“Aylar önce bitmesi gereken, hiç olmaması gereken bir süreç şimdi bitti. Artık top, İstanbul Anadolu Adliyesi İnfaz Hakimliği’nde.” 16 Ağustos 2023’de denetimli serbestlikten yararlanamadığı için beşinci kez cezaevine giren Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davadan çıkışında gazetecilere bu sözlerle sesleniyordu.
Yargıtay üyesi Ömer Faruk Aydıner’in hakkındaki şikâyeti geri çekmesi üzerine Pehlivan’ın yargılandığı dava düştü.
Ancak üç aydır cezaevinde tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi yazarı, denetimli serbestlik kapsamındaki infaz işlemlerinin tamamlanmaması nedeniyle yeniden Maltepe Cezaevi’ne gönderildi.
Barış Pehlivan: “Maalesef gazeteciler, benim gibi onlarca yüzlerce gazeteci büyük baskı altında bu mesleği yapıyorlar”
Merdan Yanardağ, Timur Soykan, Barış Pehlivan gibi gazetecilerin de izlediği duruşma çıkışında Barış Pehlivan, “İnfaz hakimliğinin hemen bu davadaki karara göre özgürlük kararı vermesi gerekiyor hakkımda. Şu an avukatlarım İstanbul Anadolu Adliyesi İnfaz Hakimliği’ne başvuracaklar. Ve benim tekrar denetimli serbestliğe ayrılmamı isteyecekler. Süreci hepimiz bekleyeceğiz. Bugünden tezi yok bu sürecin bitmesi ve özgürlüğüme kavuşmam gerekiyor. Ama şunu derim ki, bu davada böylesi bir sonucun çıkması Türkiye’de adaletin geldiği maalesef kötü durumu da gösteriyor. Hala büyük bir adaletsizlik olduğunu da gösteriyor. Maalesef gazeteciler, benim gibi onlarca yüzlerce gazeteci büyük baskı altında bu mesleği yapıyorlar” dedi.
Avukat Ersöz: “Bundan sonrası artık Anadolu Adliyesi’ndeki infaz hakimlerinin kararına bağlı olacak”
Pehlivan’ın avukatı Hüseyin Ersöz de davanın düşmesi sonrası Barış Pehlivan’ın tahliye edilmesini beklediklerini dile getirdi.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Ersöz, “Mahkeme tarafından müştekinin beyanlarının geri çekilmesi sebebiyle bir düşme kararı verildi. Bu düşme kararı, Barış’ın özgürlüğüne gidecek olan yolun aslında bir göstergesi. Çünkü Barış ile ilgili denetimli serbestlik tedbiri, Barış’la ilgili olarak kaldırıldığı için bu kararın yeniden verilebilmesi için mutlak suretle bir düşme kararı, beraat kararı verilmesi gerekiyordu. Bu düşme kararı Barış’ın özgürlüğüne kavuşması noktasında bizim de başvurumuzda temel teşkil edecek bir karar oldu. Yarın sabah ilk iş, Anadolu Adliyesi’ne gideceğiz. Anadolu Adliyesi’nde dilekçelerimizi vereceğiz ve Barış hakkında yeniden bir denetimli serbestlik kararı verilmesini talep edeceğiz. Bundan sonrası artık Anadolu Adliyesi’ndeki infaz hakimlerinin kararına bağlı olacak” dedi.
Önderoğlu: “Yasaların gazetecileri bastırmak için araçsallaştırıldığı bir dönemde yaşıyoruz”
Duruşmayı izleyen Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, yalnız Barış Pehlivan’ın değil çoğunluğu Kürt gazeteciler olmak üzere Türkiye’de onlarca gazetecinin keyfi şekilde tutuklama ve peşin cezalandırmalarla karşı karşıya kaldığını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Önderoğlu, “Bugün Barış Pehlivan, geçmişte Sedef Kabaş, onca Kürt gazetecinin iddianamesiz bir yıldan fazla süreyi cezaevinde tutulduğu yine bu bir iki yıllık döneme baktığınız zaman aslında kimin ‘makbul vatandaş’ kimin ‘terörist’ yaftası yiyen gazeteci olduğunu çok iyi görüyorsunuz. Dolayısıyla sadece yasaların baskıcı şekilde eleştiriyi bastırmak, gazeteciliği bastırmak için araçsallaştırıldığı bir dönemde yaşamıyoruz, aynı zamanda cezaevine düşmek ya da düşmemek bakımından devletin ortaya koyduğu prosedürlerin de çifte standart içerisinde uygulandığına tanık oluyoruz. Zaten keyfi bir şekilde tutuklanmış bir gazeteciyle ilgili avukatlarının yaptığı tutukluluğa itirazın sistemli bir şekilde ve genel geçer gerekçelerle reddedilmesi de bir adaletsizlik değil midir?” dedi.