Uzun süredir medyada çok fazla öne çıkmayan Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Capital dergisinin Cumhuriyet’in 100. yılına denk düşen Ekim sayısında Nilüfer Gözütok Ünal’ın sorularını yanıtlayan Cem Boyner, hem Atatürk’ten hem de Nazım Hikmet’ten alıntılar yaparak Türkiye’nin umudunun gençlerde olduğunu söyledi.
Türkiye’nin en köklü konfeksiyon şirketlerinden Altınyıldız’ı da bünyesinde bulundurdukları için kendilerini “Cumhuriyet şirketi” olarak gördüklerini belirten Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı , “Türkiye Cumhuriyeti olarak da 100 yılda çok şey başardık ama hayallerimizin gerisinde kaldığımız konular da var. Cumhuriyet her zaman gençleri ve kadınları önceledi. Atatürk’ün veciz sözü, ‘Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz’ sözleri gençlere güveni ortaya koyuyor. Bugün gençlere ne vaat ediyoruz? Her gün gazetelerde doktorların, mühendislerin iyi eğitim alan çocuklarımızın başka ülkelerde yaşamayı tercih ettiğini görüyoruz. Onlar bu toprakların çocukları, bir tür ‘yeni sömürgeciliğe’ onları kaptıramayız, böyle bir lüksümüz olamaz. Gençlerimize yana durarak birlikte başarabileceğimizi, hep beraber güzel bir hayat inşa edebileceğimizi muhakkak göstermeliyiz. Çünkü ‘bu cennet bu cehennem bizim’.” dedi.
“ÜLKEMİZİN ALTIN ÇOCUKLARI GELECEK HAYALLERİNİ HEP MEMLEKET DIŞINDA KURUYORLAR, CUMHURİYETİMİZİN 2. YÜZYILINI SİZSİZ ASLA OLMAZ”
Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olarak “beyin göçü”nü gösteren Cem Boyner, iyi eğitim alan ülkenin “altın çocukları”nın Türkiye’nin büyük şirketlerinde yerlerinin hazır olduğunu söyleyerek Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının onlarla kurulması gerektiğinin altını çizdi.
“Günümüzün çetin koşulları yüzünden maalesef beyin göçü giderek artıyor. Ülkemizin bu altın çocukları gelecek hayallerini hep memleket dışında bir yere kapağı atma üzerine kuruyorlar. Bizim kıymetlerimiz giderken yerine ne koyuyoruz peki? Maalesef düzey düşüyor… Bu durum beni feci üzüyor. Daha yeni başlayacağımız bir yolun en başında o kıymetlerimizi kaybediyor olmak gerçekten bende bir yara. Buradan başta gençler olmak üzere giden herkese sesleniyorum. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılını kurgularken siz olmadan asla olmaz. Hepimizin bu ülkenin altın çocuklarına ihtiyacı var ve Türkiye’nin altın şirketlerinde yerleri zaten hazır!”
“SON 10-15 YILDA HEM İÇ POLİTİKADA HEM DIŞ POLİTİKADA, ADETA CEREYANDA KALDIK”
Cem Boyner, derginin haber müdürü Nilüfer Gözütok Ünal’ın soruları üzerine hem dış politik hem de iş politik gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Boyner, “Son zamanlarda dünyada pek çok beklenmedik olay oldu. Tam bir siyah kuğu teorisi olarak pandemi bizi yıktı geçti. Ukrayna-Rusya savaşı, Afrika ülkelerindeki kıtlık ve yarattığı sorunlar, yaşam boyu bize denk gelmez diye düşündüğümüz mükemmel fırtınanın çok uzak olmadığını gösterdi. Tedarik zincirindeki sorunlar Çin’i küçültmekle kalmadı, Kuşak ve Yol projesiyle sağlam bir şekilde pozisyon almasına neden oldu. Amerika da Baharat Yolu projesine önayak oldu. Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomi Koridoru için bir mutabakat zaptına imza atıldı. Hayata geçirmek şu aşamada zor ama projede Türkiye es geçiliyor. Son 10-15 yılda hem iç politikada hem dış politikada, adeta cereyanda kaldık. Bu da bizi olmamız gereken yerden uzaklaştırdı.” dedi.
Hükümetin son dönemde dış politikadaki uzlaşma tercihlerini destekleyen Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye’nin Avrupa Birliği hedeflerinden vazgeçmemesi gerektiğine de işaret etti.
Boyner, “Rasyonel dış siyasetle Türkiye bambaşka bir yere evrilebilir, Türkiye’nin önü hep bu şekilde açılmıştır. Şu an, bir taraftan Mısır’la, İsrail’le kucaklaşılıyor, diğer taraftan Ukrayna-Rusya savaşında rolümüzün mükemmel olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Atatürk’ün “muasır medeniyet seviyesine çıkma” ideali bağlamında mutlaka Avrupa Birliği hedeflerine sıkı sıkıya sarılmalıyız. Bir taraf seçmek diğer taraftan vazgeçmek anlamına gelmemeli” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***