Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Dünya Çocuk Hakları Günü: Engelli çocuklar haklarına erişebiliyor mu?


Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altındaki 193 ülke tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin kabul edilerek yürürlüğe girmesi nedeniyle her yıl 20 Kasım “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kabul ediliyor. Çocukların fiziksel ve psikolojik olarak yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan bu bildirgeye rağmen UNICEF’in (BM Çocuklara Yardım Fonu) 2021 yılında hazırladığı rapora göre dünya genelinde her 10 engelli çocuktan biri temel haklardan mahrum durumda.

İzmir’de Konak Kent Konseyi ve Temiz Kalpler Down Sendromu Derneği, engeli olan çocukların haklarına dikkat çekmek amacıyla “Bizim de haklarımız var” başlığıyla bir farkındalık etkinliği düzenledi. Konak Belediyesi’ne bağlı Engelsiz Yaşam Köyü’nde yapılan etkinlikte, Down Sendromlu çocuklar, vals ve zeybek gösterisi sundu. Diğer zihinsel engel türlerinden çocuklar da çalınan müzikler eşliğinde dans ederek eğlendi.

“Kaynaştırma sınıfına ilk başladığımız andan itibaren veliler tarafından istenmeyen çocuk olduk”

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan etkinliğe katılan çocukların aileleri, Türkiye’de engeli olan çocukların diğer çocuklarla eşit bir şekilde haklarına erişemediği görüşünde. Ailelere göre mahrum kaldıkları hakların başında da akranlarıyla birlikte eğitim görebilmek geliyor.

18 yaşındaki otizmli Kaan’ın annesi Selma İskeçeli, eğitimde ayrımcılığa uğradıklarını söylüyor. Özel eğitime ihtiyacı bulunan çocukların engeli bulunmayan diğer çocuklarla birlikte eğitim ve öğretim görmesine imkan tanıyan bir sistem olan kaynaştırma eğitimden velilerin tutumu yüzünden faydalanamadıklarını anlatan İskeçeli, “Üç yaşında yaygın gelişimsel bozukluk, otizm teşhisi kondu. Üç yaşından beri eğitimler alıyoruz. Ama çoğu şeyden faydalanamıyoruz. Çok yeteneklerimiz var. Atletizm düşünüyorduk. Ama durmadığı ve tam olarak komutları alamadığı için olmadı. Liseyi tamamladık. Eğitim ve spor şart. Ama her şey kendi çabamızla oluyor. Kaan kaynaştırma sınıfında değildi. Kaynaştırma sınıfına anasınıfında ilk başladığımız andan itibaren veliler tarafından istenmeyen çocuk olduk” dedi.

İdareci ve öğretmenlerin de kaynaştırma öğrencilerine olumsuz bir tutum takındıklarını savunan İskeçeli, “Uyum sağlayamadığı için kaynaştırma öğrencilerini çoğunlukla istemiyorlar. Hareketli oluyor çocuklar sınıfta. O zaman da birebir ilgilenmeleri gerekiyor” diye konuştu.

“Ortaokul mezunu ama hiç ilgi görmemiş, okumayı bile öğrenememiş”

Zihinsel engelli oğlunun okulda ayrımcılık gördüğünü söyleyen Fatma Yiğit de, “Ortaokul mezunu ama hiç ilgi görmemiş, okumayı bile öğrenememiş. Hangi doktora götürdüysek ‘ilgi görmemiş’ dedi. Sınıfta hiç okutmamışlar yani. Arkadaşları ders görmüş, onu bahçede oyun oynatmışlar” dedi.

Aileler devletin verdiği rehabilitasyon desteğini yeterli bulmuyor

Kaynaştırma eğitiminde yer alamayan özel eğitime ihtiyacı olan çocukların adresi, tüm şehirlerde engelliler için kurulmuş Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel eğitim okulları oluyor.

Konak Belediyesi’ne bağlı Engelsiz Yaşam Köyü’nde yapılan etkinlikte, Down Sendromlu çocuklar, vals ve zeybek gösterisi sundu. Diğer zihinsel engel türlerinden çocuklar da çalınan müzikler eşliğinde dans ederek eğlendi.

Ancak engelli çocukların özel eğitim ve rehabilitasyon gereksinimi, okulda verilen eğitimle sınırlı değil. Erken yaştan itibaren çocuğun gelişimi ve ihtiyaçlarına göre birçok alanda farklı terapiler ve destekler verilmesi gerekiyor. Bu desteklerin ne kadar sürmesi gerektiği de bireyin gelişimine göre farklılık gösteriyor. Tüm bu süreçlerin maliyetiyse hayli yüksek.

Devlet, her engelli çocuğa Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri aracılığı ile aylık 8 saat bireysel, 4 saat grup eğitimi olmak üzere toplamda 12 saat ücretsiz eğitim hakkı sunuyor. Ancak aileler bunu yeterli bulmuyor.

5 yaşındaki Down Sendromlu Ertuğrul’un annesi Şengül Tekfidan da birçok rehabilitasyon desteğinden faydalanmaya maddi imkanlarının yetmediğini söyledi. Tekfidan, “Rehabilitasyon desteği alıyoruz, kas gevşekliğinden dolayı fizik tedavi alıyoruz, ayrıca konuşma ve dil terapisi dersleri de alıyoruz. Devlet, haftalık olarak iki saatini karşılıyor ama tabii ki yetersiz. Ekstra olarak spor ve yüzme dersleri ile desteklenmesi gerekiyor. Ama çoğunu tabii ki karşılayamıyoruz. Bu haftalık olarak artarsa, haftalık 8-10 saate çıksa bizim için daha iyi olur” dedi.

Hanedeki kişi başına asgari ücretin üçte birinden az gelir düşmesi şartıyla verilen evde bakım ücretinden de gelir kriterini karşılayamadıkları için faydalanamadıklarını belirten Tekfidan, “Bakım desteği de alamadığımız için güçlük çekiyoruz” diye konuştu.

“Hep ikinci sınıf vatandaşlığa atılıyormuşuz gibi bir his var içimde”

Engelli çocukların diğer çocuklarla eşit haklardan faydalanamadığını da savunan Tekfidan “Keşke eşit diyebilsem ama maalesef eşit değiller tabii ki. Bizim de normal çocukların gidebildiği okullara gitmemiz gerekiyor. Onların faydalandığı haklardan bizim de rahatça faydalanmamız gerekiyor. Hep ikinci sınıf vatandaşlığa atılıyormuşuz gibi bir his var içimde” şeklinde konuştu.

Diğer engelli çocukların yer aldığı özel eğitim anaokuluna giden oğlunun ilkokula geçtiğinde kaynaştırma sınıfında eğitim görmesini isteyen Tekfidan, “Bunun için mücadele vereceğiz. Kaynaştırma olsun ve normal çocuklarla birlikte o da normalleşsin diye. O süreç nasıl geçecek hiç bilmiyoruz ve korkuyoruz. Ebeveynlerdeki önyargıyı yıkmak gerekiyor. Ailenin önce kendini yetiştirmesi gerekiyor. Toplumda ayrımcılık ilk başta eğitimde başlıyor” dedi.

Aileler, Türkiye’de engeli olan çocukların diğer çocuklarla eşit bir şekilde haklarına erişemediği görüşünde.

“Daha fazla ilgi görmek, daha fazla toplumda görünmek istiyoruz”

VOA Türkçe’ye konuşan Temiz Kalpler Down Sendromu Derneği Başkanı Hürriyet İyidoğan da Down Sendromlu ve diğer engel türlerinden çocukların okullara kabul süreçleri, okullarda yeterli uzman desteğini alamaması, öğretmenlerin, velilerin ve okul yönetimlerinin olumsuz tutumlarını eleştirdi. İyidoğan, “Bazı çocuklarımız kaynaştırma için okullara kabul edilmiyorlar. En başta müdürler, veliler, anne ve babalar engelli çocukları okullarda istemiyorlar” dedi.

Kimi çocukların okullarda başıboş bırakıldığı şikayetlerini aktaran İyidoğan, “Çocuğu sınıfta ne yaparsa yapsın diye bırakıyorlar.

Çocuğa eğitim vermezseniz çocuk her şeyi yapar. Engelli çocuklar eğitilmek zorunda. Hiçbir eğitim alamayan çocuklarım var. Sadece okula gidiyorlar. Okulda varlar ama gerisi yok” diye konuştu.

Devletin engelli çocukların ailelerine daha fazla maddi destekte bulunması gerektiğinin de altını çizen İyidoğan, “Mesela baba asgari ücret alıyor, engelli çocuğu her yere götürmesi gerekiyor. Götürebilmesi için de daha fazla sosyal yardımlardan faydalanması gerekiyor. Çünkü bu dönemde kira ödüyor, elektriğini suyunu ödüyor. Engelli bir çocukla 24 saat beraber olmak emin olun ki çok zor bir olay. 45 dakikası bir terapi dersi 750 liraya yükselmiş durumda” dedi.

İyidoğan “Daha fazla ilgi görmek, daha fazla toplumda görünmek istiyoruz. Biz varız. Engelli grupları olarak varız, Down Sendromlular olarak varız” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version