Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Filistin, İsrail çatışmasının kazananı yok’

‘Filistin, İsrail çatışmasının kazananı yok’


BASRİ DOĞAN | ZAANDAM, TR724

Hollanda’nın Zaandam şehrinde bulunan Doopsgezinde Vermaning Kilisesi’nde düzenlenen Franciscus ve Rumi Kardeşlik Akşamı etkinliğine ev sahipliği yapan Zaanstad Belediye Başkan Yardımcısı Gerard Slegers, Filistin ile İsrail arasında yaşanan çatışmalarının kazananın olmadığını söyledi.

Başkan Yardımcısı Slegers, açılış konuşmasında şunları anlattı: “Bugün şehrimizde düzenlenen Francis ve Rumi kardeşlik akşamının son derece önemli buluyorum. Çünkü kardeşlik çok içten ve sıcak bir kelime güzel bir tema seçilmiş. ‘Kardeşlik Akşamı’ son derece önemli. Çünkü birlikte yaşama önemli katkılara sağlıyor. Bugün Doopsgezinde Vermaning Kilisesi’nde bu anlamlı gün ve programda salonun dolu olması son derece anlamlı. İnsanlar konuşmak ve tanışmak istiyor. Bugün televizyonlarda İsrail ve Filistin Gazze’deki çatışmaları izliyoruz. Amaç nedir? Neden onlarca masum insanlar durduk yere her iki taraftan öldürülüyor. Nedenini anlamış değiliz. Filistin, İsrail çatışmasının kazananı yok. Bu tür sorunlar karşılıklı diyalog ile çözüle bilinir. Birlikte konuşarak, tartışarak ve uzlaşarak gerginlikler azaltıla bilinir. Aslında birbirilerimizi anlamaya ve tanımaya ne kadar ihtiyacımız var. Birbirimizi dinlemeye ihtiyacımız var. Bunların son derece önemli olduğuna vurgu yapmak istiyorum. Hepimiz aynı düşüncede olmayabiliriz. Herkesin ayrı düşünce ve fikirleri var. Birbirimizi hoşgörü ve diyalog ile kucaklamalıyız. Kesinlikle hepimizin aynı düşünceyi kabullenmemize gerek yoktur. Bugün Zaanstad belediyemizde 180 farklı ülkeden ve inançtan insan birlikte ve huzur içinde yaşıyor. Herkesin düşüncesi, inancı ve kültürü farklı. Biz belediye olarak diyaloğa önem veriyoruz. Bugün burada Doopsgezinde Vermaning Kilisesi ve Animo Vakfının diyalog akşamında bulunuyoruz. Her iki tarafta diyalogdan yana tavır almışlar. Takdire şayan bir davranış ve güzel bir program olduğu kanaatindeyim. Burada olmaktan son derece mutlu olduğumu belirtmek isterim. Farklı inançların belediyemizde diyalog ile birbirlerini bu akşam olduğu gibi tanımalarını son derece anlamlı buluyorum.”

Doopsgezinde Vermaning Kilisesi’nden Kok Klaver ise, Fransis ve Rumi’nin çağdaş oldukalrını ama şahsen hiç tanışmadıklarını hatırlattı ve ”Ancak ikisi de Allah sevgisine kapılmışlar ve karşılaşmışlar. Ve biz bu gece burada, aynı aşkta onların izinde buluşuyoruz.” dedi. Kok Klever, Allah’a övgüde Allah’ın 33 ismiyle duyulan aşk, Francis’in Kur’an’da Allah’ın 99 isminden esinlenerek ve ‘Laudamus omnes gentes’ (Şarkı söyle ve öv) şarkısını birlikte söylemesinde de duyulduğunu söyledi.

KLAVER: ALLAH AŞKI İÇİN BİRBİRLERİMİZLE TANIŞMAK ÖNEMLİ

Klaver gecedeki konuşmasını şöyle sürdürdü: “Özellikle bu ilahi sevgi amacı ile Brüksel’den Franciscus ve Rumi kardeşlik akşamı etkinliğine gelen Jan Paul Buys’ın Rumi’ye girişinde de birkaç çarpıcı alıntıyla sevgiyi hissettik. ‘Ey can kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldırmaz.’ Rumi’nin bu beyti çok etkileyici idi. Programa katılanlardan birçoğu son yıllarda, bazıları da geçtiğimiz yıl Türkiye’deki baskıcı rejimden kaçmak zorunda kalarak ülkemize sığınan insanlardı. Özellikle farklı kamplarda (AZC) kalan çocukların özgürlüğe özlem sergisi yağlı boya resimlerde de vardı. İlginizi çeken ve çok şeyin ‘bütün’ yapılması gerektiğini anlamanızı sağlayan çizimler. Böylesine sıcak ve misafirperver bir atmosferde karşılanmak ve sonrasında büfede bu kadar çok yeni bağlantı kurmak ne güzel. Ama önce Neyzen Hümmet’in huzur veren ney üflemesiyle ve Abdulkerim Hoca’nın ezanıyla içe dönmenin zamanı gelmişti. Vurgu, büyük usta semazen Abdulkadir Dikici’nin sema manevi dansıdır. Sadece sizi susturabilecek ve Tanrı sevgisinin hepimizin içinden nasıl geçtiğini hissettirebilecek bir performans. Jean Paul Buys’ın daha önce de söylediği gibi: Aşkın dili sessizliktir, onun hakkında konuştuğumuz her şey onun zayıf bir çevirisidir. Animo, Kunst van het Samenleven ve Burgerhart Amsterdam Vakfı’na ve bu geceyi mümkün kılan sayısız yardım eden kişiler çok teşekkürler. Ve her şeyden önce, Allah aşkı için birbirilerimizle tanışmak için bu işe gelen herkese teşekkürler.”

JAN PAUL BUYS: FARKLI DİN VE KÜLTÜRDEN İNSANLAR İLAHİ AŞKTA BULUŞTU

Hollandalı aktivist ve Sufi Araştırmacısı Jan Paul Buys da Franciscus ve Rumi kardeşlik akşamında farklı geçmişlerden, farklı dinlerden insanların ortak bir İlahi aşk ve sevgide buluştuklarını vurguladı.

Belçika’dan programa katılan Mevlâna Celalettin Rumi’nin sosyal yaşama katkısının büyük olduğunu vurgulayan Rumi aşığı Jan Paul Buys, şunları anlattı: “Mevlâna yaşadığı dönemde herkesi kucaklayıcı söylemi ile tüm batı dünyasında aradan yıllar geçse de hala sevgi ve saygı ile anılmaktadır. ‘Ne Olursan Ol Yine Gel’ çağrısı bir sevgi çağrısıdır, hoşgörü çağrısıdır. Bugün ben de bu çağrı ile buradayım. Bugün Hollanda’nın Başkenti Amsterdam’da sizlerle birlikte olmaktan son derece mutlu oldum. Rumi’nin eserlerinde Allah aşkı ve sevgisi hep öne çıkmıştır. Bugün Hollanda’mıza iltica eden hizmet inanları da aynı düşünce ve hoşgörü ve diyalog ile Hollanda’mızda bizler ile beraberler. Ülkemize son derece güzellikle katıyorlar. Bugün diyalog ve kardeşlik akşamında bunu açık bir şekilde dile getirdiler. Her kesime sinlerini açarak hizmet insanları herkesi kucaklıyor.”

AMSTERDAM SİNGELKERK’TE HAPİSTEKİ TUTSAK ÇOCUKLARIN ÖZGÜRLÜĞE ÖZLEM RESİM SERGİSİ

Zaanstad Doopsgezinde Vermaning Kilisesi’nde düzenlenen Franciscus ve Rumi kardeşlik günü etkinliğinde Türkiye’den Batı’ya mülteci olarak gelen çocukların resimleri de sergilendi. Çizimlerin çoğu, bir noktada yaklaşık 800 bebeğin anneleriyle birlikte tutulduğu hapishanedeki yaşamın yanı sıra kaçak yaşamın izlenimlerini gösteriyor. 40’a yakın yağlı boya ve kara kalem çalışması Hollandalılar tarafından ilgiyle incelendi. Bazen bir resmin yüzlerce kitaptan daha etkili olduğuna vurgu yapan Jannie van der Jong, “Resimlerde acı, ıstırap, kavuşma ve hapishaneden dramların olması içimizi acıttı. Umarız bu çocuklar bir an önce aileleri ile özgür bir hayata kavuşurlar. Onların resimlerdeki duygularını içimizde hissettik.” dedi.

Etkinlikte okunan ezanın ardından, Sema ustası Mevlevi Abdulkadir Dikici katılımcılara unutulmaz bir sema gösterisi yaptı. Programın sonunda Fethullah Gülen’in kaleme aldığı Mevlâna Celalettin Rumi makalesi Hollandaca olarak katılımcılara dağıtıldı. Ayrıca programda Zaanstad Animo Vakfı gönüllülerinin hazırladığı açık büfe yemek ikramı karşılıklı diyalogların pekişmesine vesile oldu.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version