Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Nûrheq’in hafızası oldu!


MEREŞ – Nûrheq ilçesinde “ayaklı nüfus memuru” olarak tanınan 88 yaşındaki Mehmet Ali Gündüz, herkesi tanıması ve geçmişten bugüne olup bitenlere şahitlik etmesiyle kentin hafızası olarak biliniyor. 

 

Adını eteklerine kurulduğu Nûrheq Dağı’ndan alan Mereş’in Nûrheq ilçesi, bugüne kadar pek çok kimliğe ve inanca ev sahipliği yapmış bir yer. Verimli arazileri, büyüleyen doğasıyla Nûrheq Dağı’nın gölgesinde bir sığınak görevi gören ilçeye 400 yıl önce Erzingan’dan göç ederek gelen bir ailenin üyesi olan Mehmet Ali Gündüz, 88 yıllık yaşamı boyunca ilçede yaşanan pek çok şeye şahitlik etti. Nûrheq halkı tarafından “ayaklı/yürüyen nüfus memuru” olarak tanınan Gündüz, ilçede bulunan aileleri, onların mensup olduğu aşiretleri, o aşiretlerin nereden geldiklerini biliyor. 

 

Gündüz’ün hafızasına kazıdıkları sadece bunlarla da sınırlı değil, Nûrheq’te yaşanan siyasi süreçlerin de tanığı. Gündüz, halk içinde Mehmet Ali Amca diye biliniyor. Horasan’ın Türkmen Alevilerinden olan Gündüz, Haziran 1935’te Nûrheq’te dünyaya geldi. Mersin, Hatay, Osmaniye, Meletî ve Elbistan’ın köylerinde 30 yıl boyunca amele çavuşluğu yaparak geçimini sağlayan Gündüz, Nûrheq halkını işçilik yaptığı bu süreçte tanıdı. Çalıştığı yaz ayları dışında Nûrheq’ı hiç terk etmeyen Gündüz, 7 sene boyunca da Nûrheq’te lokanta işletti. Emekli olduğu 1990 yıllarından sonra da ilçede yaşamaya devam eden Gündüz, o gün bugündür Nûrheq’e gelip ilçe hakkında bir şeyler öğrenmek isteyenlerin ilk adresi oldu. 

 

KÖY KÖY İLÇE İLÇE…

 

Amele çavuşluğunda tanıdığı insanların geçmişlerini, nereden geldiklerini öğrendiğini anlatan Gündüz, Nûrheq’te 129 soyad olduğunu aktardı. Gündüz, şu bilgileri verdi: “Önceden 119 soyadı vardı, 10’u mahkemeyle soyadını değiştirdi. Onları bile hatırlıyorum. Bu soyadlarının bağlı olduğu 33 sülaleyi ve nereden geldiklerini biliyorum. Biz Gündüzler sülalesi olarak Erzincan Kemah’tan geldik. Eğilmezler, Gölbaşı’nın Savran köyünden. Güvercinler, Azizler eskiden Gölbaşı’na bağlı olup ismi Helete olan, şimdi ise Çağlayancerit’e bağlı Düzbağı olarak bilinen yerden gelmeler. Hıdırlar var, onlar da Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesine bağlı Balgar köyünden buraya bizden önce gelmişler. Şahinler, Göksun Karadut’tan buraya göç etmişler. Doğanlar, Elbistan Karahöyük’ten gelmeler. Çakırlar ve Çadırlar, Gölbaşı’nın Çataltepe köyünden gelmeler. Polatlar Elbistan’ın Özcanlı köyünden gelmeler, evvelinde köyün ismi Karaçar idi. Zenginler ise Yörük. Bunlar göçebeydiler. Sonra çadırlarını buraya kurdular. ”

 

SİNAN CEMGİL VE ARKADAŞLARI

 

Türkiye’de 68 Kuşağının önemli isimlerinden biri olan ve 31 Mayıs 1971’de katledilen Sinan Cemgil ve arkadaşlarının katledilişlerini hatırlayan Gündüz, “Nurhak dağlarının ismi yüce olduğundan, Cemgiller öldürüldüğünde o zaman Nurhak diye verdiler. Ama onlar Gölbaşı’nın Azaplı köyünde öldürülüyorlar. Sinan fakir değildi, aç değildi, düzeni beğenmedi. Düzeni değiştirmek istedi. Devlet de acımadı, onları öldürdü. Burada dağ köylerinde yaşayan köylüler, çobanlar, eğer Sinan ve arkadaşlarına ekmek verdiyse onları alıp hapse attılar, işkence ettiler. Herkese sen ‘terörsün’ demeye başladılar. Bizleri ezdiler” diye konuştu.

 

MEREŞ KATLİAMI

 

Mereş katliamı sürecinde 136 yurttaşın katledildiğini, bunlardan 5’inin Nûrheqli olduğunu söyleyen Gündüz, “2 gün önce evleri işaretliyorlar. İnsanlar neden işaretlediklerini sorduğunda ‘sayım olacak’ deniyor. Böylece başlıyor katliam. 136 kişi katledildi diye biliyoruz ama daha fazladır belki de. Hepsini işkenceyle öldürdüler. Bir çoğu göç etti. Her biri bir yerde öldü. Bizi, ‘Bura Kürt, Alevi’ diyerek kötülemeye çalışıyorlar” dedi. 

 

GENÇ NÜFUS GÖÇ EDİYOR

 

12 Eylül sürecinden de çok etkilendiklerini ifade eden Gündüz, Nûrheq halkının o süreçte susturulmaya çalışıldığını, baskı altında tutulduklarını anlattı. Uzun yıllar inançlarını, yaşattıkları kültürlerini muhafaza ettikleri Nûrheq’in son süreçte giderek göç vermesinden endişe duyduğunu dile getiren Gündüz, son olarak şunları söyledi: “Biz Bektaşiyiz. Burada 2 Cemevi yaptırdım gelen yardımlarla. İlçe merkezinde suç oranı 0’a yakın. Biz burada Alevi kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz. 2 Cemevimiz bu yıl deprem sebebiyle yıkıldı. Eskiden 20 bine yakın nüfus vardı. Depremle birlikte çok fazla dağıldılar. Depremden önce de gidiyorlardı, deprem olunca daha fazla göç oldu. Şimdi azaldık. Çarşıya çıkıyorsun, kimse yok. Ancak 10 hane de kalsak kültürümüzü devam ettireceğiz.”  

 

MA / Ceylan Şahinli

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version