Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İzmir’de depremin üçüncü yılında karşılanmayan talepler için çadır nöbeti


İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan ve 117 kişinin hayatını kaybettiği 6,9 büyüklüğündeki depremin üzerinden üç yıl geçti. Depremin ardından hem merkezi iktidar hem de yerel yönetim afetin yaralarını sarmaya çalıştı. Ancak depremzedeler hala yerine getirilmeyen talepleri için afetin yıldönümünde Bayraklı Deprem Anıtı’nın yanında çadır kurarak nöbet tuttu.

Depremde evleri yıkılan veya ağır hasar gören hak sahiplerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından binalarının bulunduğu proje alanlarının yanısıra rezerv alan denilen yeni yerleşim alanında da yeni evler yapılarak teslim edildi. Ancak Bakanlığın proje alanı dışında kalan ve binaları orta ile az hasar gören depremzedeler ise hasar gördüğü için yıktırdıkları evlerini yeniden yaptırabilmek için üç yıldır müteahhitlerle anlaşmaya çalışıyor.

Depremzedeler evlerini yaptırmaları için hükümet tarafından daha önce verilen yüzde 0,79 oranlı düşük faizli krediden faydalanamadan faiz oranının yükseltilmesinden de şikayetçi.

“Müteahhitle anlaşsak bile kredi olmadan parayı nereden bulup yaptıralım?”

Onlardan biri de afetin en ağır hasarı bıraktığı Bayraklı’da oturduğu ev, depremde orta hasar alan emekli hemşire Gülben Erce Lüleci. Lüleci, ev sahipleri olarak yıktırdıkları apartmanı üç yıldır yaptıramadıkları için şu an kiracı durumunda.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Lüleci, “Bayraklı’da yıkılan Emrah apartmanının karşısında oturuyorduk biz. Depremde orta hasar aldı. Daha sonra yıkıldı, arsa halinde. Bu gidişle de herhalde herkes oraya çadır kurup orada yaşamak zorunda kalacak. Çünkü yaptıramıyoruz” dedi.

İzmir’de 3 yıl önce meydana gelen büyük depremde hayatını kaybedenlerin anısına inşa edilen Bayraklı Deprem Anıtı

Lüleci, “Krediler çok yüksek. Depremzedelerle Ankara’ya meclise gittiğimizde orada ’depremzedeler yüzde 0,79 kredi alacak’ sözü verilmişti. Cumhurbaşkanımız sağ olsun bunu onayladı, ’sizin yanınızdayız’ dedi. Ama şu anki durumda, üç senedir biz bırakın 0,79’u, yüzde 1 bile olsa razıydık, ne yazık ki şu anda krediler 3,45’e dayandı. Şu anda bizim arsamız hala boş duruyor. Müteahhitle anlaşsak bile kredi olmadan parayı nereden bulup yaptıralım” diye konuştu.

Bayraklı’da ev kiralarını yüksek buldukları için Manisa’ya taşınmak zorunda kaldıklarını da anlatan Lüleci, “Depremzede olduğumuzu biz anlatamadık. Biz kentsel dönüşümcü değiliz, ben evimi o kadar zorluklarla almışım ki niye bir daha ev alayım? Biz hibe de hiçbir zaman istemedik, istemiyoruz da. Ama ödeyebileceğimiz kadar kredi istiyoruz. Çünkü herkesin durumu ortada, emekli nasıl ödesin” ifadelerini kullandı.

“Az ve orta hasarlı ev sahipleri depremzede görülmüyor”

İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan da Bayraklı ilçesinin zemin özelliğinin orta hasarlı binaların güçlendirilmesine uygun olmadığı için tümünün deprem sonrası evsahipleri eliyle yıkıldığını söyleyerek, “Zemini sıvılaşma nedeniyle sorunlu olan bölgede güçlendirme yapılmasının da çok fazla mantığı olmadığı için Bayraklı Belediyesi güçlendirmeye müsaade etmedi. 6 bin civarında orta hasarlı bağımsız bölüm yıkıldı. Kendileri evlerini yıktılar ve kirada oturuyorlar. 5 bin civarında az hasarlımız da konutlarını yıktılar. Bu yıkılanlar da şimdi kiradalar. Bunlarla da ilgili herhangi bir gelişme yok” dedi.

Az ve orta hasarlı ev sahiplerinin devlet tarafından depremzede olarak görülmediğini savunan Özkan, “Sayın Binali Yıldırım’ın katkılarıyla depremin ikinci yılında bir krediyle tanıştık biz. Sayın Cumhurbaşkanımız 17 Mart tarihinde 0,79 faiz oranıyla 1 milyon 250 bin liralık kredi kullanıma açtı. Günümüze geldiğimizde o krediyi kullanabilmiş olan sadece 26 kişi var. ‘Evlerimizi yaptıracağız’ derken bu sefer kredi aldı başını gitti, şimdi 3,49 kredi oranıyla karşı karşıyayız. Bunu da yüzde 0,70 devlet destekli alıyoruz. Yani 1 milyon liralık bir kredi çektiğimiz zaman 13 bin lira ödememiz gereken kredi, şimdi 29 bin lira oldu. 1 milyon lirada 16 bin liralık bir zam geldi. Şu an 1 milyon liraya konut yaptırabilecek kimse var mı? Maalesef yok” diye konuştu.

“Buradaki insanlar emekli maaşlarıyla, bu kredi faizleriyle bu evleri nasıl yaptıracaklar?”

Depremzedelerin evlerinin yenilemesinin kolaylaştırılması için parsel bazında yüzde 30, ada bazında yüzde 20 emsal artışını elde ettiklerini de hatırlatan Özkan, “Emsal almıştık, bu emsalin karşılığı olarak depremzedelere müteahhitlerin vermiş olduğu rakamlar ‘emsal benim olsun, 1 milyon 600- 1 milyon 800 bin lira civarında evlerinizi yaparım’ diyorlar. Bu bölge emekli bölgesi, buradaki insanlar emekli maaşlarıyla, bu kredi faizleriyle bu evleri nasıl yaptıracaklar” diye sordu.

İZDEDA Başkanı Özkan, 6 Şubat depreminin ardından deprem bölgesindeki illerdeki orta hasarlı evsahiplerine tanınan hakların İzmir’deki depremzedelere tanınmadığını da savunarak, “5 Ekim 2023 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın yayınlamış olduğu bir kararnamede, orta ve üstü hasarlı olan bağımsız bölüm sahiplerine 750 bin TL hibe ve 750 bin TL de kredi verileceği açıklandı. Ancak burada orta hasarlılara hiçbir şey verilmedi, hibeyi bırakın, kredi dahi verilmedi. Bizim buradaki günahımız ne” dedi.

Özkan, az ve orta hasarlı evsahiplerine rezerv alanda boş kalan konutların satışı için öncelik sağlanması taleplerinin de yerine getirilmediğini sözlerine ekledi.

Depremde kiracı ve apartman görevlisi olan afetzedelerin talebi de TOKİ

Depremde kiracı ya da kapıcı olarak oturduğu bina yıkılan depremzedeler de hiçbir hak sahipliğinden faydalanamadığı için şimdi yüksek ev kiralarıyla boğuşuyor. Bir kısmı da Valiliğin üç yıldır depremzedelere kapılarını açık tuttuğu konteyner kentte yaşamaya devam ediyor. Ancak gelinen noktada Valilik tarafından da konteyner kente yerleştirilen depremzedelerden geçici konutlarını artık boşaltmaları isteniyor. Depreme kiracı ve kapıcı olarak yakalanan afetzedeler de depremin ardından TOKİ tarafından rezerv alanda inşa edilen konutlardan kira öder gibi ev sahibi olmak için kendilerine öncelik tanınmasını istiyor.

Depreme apartman görevlisi olarak çalıştıkları binada yakalanan Taner-Remziye Yalur çiftinin de talebi aynı. VOA Türkçe’ye konuşan Remziye Yalur, kira ödemekte çok zorlandığını söyleyerek, “Kesinlikle hiç kimseden dilenmiyorum ben, hiç kimseden bedava bir şey istemiyorum. Bize de sahip çıkılsın istiyorum sadece. Evet, ben o binada depremde apartman görevlisiydim, kiracı bile değildim. Ama ben sadece paramla ödemek şartıyla ev istiyorum. Yarın öbür gün rahat etmek istiyorum” diye konuştu.

Yalur, Valiliğe bağlı konteyner kentte kaldıkları sırada afetzedeleri ziyarete gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’dan ‘TOKİ konutlarından kendilerine öncelik verileceği’ sözünü aldıklarını da belirterek, “Sayın Emine Erdoğan geldi, ‘kesinlikle burayı terk etmeyin, biz sizi mağdur etmeyeceğiz, hiçbir şekilde mağdur olmayacaksınız’ dedi. ‘Tamam’ dedik. Ama biz 21 metrekare alanda dayanamadık ve arayışa girdik. Kiralık bir eve geçtik, üç hafta sonra da benim oğlumun beyin tümörü olduğunu öğrendik. Tekrardan bir yıkım. Tekrardan sil baştan başladık. Oğlumun derdine düştük. En azından artık bu ev sıkıntılarını bir kenara bırakıp, biz kendi sağlığımızla uğraşmak istiyoruz” dedi.

İZDEDA Başkanı Özkan da kiracı ve kapıcıların taleplerine destek vererek, “Bu insanlar da yeni bir hayat kurmak zorunda kaldılar. Tekrar kiracı oldular. Bu insanlar da sonuçta depremzede. Konut hak sahipliği olmadığı için bu insanları göz ardı edemeyiz” şeklinde konuştu.

Exit mobile version