamileliğin 12. haftasına kadar kürtajın yasal olması gerektiğini söylüyor. Kasım ortası veya Kasım sonu civarında neler olacağını ve sorunu nasıl çözeceklerini göreceğiz. Bu, Polonya’da büyük bir sorun. Kürtaj sorunu yaygın olarak konuşulmaktadır” diye belirtti.

 

HAMİLELİKLER KAYIT ALTINA ALINIYOR

 

Polonya’da kadınların yaptıkları düşük ve hamileliklerin kayıt altına alındığını aktaran Debeni, “Özellikle hamileliğin kayıt altına almasının nedeni olası kürtajın anlaşılması içindir. Örneğin; kadın düşük yaparsa sebebini ve nasıl yaptığını teyit etmesi gerekiyor. Düşük yapan bir kadın rasgele bir doktora durumunu anlatmakta zorlanabiliyor. Bu durum kadınların artık hastaneye gitmemesine neden oluyor. Artık doktorlara güvenmiyorlar. Kan tahlili yaptırmaktan, muayene olmaktan korkuyorlar. Hamile olduğunu öğrenip kürtaj yaptırmak isteyen bir kadın kayıtlara geçmemesi için doktora gitmiyor ve başka kadınların yardımıyla kürtaj olmaya çalışıyor. Bu yasa dışı ama oluyor. Bu şekilde kürtajlar olacak da çünkü birbirimize yardım etmenin tek yolu budur. Yoksa kadın tek başına kürtaj olup hayatını tehlikeye atabiliyor. Ya da kürtaj olamadığı için hastanelerde hayatın kaybeden yüzlerce kadın var. Kısa bir süre önce bir kadın hastanede kürtaj olmaya çalıştı ancak ona yardım eden doktorlara değil de kendisine soruşturma açıldı. Kısacası bu kürtaj yasası, kadınların ya ölümüne ya da sağlık sorunlarına neden oluyor” dedi. 

 

Yetkililerin söz konusu soruna çözüm olmadığını söyleyen Debeni, politikacılara güvenmediklerini vurguladı. Mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Debeni, birbirlerine daha çok yardım edeceklerini kaydetti. 

 

MÜLTECİ KADINLAR 

 

Polonya’daki diğer bir sorunun sınırda ölüme terk edilen mülteciler olduğunu dile getiren Debeni, “Polonya’da Ukraynalı mülteciler üzerinde insan ticaretinin yapılmaya çalışıldığı vakalar oldu. Çoğunlukla Rus ve Ukraynalı kadınlar üzerinden bu ticaret yapıldı. Polonya ve Belarus sınırında Afrika, Kurdistan ve Afganistan başta olmak üzere birçok farklı ülkeden gelen mülteciler var. Polonya ordusu ve sınır devriyeleri sürekli olarak o insanları Belarus sınırına itiyor ve bu insanlar çoğunlukla kadın ve çocuklar. Hükümet Ukraynalı olmayan diğer mültecilere farklı bir tutum sergiliyor. Polonya, kadın hakları konusunda iyi bir ülke değil. Söz konusu mülteci kadınlara gelince bu durum çok daha kötü. Bu kadınlara yardım etmek için birçok sivil toplum kurumları sorunlara değiniyor ve çözüm de sunuyorlar ancak yeterli değil. Çünkü hükümetin bu konuyu ele alıp çözmesi gerekiyor” diye belirtti. 

 

SORUN HER YERDE AYNI 

 

Akşamları tek başına dışarı çıktığında birileri tarafından taciz edilme korkusunun dünyanın her yerinde geçerli olduğunu belirten Debeni, “Biz kadınlar güvende hissetmiyoruz. Bu yüzden kadın mücadelesi dünyanın her yerinde devam ediyor. Polonya’daki kürtaj sorununu Romanyalı kadınlar da yaşıyor ve bunun için çok ciddi mücadele veriyorlar. İran, Kurdistan, Türkiye ve ya Gazze’deki kadınların mücadelesi çok daha zor. Aslında Belarus sınırında da benzer bir durum söz konusu. Orada kadınlar polisler tarafından kaçırılıyor, tecavüz ediliyor ve onların üzerinde ticaret yapılıyor. Kadın sorunu her yerde aynı bu yüzden dünyanın her yerinde güçlü kalmalıyız. Birbirimizden nasıl yardım isteyeceğimizi ve nasıl sağlam bir dayanışma kuracağımızı bilmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

 

‘BİRLİKTE GÜÇLÜ KALALIM’

 

Debeni, dünyadaki kadınlara mesajının “Güçlü kalın ve mücadeleye devam” olduğunu ifade ederek, şunları ekledi: “Gerçekten dünyayı değiştirebileceğimize inanıyorum. Gücümüzü elimize alalım çünkü dünyayı biz değiştireceğiz. Şuana kadar erkekler dünyayı yönetti ve gerçekten kötü yönettiler. Dünyanın sorunlarını nasıl çözeceğimizi biliyoruz. Bu yüzden hep beraber direniyor ve direneceğiz. Biz kadınlar ayrı ayrı bölünürüz ama birlikte güçlüyüz. Tüm dünyadaki kadınlara birlikte olalım güçlü kalalım demek istiyorum.”

 

MA / Sterk Sütcü – Zemo Ağgöz

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version