TARKAN TEKTEN | HELSİNKİ
Rusya, özellikle de Putin’in Rusya’sı SSCB’den kalan mirası Batı ve NATO ile paylaşmak istemiyor. Kaybetmiş olduğu kontrolü kazanmak için kan dökmekten, yakıp yıkmaktan çekinmiyor.
Rusya, Putin ile içeride tam kontrolü sağlamış durumda.
Gürcistan ile başlayan kayıp toprakları (!) kazanma hamlesi Ukrayna ile devam ediyor. Putin Ukrayna’da başarı kazanırsa bir sonraki hedefi Moldova ve Baltıklar olacak. Kazanamazsa da işin peşini bırakmayacak gibi görünüyor.
Avrupa’nın son diktatörü olarak anılan Başkan Lukaşenko, Belarus Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti gibi Rusya Federasyonu’na olan sadakatinde kusur etmiyor. Belarus şimdilik Rusya’nın arka bahçesi. Ancak Belarus halkı bundan pek memnun değil. Dolayısı ile Kremlin Belarus konusunda tedirgin.
Orta Asya, Putin için tehdit değil
Orta Asya ülkeleri ise demokrasi ve ekonomik mücadelelerle uğraşırken Putin için ciddi bir tehdit oluşturmuyor. Kırgızistan’daki sık sık tekrarlanan kronik iktidarsızlık Rusya için hayati öneme sahip bir şey değil.
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan henüz Rusya’ya diklenecek durumda değil.
Kazakistan, Orta Asya ülkeleri arasında Rusya, Batı ve Çin ile iyi ilişkiler kurabilmeyi başarmış tek devlet. Bu yönüyle diğer Orta Asya devletlerinden bir adım öne çıkmış durumda. Ekonomik olarak da durumu komşularına göre daha iyi.
Kırgızistan bir türlü iktidarı sağlayamamış, kargaşaların devam ettiği ekonomik olarak da sıkıntılı bir ülke. Özbekistan ve Tacikistan kapalı kutu. Pek açılım taraftarı değil. Dini inançların ve kültürün tesiri yoğun olarak hissediliyor bu ülkelerde. Biraz da dış dünyadan kopuklar.
Türkmenistan, Kuzey Kore yolunda
Türkmenistan ise ayrı olarak ele alınması gerekiyor. Kuzey Kore’den sonra özgürlüklerin en çok kısıtlandığı ülke durumunda. SSCB dağıldıktan sonra İsviçre gibi tarafsız bir ülke olma hedefi ortaya koyan Türkmenistan gelinen nokta itibari ile ne yazık ki Kuzey Kore gibi bir ülke oldu.
Güney Kafkasya’da ise roller belli. Ermenistan ve Azerbaycan Rusya ile olan ilişkilerini tam olarak koparmış değil. Azerbaycan Türkiye ile olan ilişkileri nedeniyle Rusya’ya daha uzak gözükse de Rusyasız bir Azerbaycan düşünmek mümkün değil.
Ermenistan ise Belarus kadar olmasa da Rusya’nın Güney Kafkasya’daki arka bahçesi. Nikol Paşinyan yönetimi Rusya’ya arıza çıkarsa da Rusya’dan kopması pek mümkün görünmüyor. Bunun acı faturasını Dağlık Karbağ’ın kontrolünü kaybetmekle ödedi. Böyle giderse daha farklı sıkıntılar yaşayacak gibi.
Ermenistan Batı’dan medet umuyor. Ama bu şimdilik pek mümkün görünmüyor. Rusya’daki Ermeni diasporasının Rusya ile arası oldukça iyi. Diasporanın da Ermenistan üzerindeki etkisi oldukça fazla. Diasporanın baskısı Paşinyan’ın üzerinde. Ermenistan halkı özgürlüklerden yana tavır koymaya çalışsa da Rusya’ya olan bağlılığını koparması pek mümkün görünmüyor. Ermeni halkı içindeki Rusya sempatisini silip atmak şimdilik mümkün değil.
Rusya’nın soluğu, Moldova’nın ensesinde
Batıdaki eski Sovyet Cumhuriyeti Moldova Avrupa’nın en fakir devletlerinden birisi. Romaya ile olan siyasi ve ekonomik ilişkiler Moldova’ya biraz güç verse de Rusya’nın soluğunu ensesinde hissediyor. Moldova’nın Rusya ile sınırı yok. Ancak Rus askerleri Moldova’dan bağımsızlığını ilan eden De facto Transdinyester’de üstlenmiş durumda.
Transdinyerster Moldova ile Ukrayna arasında kuzeyden güneye doğru uzanan Rusya’nın kontrolünde De facto bir devlet. Rusya burayı Moldova için bir tehdit unsuru olarak kullanıyor. Her an patlamaya hazır, pimi çekilmiş bir bomba. Transdinyester vatandaşlarının çoğu Rus pasaportuna sahip.
Ukrayna’da uzun süredir devam eden bir savaş var. 2014 yılında Kırım’ın ilhak edilmesi, Donetsk ve Lugansk’ın fiilen Ukrayna’dan koparılması ve 2022 Şubat’ında Rus ordusunun topyekün Ukrayna’ya saldırması Avrupa’da dengeleri alt üst etti. Savaş devam ediyor ve kısa sürede de bitecek gibi görünmüyor.
Gelelim Baltıklara. Baltık ülkeleri Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını ilan eden ilk ülkeler . Sovyetlerden kopuşun ardından hızlı bir hamle ile Avrupa Birliği ve akabinde NATO’ya girmeleri Rus tehlikesini biraz uzaklaştırmış gibi görünse de Baltıklar Rusya’nın asla hazmedemediği kayıp toprakların başında geliyor.
Ukrayna savaşı sonrası Baltık ülkeleri Estonya, Letonya ve Litvanya’nın açıkça Ukrayna’yı desteklemesi Rusya’ya karşı tavır alması, Rusya’yı tabiri caiz ise çileden çıkarmış durumda. Bir taraftan Ukrayna ile savaşırken diğer taraftan da Polonya ve Baltıkları nasıl karıştırabilirim, nasıl huzursuz edebilirimin hesaplarını yapıyor.
Paralı asker grubu Wagner elemanlarının Belarus Litvanya-Letonya sınırına yakın bölgelere yerleştirilmesi Baltıklarda tedirginlik oluşturuyor. Rusya’nın Suwałki Koridoru”nda bir provokasyon yapması ihtimal dahilinde.
Suwałki Koridoru Baltık Devletleri ile diğer Avrupa NATO ülkeleri arasındaki tek NATO kara köprüsü olan Suwałki şehri yakınlarındaki Litvanya ve Polonya arasında yaklaşık 100 km uzunluğunda bir sınır bölümüdür. Bu koridor Polonya, Baltık devletleri ve NATO için büyük bir önem arz ediyor.
Finlandiya da nasibini aldı
Sovyet ülkesi olmasa da son gelişmelerden en çok etkilenen ülkelerin başında Polonya ve ardından Finlandiya geliyor.
Finlandiya’nın Rusya’ya yönelik kısıtlamaları Rusya’yı ciddi manada tedirgin ediyor. Finlandiya’nın tarafsızlığını bırakarak NATO’ya katılması, NATO Rusya soğuk savaşında Rusya’ya karşı kazanılmış bir zafer.
Rusya, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova ile birkaç defa net bir şekilde bunun peşini bırakmayacağını ve bunun hesabının sorulacağını açıkladı. Rusya’nın Baltıklara ve İskandinavya’ya yönelik yaz sonrası başlayan taciz hareketlerine bir yenisi daha eklendi. Rusya Finlandiya’ya karşı sığınmacı silahını kullanmaya başladı. Rusya Ortadoğu’dan gelen belgesiz sığınmacıların Finlandiya’ya geçişini teşvik ediyor. Sayı şimdilik az olsa da psikolojik bir etkisi var.
Rusya eski gücünü değil ama eski kontrolünü kaybetmiş bir ülke olarak sağa sola saldırıp duruyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***