Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

TBMM yeni Anayasa gündemiyle açıldı


Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) dün, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasaya ihtiyaç vurgusu ve “Nasıl bir anayasa olmalı?” sorusuyla açıldı.

Erdoğan Cumhurbaşkanı sıfatıyla TBMM’deki açılış konuşmasında, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını yeni anayasayla taçlandıralım. Hatta bu vesileyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk dönemindeki tecrübelerin ışığında ortaya çıkan iyileştirme ihtiyacını da, yeni anayasa çalışmaları kapsamında değerlendirebileceğimizi ifade etmek istiyorum. Böylece, yeni anayasayla birlikte yönetim sistemi tartışmalarını ilanihaye sona erdirme imkanı bulacağız. Gördüğünüz gibi, biz ülkemizi ve milletimizi Türkiye Yüzyılı anayasasına kavuşturmak için her türlü kolaylığı gösteriyor, her türlü uzlaşmaya açık davranıyoruz. Diğer siyasi aktörlerden ve partilerden de aynı yapıcı yaklaşımı bekliyoruz” ifadesini kullandı.

Böylece Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde eksiklikler olduğunu kabul ettiği yönünde ve değişiklikler gerektiği yönünde mesaj verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, Erdoğan’ın muhalefete yeni anayasa çağrısına karşılık, “Çağrıyı yapanların önce anayasaya uyması lazım” yanıtını verdi.

CHP neden Anayasa’ya uyumadığını düşünüyor?

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada neden Erdoğan’ın mevcut Anayasa’ya uymadığını düşündüklerini, şöyle özetledi:

“2017 referandumunda bu yeni sistemi getiren bu iktidar yani Recep Tayyip Erdoğan, bir kişi en fazla iki kez Cumhurbaşkanı adayı olur dedi. Bu hükmü koydu, doğru mu? Daha sonra bunu kim ihlal etti? Üçüncü kez aday oldu. Recep Tayyip Erdoğan, anayasa ihlal eden, anayasayı bir anlamda tanımayan bir zihniyet, anayasa teklifinde bulunuyor. Anayasa bir uzlaşı metnidir, yani ülkenin yüzde 90’ı kabullenmeli. Barolar, üniversiteler, siyasi partiler tüm toplum kabullenmeli ama 21 yıldır böyle bir şey görmedik.”

“Yeni Anayasa hazırlığı ile hedeflenen Türkiye’de son yıllarda yasaklar ve tartışmalar ile birlikte seküler hayat tarzı mı?” sorusuna karşılık Başarır, şöyle konuştu:

“Anayasa ailenin ya da insanların özel hayatına ilişkin hükümler içeremez. Aile ile ilgili tüm hususlar medeni kanunda düzenlenmiş bu Medeni Kanunu biz yüzyıl önce yaklaşık 97 yıl önce kabul etmişiz. Orada tarifler yapılmış, buna ayrı bir tarif koymak. Bizim anayasamız çağdaş anayasalar, çerçeve hükümler çizer, özgürlükleri tarif eder, işte 34 toplantı ve yürüyüş hakkını, basına hakkını, grev hakkını, bunları basına özgürlüğünü bunları tarif eder. Ama şimdi Recep Tayyip Erdoğan şunu koyamaz: cinsiyeti erkektir ya da cinsiyeti kadındır. Şu olur bu olur diyemez böyle bir şey saçmalıktan öte bir şey” diye konuştu.

Aile ve LGBTİ tartışmasını “gündem değiştirme” olarak yorumlayan Başarır, “Kafaları karıştırmasın. Bu ülkenin çok temel sorunları var: Birincisi kuvvetle ayrılığı sorunu var. Bugün meclis açıldı. Bakın yasama ve yargı yürütmeyi denetleyemiyor. Bu ülkede bir yargı bağımsızlığı sorunu var. Can Atalay cezaevinde. Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen bugün bu ülkede maalesef ki yürütmeyi denetleyebilecek hiçbir sistem yok. Sayıştay bile artık raporlarını kuşa döndürmüş. Yani 1.000 sayfalık bir rapor varsa bir bakanlığın 20, 30 sayfalara düşmüş, ‘Harcamışsa harcamış’ gibi yazacaklar. O yüzden Türkiye’nin evet sorunları var. Bu sistemin sorunları var. Parlamenter rejimin kural ve kuramlarından uzaklaştığımız için tüm sistemin tek adama teslim ettiğimiz için bu ülkenin çok temel sorunları var. Ama bunları çözmeye yönelik adımları görmüyorum. Onların haklı başka yerde seçim yaklaşıyor. Onlara bir hikaye lazım. Oysa Türkiye’nin en büyük sorunu yoksulluk” dedi.

Yeşil Sol Parti: “Kürt sorunu çözümüyle düşünülmeli”

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ise, beraberinde Eş Sözcü İbrahim Akın ve milletvekilleriyle birlikte yaptığı basın toplantısında, yeni Anayasa tartışmasında önceliği “Kürt sorunu” olarak işaret etti.

Kürt sorunu bağlamında terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ın rol alması gerektiğini savunan Uçar, “Bugün Meclis Kürt sorununun çözümünde tarihsel bir sorumlulukla ve zorunlulukla karşı karşıyadır. İkinci yüzyılın arifesinde, yüzleşilmesi gereken bir tarihsel hakikatin muhasebesinin yapılması ve demokrasi ile cumhuriyet arasındaki en büyük çatlağın kapatılması gerekmektedir. Geride bıraktığımız yüzyılda Kürt sorununu çözümsüzlüğe terk eden Meclis bu utançla yüzleşmeli ve yüzyıllık kayıp karşısında çözüme kapı açarak tarihi ve gerçek rolünü oynamalıdır. Bu vesileyle Meclis çatısı altında bulunan tüm siyasi partileri ve siyasileri bu konuda sorumluluk almaya çağırıyoruz. Yüzyıllık inkar ve yok sayma karşısında yüzyıllık hakikati görmeye, çözümü ve ortak yaşamı gerçekleştirmeye davet ediyoruz” açıklaması yaptı.

Uçar, “Anayasa’yı tanımayan bir iktidar var. Anayasa’da temel haklar kategorisinde olan haklarımızdan bile faydalanamıyoruz. Böylesi bir durumda tam olarak neyi değiştirmek istiyoruz? Toplum faydasına olan her şey hukukun dışına itilirken, şu an yeni olan ne sunuluyor? 1982 Anayasası’nı dahi geride bırakan uygulamalar varken, gerçekten sivil toplumdan yana bir anayasa yapmak isteniyor mu? Bizim gördüğümüz şey şudur: Yasasızlık dayatılıyor. Mevcut yasalara dahi tahammül yok! Biz zaten buna karşı mücadele ederken, yeni bir anayasa tartışmasını kendi çıkarları için konuşmak ne siyasete ne ahlaka sığar! Bundan ötürü tekrar ediyoruz: Demokrasiye ve özgürlüğe açılan kapının toplumsal inşasını ifade edecek bir Demokratik Anayasa, ancak Türkiye halklarının barış içinde, eşit ve ortak yurttaşlık temelinde yaşayacağı demokratik bir cumhuriyetin inşa mücadelesi ile mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti: “Yerel seçimler sonrasına bırakılmalı”

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu ise VOA Türkçe’nin sorusu üzerine, Erdoğan’ın yeni Anayasa çağrısına “zamanlama” yönünden itiraz ettiklerini açıkladı.

Zorlu, “Yerel seçimlere giderken, ülkemizde seçim rekabetini etkileyebilecek bir Anayasa değişikliği konusunun bugün değil ama yerel seçimden sonra iyi partinize hassasiyetleri doğrultusunda yürütülebileceğini ortaya koyduk. Bizim öngörümüzle karımız bu tartışmaların yerel seçilmesi konuya bırakılması yönündedir” dedi.

Exit mobile version