Altıncı kez üst üste faiz artışına giden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, “politika faizi” olarak kabul edilen bir haftalık repo faizini yüzde 35’ten yüzde 40’a yükseltti.
En son 2003 yılının Ağustos ayında yüzde 38’i gören politika faizi böylelikle son 20 yılın zirvesine ulaştı.
Mayıs ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 8,5 olan politika faizi aradan geçen altı ayda 31,5 puanlık artış göstermiş oldu.
Piyasa beklentisi yüzde 2,5 iken PPK’nın Eylül ve Ekim aylarında olduğu gibi 5 puanlık artış yapmasının ardından ilk dakikalarda 28,60’a kadar gerileyen Dolar/TL kuru piyasa kapanışında dünkü seviyesi olan 28,84’ü yakaladı.
Merkez Bankası: “Sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır”
Para Politikası Kurulu ise faiz oranlarına ilişkin basın duyurusunda artış sürecinin sonuna gelindiği mesajını verdi.
Önceki toplantılardan sonra yayınlanan metinlerde “parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” ifadesine yer veren PPK bu kez, “Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır” ifadelerini kullanmayı tercih etti.
PPK ayrıca yurt içi talepteki dengelenmenin başladığını, dış finansman koşullarındaki iyileşme ve rezervlerde süregelen artışın Türk Lirası varlıklara talebi arttırdığını, aylık enflasyonun ana eğiliminde de düşüş gözlendiğini belirtti.
Prof. Küçükkale: “Yıl sonuna kadar beş puanlık bir faiz artışı daha mümkün”
Bazı ekonomistler Merkez Bankası’nın bugün yayınladığı metni faiz artışının sonuna gelindiği şeklinde yorumlarken Karadeniz İktisat Fakültesi öğretim üyesi Yakup Küçükkale birçok başka ekonomist gibi Aralık ayında da bir artışın sürpriz olmayacağını düşünüyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Prof. Küçükkale, “Sene sonu itibariyle benim politika faizi beklentim çok uzun süredir yüzde 45. Benim beklentilerime göre bir miktar geride. Ancak Merkez Bankası’nın 2024 yılı enflasyon beklentisi olan yüzde 36’yı dikkate alırsak yüzde 40 yeterli. Ama o bir beklenti, ben de birçok iktisatçı gibi enflasyonun gelecek yılın ilk çeyreğinde yüzde 70’e ulaşacağını düşünüyorum. O nedenle bence bir beş puanlık artış daha mümkün” dedi.
“Yabancı sermaye girişi seçimden sonra başlayabilir”
Ekonomi yönetiminin işe başlarken ortaya koyduğu “rasyonel zemin” perspektifini büyük ölçüde gerçekleştirdiğini dile getiren Prof. Küçükkale, enflasyonda düşüşün de yılın ikinci yarısında başlayacağı kanaatinde.
Prof. Küçükkale, “Hazine Bakanı Şimşek, yabancı yatırımcılarla yaptığı görüşmelerde ona nelerin gerekli olduğunu söylediler. ‘Faiz yüzde 45, döviz de 30-35 aralığında olmalı.’ Faiz ve dövizin seviyelere gelmesine ramak kaldı. Bugün İMKB’ye 100 milyon dolar fon girişi olduğu söylendi ama bunlar küçük meblağlar. Ben seçimlerden sonra siyasi duruma da bakarak sıcak para akışının başlayacağını düşünüyorum. Siyasi göstergeler de elbette yabancı yatırım için önemli kıstas” dedi.
Prof. Küçükkale enflasyonla ilgili de, “Enflasyonun hız kesmesi, yavaşlaması PPK metninde olduğu gibi beklenen bir şey. Ama biz vatandaşların bunu hissetmesi tabii ki bir zaman alacak. Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın da işaret ettiği gibi yılın ikinci yarısında enflasyonda düşüş sürecine gireceğiz. Ama dendiği gibi 2026’da tek hanelere düşmek mümkün olabilecek mi? Onu süreç gösterecek” diye konuştu.
Mehmet Şimşek: “Enflasyonu düşürmekte kararlıyız zira fiyat istikrarı sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşuludur”
Bu arada TCMB’nin faiz arttırım kararından sonra sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de göreve ilk başladığında vaat ettiği “rasyonel ekonomiye” dönüşün ilk sonuçlarının alınmaya başladığına işaret etti.
Şimşek, “Enflasyonu düşürmekte kararlıyız zira fiyat istikrarı sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşuludur. Uyguladığımız politikalarla yatırımcı güveni artarken, rezervlerimiz güçlenmiş ve ülke risk primimiz düşmüştür. Bugün açıklanan verilere göre TCMB brüt rezervleri Eylül 2014’ten bu yana en yüksek seviyesi olan 134,5 milyar dolara ulaşmıştır. Mayıs ayında 700’ün üzerinde olan Türkiye’nin risk primi bugün 330’lar seviyesine geriledi” dedi.