YILDIZ YAZICIOĞLU – ANKARA
Azerbaycan, komşusu Ermenistan ile sıkıntılı ilişkilerinde “toprak” boyutlu sorunu yürüttüğü Karabağ’ın askeri güç ile geri alınmasıyla kendisi açısından çözmesi yanı sıra “dış etki” olarak gördüğü bölge dışı aktörlerden birisi olan Fransa’ya karşı “sömürgecilik” teması odaklı diplomatik strateji izliyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) ardından dünyada en fazla üyeye sahip uluslararası yapı niteliğindeki Bağlantısızlar Hareketi (Non-Aligned Movement) kapsamında Azerbaycan, Afrika ile Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Dış Politikadan Sorumlu Danışmanı Hikmet Hacıyev, Asya-Pasifik ülkeleriyle kurduğu yakın ilişki aracılığıyla Ermenistan’la ilişkisini olumsuz etkilediği görüşündeki Fransa ile mücadele ediyor.
Bağlantısızlar Hareketi kapsamında Azerbaycan’ın, ev sahipliğindeki “Kadın Haklarını Geliştirme ve Kadınları Güçlendirme Hareketi Konferansı” ile eş zamanlı “Bakü İnisiyatifi Grubu” ofisini resmen açarak, sömürge dönemi sonrası kadın kalkınması konulu toplantısını gerçekleştirmesi dikkat çekti. Konferansta, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetiyle Bağlantısızlar Hareketi’ne üye ülkelerden kadın devlet/hükümet yöneticileri ağırlanırken, Türkiye de “konuk ülke” sıfatıyla toplantıdaydı. Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk İşleri Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova’nın kadın hakları temalı konferansta Bağlantısızlar Hareketi’ne üye ülkelerde kadın ve çocuk hakları bağlamındaki son durum ele alındı. Eş zamanlı şekilde Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Dış Politikadan Sorumlu Danışmanı Hikmet Hacıyev’in katılımıyla Bakü İnisiyatifi Grubu toplantısında ise, özellikle Fransa’nın sömürgecilik etkisini nasıl sürdürdüğü yaklaşımıyla Afrika ülkeleri temsilcileri ve Fransız Polinezyası gibi Asya-Pasifik coğrafyasından katılımcılar buluştu.
Afrika kıtasında halen 54 ülkeden 21’inde Fransızca resmi dil statüsünde olması yanı sıra ekonomik ilişkilerde “sömürge” dönemi etkisi tartışması söz konusu. Uzun yıllarca Benin, Burkina Faso, Gine-Bissau, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo-Brazzaville, Ekvator Ginesi ve Gabon’un ulusal para rezervlerini Fransa Merkez Bankası’nda yatırılması zorunluluğu gibi. Bu tabloya karşın Bakü İnisiyatifi Grubu ile Azerbaycan, Fransa’nın Afrika kıtasındaki rolünü hedef alarak, Bağlantısızlar Hareketi içerisinde uluslararası arenada varlığını ön plana çıkarmış görünüyor.
ORTAK SORUN ALANI “KADIN HAKLARI ARAYIŞINDA” BULUNULDU
Azerbaycan, 25 Kasım Uluslararası Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü arifesinde, Bağlantısızlar Hareketi üyesi ülkeleri, Özbekistan ile Uganda’nın ortaklığıyla “Kadın Haklarını Geliştirme ve Kadınları Güçlendirme Hareketi Konferansı”nda bir araya getirdi. Bu noktada Azerbaycan’ın Bağlantısızlar Hareketi Dönem Başkanlığı’nı Uganda’ya devredecek olması itibariyle Bakü’nün Afrika kıtasıyla güçlü iş birliği yaklaşımı izlediği gözlendi.
Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk İşleri Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Aliyev’in de girişimiyle Bağlantısızlar Hareketi’nin dünyadaki rolünü arttırmak üzere çalışıldığını söyleyerek, Covid-19 salgınında Bağlantısızlar Hareketi bünyesinde 80 ülkeye aşı ulaştırılmasına çalışıldığını aktardı. Bakü’nün çabasıyla Bağlantısızlar Hareketi bünyesinde parlamento, gençler ve kadınlar platformları oluşturulduğunu kaydeden Muradova, Bağlantısızlar Hareketi’nde herhangi bir şekilde BM’ye alternatiflik iddiasıyla değil ancak karşılıklı tecrübe aktarımı ve dayanışmaya önem vermeye odaklı bir yapıyı hedeflediklerini söyledi.
BM CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) Komite üyesi Elgun Safarov da, Bağlantısızlar Hareketi’nin çabasına BM’nin de destek verdiğini belirterek, “Katılımcı ülkeler kadın hakları konusunda kendi standartlarını tartışıyor, adım atıyor ve geleceğe bir köprü kuruyor. Sadece karar verici konumdaki kadınların güçlendirilmesini değil, aynı zamanda kadınların güncel olarak sosyal politika, sağlık ve eğitim politikaları gibi alanlarda yaşadığı eşitsizlikleri de gündeme getiriyorlar. Bu sorular etrafında Bağlantısızlar Hareketi’ne dahil olan tüm ülkeler için güncel koşullar üzerinden ortak standartların geliştirilmesi çok önemli. Bunun yansımalarını örneğin gelecek yıl NAM Başkanlığı’nı devralan Uganda’da göreceğiz. BM olarak da toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen tüm politikaları desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“TÜRKİYE BÜYÜK KARDEŞLİK GÖREVİ ÜSTLENEBİLECEKTİR”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü de, “Aslına bakarsanız burada bulunmam, Cumhuriyet’in 100’ncü yılında kadın-erkek eşitliği konusunda bulunduğumuz konum itibarıyla çok değerli. Türkiye’de kadınlar olarak bu alanda kazanımlarımız çok fazla ve bu noktaya sivil toplum devlet iş birliği olan yıllardan geçerek gelindi. Kadın-erkek eşitliğinden uzak topluluklara, Bağlantısızlar Hareketi’ne üye ülkelerdeki kadınlara ve gençlere, sivil toplumlarıyla birlikte devlet yöneticilerine iş birliği ve yasal zemine dayalı kazanımların önemini anlatmak bizim görevimiz. Kadın-erkek eşitliği konusunda elde ettiğimiz kazanımlar yanı sıra kadın mücadelesi önemini anlatmalıyız; çünkü bu mücadele kazandırır. Ben bu noktada Türkiye’nin abilik ve ablalık rolü dedikleri o rolü çok iyi üstlenebileceği bir konumu yakaladığını düşünüyorum” dedi.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***