Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Türkiye suç örgütlerinin merkez üssüne dönüştü!


İZMİR – Türkiye’de 5 ayda 51 suç örgütüne yapılan operasyonda 2 bini aşkın kişi gözaltına alındı ve bunlardan 748’i tutuklandı. Gazeteci Erk Acarer, “çeteleşme pazarının” Türkiye’ye taşındığına işaret ederek, “Bataklık temizlenmeden bu iş çözülmez” dedi. 

 

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, göreve geldiği 4 Haziran’dan bu yana hemen hemen her gün sanal medya hesabından bir suç örgütünün “çökertildiğini” açıklıyor. Yıllardır varlıkları bilinen suç örgütlerine düzenlenen operasyonlarda, açıklanan verilere göre son 5 ayda 9 bini aşkın kişi tutuklandı. Suç örgütlere yönelik operasyonlar, Ankara genelinde faaliyet gösteren ve “silahlı yaralama, nitelikli yağma, kasten yaralama, haraç” gibi birçok suça karışan Ayhan Bora Kaplan’ın başında bulunduğu çeteye 8 Eylül’de yapılan baskınlarla gündeme geldi. Yurt dışına kaçmaya çalışırken Esenboğa Havalimanı’nda yakalanan Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında toplam 18 kişi tutuklandı. Sonrasında da her gün bir suç örgütüne operasyon düzenlendiği açıklandı. 

 

26 Eylül’de Bursa İnegöl’de “Terkinler” suç örgütünün başında bulunan kişi ile birlikte 35 kişi; 29 Eylül’de İstanbul merkezli operasyonlarda “Şahinler” suç örgütünün başında bulunan Mehmet Şahin’in de aralarında bulunduğu 41 kişi gözaltına alındı. Ardından daha kitlesel gözaltı operasyonlarının startı verildi. 

 

13 Ekim’de Tekirdağ’da “Bulutlar” üyesi 25 kişi gözaltına alındı. 6 Ekim’de 31 ilde 15 suç örgütü ve onlara silah sağlayan 24 kişiye (Adana’da Bora Toprak, Antalya’da Hüseyin Şamil Şahin, Samsun’da Eyüp Atmaca, Zonguldak’ta Alihan Keleş, Barış Taşdemir, Bursa’da Ali Kevser Can, Eskişehir’de Ahmet Yalım, Gaziantep’te Burhan Çapan, İstanbul’da Mehmet Basetemür, İzmir’de Ahmet Aktaş, Muğla’da Ömer Kamil Sütlü, Giresun’da Baki Ay, Tekirdağ’da Resul Ağyürek, Çanakkale’de Kadir Yeşil, Afyon’da Ahmet Başyiğit) yapılan operasyonda 307 kişi gözaltına alındı. 

 

16 Ekim’de Sinop’ta “Uzuner” suç örgütü üyesi 13; İstanbul’da “Pelit” üyesi 25; 23 Ekim’de Adana’da “Bayğaralar” üyesi 55 kişi gözaltına alındı. Yerlikaya, en son 24 Ekim’de Ankara’da “Maskeli Beşler” üyesi 9, Antalya’da dolandırıcılık çetesi üyesi 31 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.  

 

EN AZ 9 BİN TUTUKLAMA 

 

İstanbul’da “Daltonlar Çetesi”, “Anacurlar Çetesi”, “Gedik” ve “Görenerler Çetesi” üyelerine yönelik yapılan operasyonlarla birlikte bu süreçte suç örgütlerine yönelik operasyonlarda gözaltına alınanların sayısı en az 2 bin 979 oldu. Bunlardan 748’i tutuklandı. Öte yandan uyuşturucu çetelerine yönelik yapılan operasyonlarda ise Haziran ayının başından bu yana 98 bin 451 kişi gözaltına alındığı ve 8 bin 379 kişinin tutuklandığı açıklandı. Tefecilere yönelik operasyonlarda da farklı kentlerde 178 kişi gözaltına alındı.

 

TÜRKİYE’DEKİ İTHAL ÇETELER

 

Türkiye’de son yıllarda organize suç örgütlerine yönelik operasyonlarda, ülkelerinde aranan yabancı mafya üye ve yöneticileri de yakalandı. Interpol’ün “kırmızı bülten” ile aradığı Sırp çetesinin başındaki Zeljko Bojanic ile Kazak uyruklu Arman Dikiy’in 2014 yılından beri Türkiye’de saklandığı ortaya çıktı. Bu iki isim de yapılan operasyonlarla yakalandı. “Balkanlar’ın en büyük mafyası” olarak nitelendirilen çetenin başındaki Jovica Vukotic, İstanbul’da; Azeri kökenli Nadir Salifov ise 20 Ağustos 2021’de Antalya’da öldürüldü. Salifov’un karşıtı olan Rövşen Caniyev de 18 Ağustos 2016’da Beşiktaş’ta öldürüldü.

 

BİRİ İÇERİ, DİĞERİ DIŞARI!

 

Ortaya çıkan tablo Türkiye’de suç örgütlerinin varlığını ve hakimiyetlerinin boyutunu gözler önüne serdi. Bu süreçte en çok tartışılan konuların başında ise, Yerlikaya’dan önce uzun yıllar İçişleri Bakanlığı görevini yapan Süleyman Soylu’nun söz konusu suç örgütleriyle ilişkileri oldu. Soylu’nun “Sarallar” ve Ayhan Bora Kaplan başta olmak üzere birçok suç örgütü ile ilişkili olduğu açığa çıktı. 

 

“Şahinler” çetesi üyeleri gözaltına alınıp tutuklanırken, karşıtı olarak bilinen Sarallar’ın serbest bırakılması da dikkat çekti. “Şahinler” ile aynı suçlamalarla yargılanan “Sarallar” grubu üyesi 169 kişinin yargılandığı davanın 9 Eylül’de görülen son duruşmasında, suç örgütünün başındaki İlyas Saral’ın da aralarında bulunduğu 8 kişinin serbest bırakılmasıyla dava kapsamında tutuklu kalmadı. 

 

‘ARKA PLANI ORTAYA ÇIKARMALI’

 

Yaşanan bu operasyon ve çeteleşmeyi değerlendiren gazeteci-yazar Erk Acarer, bu çetelerin bir anda ortaya çıkmadığını söyledi. Mahvolmuş bir Türkiye öyküsüne tanıklık edildiğini kaydeden Acarer, “Burada temkinli olup neden şimdi bu operasyonların yapıldığını sormak gerekiyor? Buradan da ‘Acaba göreceli ve istendiği kadar bir temizlik yapılıp, birilerin üzerine bu dosyalar yıkılacak mı?’ ve ‘AKP kendisini temize çekip yerel seçime de böyle mi gidecek’ soruları akla geliyor. Ali Yerlikaya’nın, Süleyman Soylu’nun berbat ettiğini bir biçimde çözmeye çalıştığı görülüyor. Ama kadrolar, gruplar, Türkiye’deki kurumlar, kurumlar içerisindeki ranttan beslenen kriptolar öyle birbirine girmiş ki uzun vadeli bir temizlik yapılması gerekiyor. Sadece failleri ön plana çıkarıp, arka plandakini ortaya çıkarmamak anlamlı olmayacaktır. Sadece halı altına süpürülmesi operasyonu olacaktır” dedi.

 

‘BATAKLIĞI TEMİZLEMEDEN ÇÖZÜLMEZ’ 

 

Türkiye’de çetelerin birkaç temelin üzerine kurulduğunu vurgulayan Acarer, bunların uyuşturucu ticareti, sanal bahis, insan kaçakçılığı ve silah ticareti olduğuna işaret etti. Öncelikle bunların ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizen Acarer, “Bataklığın kendisi temizlenmeden, oradaki sinekleri öldürerek bu iş çözülmez. Türkiye’de her gün onlarca kişiyi gözaltına alıp tutuklarsınız. Burada gerçek anlamıyla koşulları değerlendirmek gerekiyor. Silah, uyuşturucu tüccarlarının nereden beslendiğine, kripto para ve yasadışı bahis sitelerinin ucunun nerelere uzandığına bakmak gerekiyor. Bunları yapmazsanız, hep söylediğimiz ‘Tetikçilerle cinayet çözülmez’ durumu olur. Bu endişeleri koymak gerekiyor. O kadar çok taşeron örgüt oldu ki, kimi yakalayacaksın?” diye konuştu.

 

‘OPERASYON YAPMAK ÇÖZÜM DEĞİL’ 

 

Uyuşturucu ticaretinde büyük bir para trafiğinin olduğunu dile getiren Acarer, “Kenar mahallelerde yaşayan çocuklara ekonomik kriz ortamında inanılmaz olanaklar sundular. Hepsi en güzel arabalara binmeye, evlerde oturmaya başladı. Bu gençler paradan, eğitimden, politikadan yoksunlar. Öte yandan kaç göçmen çocuğunun entegre olamadığı için suç çetelerinin kucağına düştüğünü bilemiyoruz. Bununda ayrıca değerlendirilmesi gerekiyor. Türkiye’de batıdan doğuya, doğudan batıya çift yönlü bir pazar oluştu. Önce bu baronların cirit atmasını engelleyeceksiniz, sonra bakacağız. ‘Operasyon yaptık, burayı kurutuyoruz’ demek çözüm değil. Fakat bu çok zor. Artık iş zıvanadan çıkmış durumda. Gençlere 20 bin liraya istediğiniz cinayeti işletebilir, 2 gram uyuşturucu verip istediğiniz suçu işletirsiniz. Son zamanda işlenen mafya hesaplaşmalarının birçoğunun böyle olduğunu da görüyoruz” ifadelerini kullandı.

 

‘TÜRKİYE SUÇ ÖRGÜTLERİNİN MERKEZİ’

 

Yurtdışından çetelerin Türkiye’ye ilgisini değerlendiren Acarer, “İthal çeteler nerede çok rahat ederler? Dünyanın iyi çalışmayan adliyelerini tercih ederler. Adliyede dönen rüşvet çarkına, emniyette dönen rüşvet çarkına, buralara gizlenmiş suç örgütleriyle iç içe olan kişilere bakın. Neden bu çetelerin buraları kullandığı görülecektir. İsveç’i kullanacak değiller. Bilakis buralarda iş yapamayanlar da Türkiye dahil birkaç ülkeyi tercih ediyor. Bir yandan da bu çeteleşme pazarı Meksika’dan Türkiye’ye taşındı. Burada sahte pasaport düzenliyorsunuz, var olan dosyalarını düşürüyorsunuz, işledikleri cinayetleri görmezden geliyorsunuz, hatta yol verip, yardım ediyorsunuz. Bu nedenle rahatlıkla buraları tercih ediyorlar” dedi. 

 

MA / Tolga Güney

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version