Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), tutuklu iş insanı “Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması” kararını katılanların 2/3 çoğunluğuyla kabul etti. 62 üyenin oy kullandığı oturumda 44 üye karardan yana 18 üye karara karşı oy kullandı.
Türkiye’ye AİHM hükümlerine uymakla yükümlü olduğunun bir kez daha hatırlatıldığı kararda, “Kavala’nın derhal serbest bırakılması ve hukuk devleti, insan haklarının korunması ve AİHM kararlarının uygulanmasına ilişkin hukuksal çerçeve ve koşulların iyileştirilmesi” talep edildi.
Kararda, Avrupa Konseyi’ne üye ve gözlemci devletler ve Avrupa Birliği’nden (AB), “Kavala’nın serbest bırakılması için Ankara ile en üst düzeyde diyaloğa geçmeleri ve Türkiye’de insan hakları ve hukuk devletinin korunmasının iyileştirilmesine katkı sağlayıcı önlemler almaları” istendi. Avrupa Konseyi bünyesindeki gözlemci devletler arasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de bulunuyor.
KAVALA İÇİN MAGNİTSKY YAPTIRIMI
AKPM üye ve gözlemci devletlere, “Osman Kavala ve Türkiye’deki diğer politik tutukluların keyfi ve illegal biçimde özgürlüklerinden mahrum edilmesine katkıda bulunmuş polis memuru, savcı, yargıç ve diğer devlet memurlarını hedef alan yaptırımlar uygulanması” çağrısında da bulundu. AKPM bu bağlamda üye ve gözlemci devletlerin “Magnitsky mevzuatlarını” ya da benzer hukuksal mekanizmaları kullanmalarını istiyor.
İlk olarak ABD’de kullanılan Magnitsky yaptırımları insan hakkı ihlallerine karışan bireyleri hedef alıyor. ABD’de 2012 yılında yürürlüğe giren ve vize yasağı ve mal varlıklarının dondurulması gibi yaptırımlar öngören yasanın bir benzeri 7 Aralık 2020 tarihinde AB tarafından hazırlandı.
Ancak AKPM, Magnitsky yaptırımı çağrısında bulunsa da kararı uygulama yetkisi üye ve gözlemci ülkelere ait. Üye ve gözlemci devletlerin bu çağrıya olumlu karşılık vermeleri şimdilik beklenmiyor.
1 OCAK 2024’E RANDEVU
Kararda, Osman Kavala’nın 1 Ocak 2024 tarihine kadar serbest bırakılmaması halinde AKPM’deki Türk heyetinin yetki belgelerinin yenilenmeyebileceği tehdidi de yer alıyor. Böyle bir olasılıkta 9 AKP, 4 CHP, 2 MHP, 2 HDP ve 1 İYİ Partili vekilden oluşan Türk heyetine Avrupa Konseyi’nin en önemli organlarından biri olan AKPM’nin kapıları kapanmış olacak. Türkiye benzer bir senaryoyu en son 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında, Mayıs 1981-Ocak 1984 döneminde yaşamıştı.
AKPM öte yandan, Avrupa Konseyi üyesi devletere yönelik bir de tavsiye kararı kabul etti.
Tavsiye kararında AİHM hükümlerinin Türkiye tarafından infazının, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından genel denetime alınması çağrısında bulunuluyor. Osman Kavala ve varsa diğer politik tutukluların derhal serbest bırakılması için bakanlar, büyükelçiler ya da eski siyasi sorumluların devreye girmesi isteniyor.
“KAVALA POLİTİK TUTUKLU”
Karara temel oluşturan raporu hazırlayan Avusturyalı parlamenter Petra Bayr, oylama öncesi genel kurulda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin AİHM kararını yerine getirmemekte ısrar etmesinin sadece Osman Kavala ve Türkiye için değil, aynı zamanda Avrupa Konseyi için trajedi olduğunu” söyledi. Bayr, “Bir şey yapmazsak nasıl bir mesaj göndermiş oluruz? Avrupa’da politik tutuklu olduğunu kabul mü ediyoruz? İnsan hakları geçmişte mi kaldı? Ben Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nde kalmasını, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesini, bu teşkilatın değerlerine ve kendi anayasasına saygı duymasını istiyorum” ifadelerini kullandı. Bayr, Osman Kavala’nın AKPM’nin 2012 yılında belirlediği “politik tutuklu” tanımına uyduğunu da sözlerine ekledi.
Konuşmasında Osman Kavala’ya Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü verilmiş olmasını eleştiren AKPM Türk heyeti Başkanı AKP milletvekili Tuğrul Türkeş, hazırlanan raporun “tarafgir” olduğunu savundu. Raporun Türkiye’yi AİHM kararlarını yerine getirmeyen bir ülke olarak göstermesini eleştiren Türkeş, Türkiye’nin kararları yerine getirme oranının Avrupa Konseyi ortalamasının üstünde olduğunu belirtti.
AKPM’nin CHP’li üyelerinden Yunus Emre ise raportör Bayr gibi Osman Kavala’yı “politik tutuklu” olarak tanımladı. Gezi Parkı davasının “tamamen politik” olduğunu savunan Emre, muhalefet olarak konuyu yakından takip ettiklerini söyledi.
AİHM KARARLARI
AİHM kararlarının infazı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından denetleniyor. Bakanlar Komitesi, AİHM’nin 10 Aralık 2019 tarihli Osman Kavala kararı yerine getirilmediği gerekçesiyle 2 Şubat 2022 tarihinde Türkiye hakkında ihlal prosedürü başlatmıştı. Komite, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini AİHM’ye sormuş; AİHM 11 Temmuz 2022 tarihinde Osman Kavala kararının yerine getirilmediğine hükmetmişti.
AKPM’nin her yıl insan hakları aktivistlerine verdiği Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’ne de bu yıl Osman Kavala layık görülmüş; ödülü bu hafta başında Strasbourg’da düzenlenen bir törenle Kavala adına eşi Ayşe Buğra Kavala almıştı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***