Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bahçeli’den “yüzde 50+1” değerlendirmesi: “Kimsenin sırtına binmedik, kimseyi sırtımıza bindirmeyiz”


“50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok 6’lı, yok 16’lı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla ‘en fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Kasım’da Almanya dönüşü gazetecilere yaptığı bu açıklama, kamuoyunda 2017’deki referandumla yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde köklü bir değişim hazırlığı olarak algılandı.

Tam da bu nedenle gözler, en başından beri “yüzde 50+1”in yeni sistemin “hukuki ve ahlaki meşruiyet” kaynağı olduğunu söyleyen Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye çevrildi.

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürel reçete değildir”

MHP lideri beklendiği gibi bu tartışmayı bugünkü konuşmasının merkezine alırken, ana hedefinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu şu sözlerle ima etti:

“Şayet cumhur ile cumhuriyet kucaklaşmışsa bunun altın hissesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne aittir. Devlet hayatında çatlak sesler dinmiş, karar alma süreçleri seriye bağlanmış, kuvvetler ayrımı billurlaşmış, çok başlılık devri kapanmış, bürokratik oligarşinin suyu kesilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelip geçici bir heves değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işi bitince buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürel reçete hiç değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi Türkiye Cumhuriyeti’nin istikbal haysiyeti, milli bekasının habitatı; Türk milletinin huzur, barış ve kardeşlik iradesinin temel harcıdır.”

“Güçlendirilmiş parlamenter sistem ihya edilseydi 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü kadar vahim gelişmelere neden olabilirdi”

Yeni sistemin eksiklerinin mutabakatla giderilebileceği mesajını da veren MHP Genel Başkanı, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüşe de bir kez daha açık bir şekilde karşı çıktı:

Bahçeli, “Elbette cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin aksayan, tekleyen ve arıza sinyali veren yönleri varsa mutabakatla ele alınıp düzeltilmelidir. Bu da son derece doğal ve doğru bir seçenektir. Ancak her yönetim sisteminin bir özü, hukuki ve ahlaki meşruiyetini sağlayan demokratik bir özelliği vardır ve bunun tartışılması da öngörülemez sorun ve sıkıntılara yol açma riski taşımaktadır. Güçlendirilmiş parlamenter sistem hedefiyle milletimizin huzuruna çıkan ‘zillet ittifakı’ amaçladığı icazet ve ruhsatı alamamış, milli irade Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni mevcut ve mahut haliyle tasdik ve teyit etmiştir” dedi.

“Parlamenter sistem her şeye rağmen ihya edilseydi, kaosa hizmet etmesi, kutuplaşma ve kamplaşmayı körüklemesi, devlet yönetimini krize sokması mukadder bir siyaset ve hayat gerçeği haline gelirdi” diyen Bahçeli, sözlerine “Bu ise 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü kadar vahim gelişmelere neden olabilirdi” diye devam etti.

“Dün ne demişsek bugün aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz”

MHP lideri, Cumhur İttifakı’ndaki ortağı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçakta yaptığı tespit ve değerlendirmeleri “siyasetin ve kurulan ittifakların parçalı yapısına bakıldığında tutarlı ve anlamlı bulduğunu” söylese de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin “ana omurgası, can evi, demokratik güvenliği” olarak tarif ettiği yüzde 50+1 konusunda bir fikir değişikliği içinde olmadığını daha önceki konuşmalardan yaptığı alıntılarla ortaya koydu:

“16 Kasım 2021 tarihinde yaptığımız Meclis grup toplantımızda ise şunları söylemiştim: ‘Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçildiği ve hükümet, TBMM’den güvenoyu almadığı için ‘yönetimde istikrar’ ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir” diyen Bahçeli, ”Bu itibarla yüzde 50+1 oyla cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek, model olacak bir şeklidir. Dikkat buyurunuz, milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, muhtar seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanı seçiyoruz.’ Milliyetçi Hareket Partisi olarak, dün ne demişsek bugün aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz” diye konuştu.

“Siyasi hayatımız boyunca kimsenin sırtına binmedik, kimseyi de sırtımıza bindirmedik”

Bu rezervleri koyarak yeni sistemin doğasını zedelemeyecek onarımı, uzlaşmayla gerçekleştirme iradesine sahip olduklarını vurgulayan MHP lideri, dün kamuoyunda üzerinde çokça tartışılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu’nun “Erdoğan Bahçeli’yi sırtından atacak mı?” başlıklı yazısına da tepki gösterdi:

Bahçeli, “‘Erdoğan, Bahçeli’yi sırtından atacak mı?’ diye yazı kaleme almaları, AK Parti ile MHP arasında sorun olduğundan bahsetmeleri, fitne tezgahı açmaları alçak bir teşebbüs, namert bir telaffuzdur. Siyasi hayatımız boyunca hiç kimsenin sırtına binmedik, hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik. Onun bunun sırtından geçinen keneler bizi anlayamaz, anlasa da anlatmaya takatleri yetmez, yetemez. Cumhurbaşkanlığı kabinesine bakan vermedik, doğrudur. Ne var ki alacağı her kararın yanındayız. Sefasına değil gerekirse cefasına talibiz. MHP tufeyli değildir, yancı değildir, ufakçı değildir, ulufeye talip değildir, ikbale meraklı değildir; Türklüğün, Türkiye’nin ve Türk milletinin serdengeçti şuuru, son kalesi, tüm çareler tükendiğinde düşmana sıkılacak son kurşunudur.”

“(Cumhur İttifakı’nda) Kavga bekleyenler külahı kafalarına ters giyerek nifak mevzilerine geri dönmek zorunda kaldı”

Devlet Bahçeli, her ne kadar Erdoğan’ın “Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Oy sayısı itibarıyla ‘en fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır” ifadesiyle taban tabana zıt bir görüş ortaya koysa da, Cumhur İttifakı’nda bir sorun olmadığını ısrarla vurguladı:

“Sayın Cumhurbaşkanımız’la diyaloğumuz hasbidir, harbidir, haysiyetlidir, hakseverlik üzerinedir, saygı ve sevgi temellidir, hiç kimse de aramıza giremeyecektir. Cumhur İttifakı’yla ilgili polemik ve spekülasyon yapan kara sinek tabiatlı güruhun durumu aynısıyla şudur: ‘Sineğin akıllısı kiraza biner şehre gider, sineğin aptalı gübreye düşer, bunlar gibi ahıra girer.’ Cumhur İttifakı’nda pazarlık yoktur. Cumhur İttifakı’nda ihtilaf yoktur. Bu ittifakın bozulmasına, kendi adımıza söylüyorum, geçit vermeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde başarıya ulaşması için her özveriyi gösterdik. Hatta partimizden ihraç edilen bir şahısla bile aynı kareye girmeye içimiz acısa bile ses çıkarmadık. Sanıyorum herkes mesajı aldı ve anladı. Ne diyeceğimi merak edip karmaşa ve kavga bekleyenler külahı kafalarına ters giyerek arkalarına bakmadan nifak mevzilerine tekrar geri dönmek zorunda kaldı. Buradan size ekmek çıkmaz.”

Bahçeli ısrarla Cumhur İttifakı’nda “sorun yok, buradan size ekmek çıkmaz” mesajı verse de kendi sözleriyle Erdoğan’ın açıklamaları arasında farkın anlattığından daha büyük olduğu yorumları yapılıyor.

Tartışma yeni değil: Cemil Çiçek ve Numan Kurtulmuş da değiştirilmesinden yana

Yüzde 50+1 tartışması yeni de değil. AK Parti içinde bugün Erdoğan’ın yakın çevresinde olan olmayan birçok isim bu sistemin, partilerine zarar verdiğini dile getirmişti.

Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 2021’de Sözcü gazetesinden Aytunç Erkin’e verdiği röportajda, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılan bir anayasa toplantısında bu sisteme dair eleştirilerini dile getirdiğini ifade etmişti.

Çiçek, “Anayasa toplantısında 50+1’in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi kaosa sürükleyeceğini söyledim, yine söylüyorum. Bu sözlerim iktidar ya da muhalefet yanlısı değil. Söylediğim cümleler gayet açık. 50+1 ciddi problem çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak” demişti.

28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin ikinci turu öncesi AK Parti Genel Başkan Vekili olarak gazeteci Çağlar Cilara’nın sorularını yanıtlayan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da, seçimden sonra bu sistemden bir revizyonun gündemlerinde olduğunu ortaya koymuştu.

Kurtulmuş, “Durduk yerde bu sisteme geçilmedi. Daha etkin, daha süratli karar almamıza neden olabilecek, özellikle içinden geçtiğimiz süreçteki küresel ve bölgesel sorunlara çok daha rahat tepki verebilecek etkin bir yönetim modelinin kurulabilmesi için bu zaruriydi. Dolayısıyla bu adım atıldı. Şimdi biz oyun kurulduktan sonra ‘kuralı değiştirelim’ demeyiz ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin revize edilmesiyle ilgili teklifimizi, seçim beyannamemizin altıncı bölümünde kamuoyuyla paylaştık. Dolayısıyla bu sistemin daha iyi işlemesi için birtakım revizyonlar yapılabilir. Bunların içerisinde bu 50+1 de tekrar müzakere edilebilir. 2002’de AK Parti yüzde 34 oyla iktidara geldi, tek başına iktidar oldu ama şimdi 49,5’la seçilememiş bir noktadasınız” ifadelerini kullanmıştı.

Exit mobile version