Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

YARGIDAKİ ÇÜRÜME | Adliye koridorlarında bunlar konuşuluyor: Tahliye kararı 500 bin TL!

‘Demir Yumruk’ operasyonunda şirketlerin mal varlığı üzerindeki tedbir kaldırıldı

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) gönderdiği mektupla ortaya çıkan ‘yargıtadi çürüme’ Türkiye’nin önmli gündem maddelerinden biri. T24ten Gökçer Tahincioğlu da konuyla ilgili “Çürümek: Yargıda temiz eller mi, güç savaşları mı?” başlıklı yazı kaleme aldı.

Yazısına, “Bu kadar iddia ortada ancak hakkında dava açılan isim sayısı yok denecek kadar az, zira önlem baştan alınıyor.” cümlesiyle başlayan Tahincioğlu, ardından, “Adliye koridorlarında sürekli konuşulan bazı cümleleri sıralayalım:

***

Bu konuşmalar, operasyona maruz kalan, tutuklanan, bir biçimde yargının hedefinde olup da işlerini kolay yoldan halletmek isteyenler arasında geçiyor.

Bilinen sırlar.

Elbette konu mesleki koruma, meslektaş koruma olduğunda sistem farklı işliyor.

Hakkında iddia ortaya atılan yargı mensubu, birkaç saat içerisinde, hem de görev yaptığı ya da daha önce çalıştığı adliyedeki hakimliğe başvurarak erişim engeli kararını kolayca çıkartıyor. (Son örneği Bekin Altun)

Bu erişim engeli kararları, o hâkim ya da savcı hakkında, Yargıtay üyesi hakkında bir soruşturma açılması söz konusuyla orada da kanıt olarak kullanılıyor.

Hakkında bunca iddia ortaya atılan yargı mensupları hakkında arşiv taraması yapmak bir süre sonra olanaksız hale geliyor. Soruşturmalar da kısa sürede kapatılıyor.

Bu kadar iddia ortada ancak hakkında dava açılan isim sayısı yok denecek kadar az, zira önlem baştan alınıyor.

***

Ankara, İstanbul, İzmir adliyelerinde bu olayları bilmeyen yok.
FETÖ borsaları ile başlayan “çıkar elde etme” yöntemi, küçük mafya gruplarının faaliyetlerine kadar indi.
Karar çıkartmanın bir tarifesi var.
Ve bu tarifeye göre işlem yaparak zenginleşen yargı mensupları…

***

İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar’ın, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na gönderdiği, adliyede hangi davalarda nelerin yapıldığını gösteren mektup bu açıdan önemli. BirGün gazetesi yazarı Timur Soykan’ın haberiyle açığa çıkan bu mektubu bir başsavcının göndermesi daha da önemli. Uçar, herhangi bir isim değil.

17-25 Aralık dosyalarında görev alan, cemaatin oluşturduğu dosyaları kapatan ekipten.
Eşi TMSF üyeliğine seçilen Uçar’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan dava sürecinde de ismi sıkça gündeme geldi.

İmamoğlu’nun Uçar’ı doğrudan arayarak uyarma gereği duyduğu iddialarına kadar uzanan gelişmeler yaşandı. Uçar’ın, adliyede olan bitenle başa çıkamayarak HSK’ye şikâyette bulunması bu nedenle de ayrı önem taşıyor.

Ancak bunu da “temiz eller” operasyonunun bir parçası gibi görmek mümkün değil.
Yara çok daha derin. Belli ki İstanbul grubu odaklı tartışmaların yerini farklı çıkar gruplarının, kliklerin çatışması almış durumda.

Bunun dışında kalmaya gayret gösteren yargı mensupları var. Bu isimlerin tamamı olanı biteni biliyorlar. Hâkimler ve Savcılar Kurulu, işlem yapmak isterse çıkar gruplarının tamamını açığa çıkartabilir, yargı içinde çeteleşen grupları deşifre edebilir.

Bugüne kadar yapmadı.

Öyle dengelerle yürüyor ki iş, birinin ayağına basılsa çember aniden dağılacak. Herkes bildiklerini anlatsa sistem bütünüyle çökecek. Hâkimler ve Savcılar Kurulu da bu tabloyu bildiği için harekete geçmiyor. Ancak ölü taklidi yapmak, olanı biteni gizlemeye de yetmiyor.

Yeni gelişmelerin eli kulağında…

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version