SEMSÛR – Sergolan ilçesinin Kalemkaş köyünde yaralarını birlikte saran depremzedeler, çocuk ve kadın merkezi ile sosyal tesis inşa ederek, yöresel ürünlerle de kendilerine ekonomik alan yarattı. Depremzedeler, “Örgütlülük ile ümitsizliği kırdık” dedi.
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan depremlerin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen depremzedelerin sorunları çözülebilmiş değil. Büyük bölümü hala konteynerlerde yaşamak zorundu bırakılan depremzedeler, yaklaşan kışı nasıl geçireceklerini kara kara düşünürken, devletten umudunu kesip elbirliği ile kendi yaraların kendileri sarmaya çalışanlar da var.
Depremin merkez üssü olan Mereş’in Bazarcix’a (Pazarcık) 48 km uzaklıkta bulunan Semsûr’un Sergolan (Gölbaşı) ilçesinde resmi rakamlara göre 409’un üzerinde can kaybı yaşandı. Alt ve üst yapı sistemlerinin çöktüğü ilçedeki birçok köy yerle bir oldu. Günlerce yardım ulaşmayan Harmanlı beldesine bağlı Kalemkaş köyündeki halk aradan geçen zamanda yaşadıkları zor günleri öz güçleri ile atlatma çabasında.
ÇOCUK VE KADIN MERKEZİ KÜTÜPHANESİ
181 haneden oluşan köyde 142 hanede yıkım ve ağır hasar oluşurken, 17 kişi yaşamını yitirdi. Yardımların ulaşmadığı köyde, enkaz altında kalanları köylüler kendi imkanları ile kurtarmış. Kaldıkları konteyner kentte, çocuk ve kadın merkezinin yanı sıra kütüphane ve sosyal tesis oluşturan depremzedeler, yıkılan köylerinde yaşamı yeniden inşa etmeye girişti.
Depremde evi yıkılan Köy Muhtarı Cengiz Kanoğlan, günlerce yardımın ulaşmadığı köylerinde yaklaşık 90 kişiyi kendi imkânları ile enkazdan çıkardıklarını anlattı. Yine kendi çabaları ile çadır kent inşa ettiklerini sözlerine ekleyen Kanoğlan, “İlk önce insanların barınma ihtiyacını karşılamaya çalıştık. Daha sonra yıkılan evlerden kurtarabildiğimiz gıdaları insanlara ulaştırdık. Su ve elektrik yoktu biz de kar suyunu eriterek insanların su ihtiyacını karşılamaya çalıştık” dedi.
DİĞER KÖYLER İÇİN BİR ÖRNEK
Yıkılan köylerinde yaşamı yeniden inşa etmek için dayanışma ağı ördüklerini belirten Kanoğlan, “Eğer bu şekilde yapmasaydık belki de daha fazla kaybımız olacaktı. Omuz omuza vererek köyün yüzde 95’i yıkılmasına rağmen ayakta kaldık. Ardından AFAD’dan gelen konteynerler ile yeni bir yaşam inşa etmeye başladık. Konteyner kent alanında, gençlik merkezimiz ile gençlerin eğitimine devam etmesini sağladık. Köylüyü bir arada tutması için sosyal tesis inşa ettik. Aynı şekilde kütüphane kurduk. Çocuk eğitim merkezi ve kadın dayanışma merkezini kurduk. Kadın dayanışma merkezi ile yöresel ürünlerimizi satıp işleyebileceğimiz ekonomik bir alan yarattık” diye konuştu.
Kalemkaş’ın diğer köylere örnek teşkil etmesi gerektiğini söyleyen muhtar Kanoğlan, “Bu inşa, örgütlülüğün ürünü. Biz örgütlülük ile ümitsizliği kırdık” dedi.
DESTEĞE İHTİYAÇLARI VAR
Kanoğlan, kalıcı konut yapımına başlanmadığı için kışın barınabilecek alanlar yaratmaya çalıştıklarını da kaydetti. Kanoğlan, “Konteynırlarda soba kurulmadığı için konteynerin etrafında soba yakabileceğimiz bir alan inşa ediyoruz. Çünkü kaderimize teslim olmamalıyız. Alternatifini aramak zorundayız. Daha önceki depremlerde bir il hasar gördüğünde bile depremzedelerin yeni evlere yerleşmesi yıllar alıyordu. 11 ilin etkilendiği bu depremlerde depremzedelerin yeni evlere yerleşmesi uzun yıllar alacak. Öncelikli ihtiyaç ve talebimiz kalıcı konutlara yerleşmek. Ancak kalıcı konutlara yerleşene kadar üretebilmek için desteğe ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
‘DAYANIŞMAYLA YENİDEN BİR YAŞAM İNŞA ETMEYE ÇALIŞTIK’
Depremde evini kaybedip, kadın dayanışma merkezindeki üretim faaliyetinde yer alan kadınlardan biri olan Birsen Koloğlu (47) ise, yaşadıkları felaketi ve sonrasında konteynır kentte kurdukları yaşamı şöyle anlattı: “13 gün boyunca dışarda ateşin başındaydık. Var olan çadırlarda yaşlılar ve çocuklar kalıyordu. 6 ay çadırda kaldıktan sonra konteynere geçtik. Toplu bir dayanışmayla yeniden bir yaşam inşa etmeye çalıştık. Kadın dayanışma merkezinde dikiş, örgü, konserve ve köy ürünleri üretiyoruz. Ürettiğimiz ürünler ile köyümüzü yeniden inşa etmek istiyoruz.”
MA / Mahmut Altıntaş
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***