İSTANBUL – Marmara bölgesinin kuzey batı kısmında dün görülen yoğun yağışlar nedeniyle Kırklareli’nde üç, İstanbul’da iki kişi hayatını kaybetti.
Kırklareli’nde kaybolan üç kişiyi arama çalışmaları devam ediyor.
Yoğun yağış İstanbul’un kuzey batı kısmında yer alan Arnavutköy, Başakşehir, Çatalca, Silivri gibi ilçeleri etkiledi. Arnavutköy ilçesinde metrekareye 125, yeni havalimanın bulunduğu bölgede 40, Silivri’de 28 kilogram yağış düştü.
Yağış nedeniyle Başakşehir Millet Kütüphanesi’nde mahsur kalanlar çalışmaların ardından kurtarılırken, İstanbul havalimanının girişindeki tünelde de su baskını yaşandı.
Ani ve şiddetli yağışlara rağmen barajlardaki doluluk oranı çok az arttı.
Başakşehir, Arnavutköy, Küçükçekmece, Kayaşehir, İkitelli ve Çatalca’da sel suları yolları kapattı, yüzlerce ev ve işyeri zarar gördü.
Kentin kuzeyi yoğun yağış altında kalırken, İstanbul’un merkez ilçeleri Fatih, Beyoğlu, Şişli, Beşiktaş ve Kadıköy’e yağmur düşmedi.
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı önceki gün yüzde 27,88’e kadar gerilemişken, dünkü yağışla birlikte yüzde 28,18’e yükseldi.
Taksi şoförü: “Benim mağduriyetimi kim karşılayacak?”
Başakşehir’de şiddetli yağışa yakalanan taksi şoförü İmam Akgün, aracının su altında kaldığını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akgün, “Yağmur yağdı, bir anda afet oldu, her yeri su bastı. Burada güzel bir altyapı yapılsa böyle bir şey yaşanmazdı ve insanlar böyle mağdur olmazdı. Arabanın halini görüyorsunuz, benim mağduriyetimi şimdi kim karşılayacak? İstanbul Büyükşehir Belediyesi mi karşılayacak? Arabanın her tarafına bakın tavana kadar su doldu. Büyükşehir belediyesi benim ziyanımı karşılamalı. Bir tek ben de değilim ileride bir sürü araba var aynı durumda olan. Sonuçta burada alt yapıdan kaynaklanan bir sorun varsa buradaki insanların mağduriyeti neyse onu karşılamaları gerekiyor. Yaz sezonunda böyle bir şey yaşanıyorsa kış sezonunda daha kötü şeyler yaşayacağız demek ki” diye konuştu.
Ali Yerlikaya: “Sel ve su baskınlarında zarar görenlere 15 bin lira yardım yapılacak”
Seçimlerden önce İstanbul Valisi olan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da mevcut Vali Davut Gül ile birlikte Arnavutköy’deki çalışmaları takip etti.
İçişleri Bakanı, sel ve su baskınlarında zarar gören ailelere AFAD ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 15 bin lira destek ödemesi yapılacağını açıkladı.
İmamoğlu: “Ekiplerimiz olağanüstü yağışta bütün noktalara müdahale etti”
Fatih’te dün yağmur suyu tünellerinin açılışını yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, gece boyu AKOM’da (Afet Koordinasyon Merkezi) belediye birimlerinin çalışmalarını koordine etti.
Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan İmamoğlu, “İstanbul’un kuzeybatısında dün gece afet boyutuna varan yağışlarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ekiplerimiz sabah saatlerine kadar yoğun bir şekilde çalışarak bütün noktalara müdahale ettiler. Hepimize geçmiş olsun. Dün geceki olağanüstü yağışta İtfaiye, İSKİ ve Yol Bakım ekiplerimiz 2 bin 137 personel ve bin 161 araçla bütün şikâyet gelen noktalara müdahale etti” dedi.
Akçelik: “Şiddetli bir yağışın afete dönüşmesini engellemenin yegane yolu mühendisliktir”
Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu üyesi ve çevre mühendisi Cevahir Efe Akçelik, İstanbul’un kuzey ilçeleri Başakşehir, Çatalca ve Arnavutköy’de görülen su taşkınlarının altyapı eksikliğinden kaynaklandığını söyledi.
VOA Türkçe’ye konuşan Akçelik, “Yağış rejimleri elbette iklim krizinden etkilenmektedir ama şiddetli bir yağışın afete dönüşmesini engellemenin yegane yolu mühendisliktir. Tabii ki doğu bir mühendislik. Bir doğa olayını afet haline dönüştürmemek, uzun süreli ve olası en kötü ihtimal göz önünde bulundurularak alınan önlemlerle mümkündür. Yağmur suyunu tutması gereken yeşil alanlar birbiri ardına ortadan kaldırılırken, beton ve asfalt zeminde hızla akışa geçen suyu tahliye etmesi beklenen altyapı, drenaj ve kanalizasyon sistemleri de ihtiyacı karşılamamaktadır” dedi.
“Orman alanları, toprak örtüsü ve su havzaları yapılaşmaya açılarak yok ediliyor”
Akçelik’e göre, son yıllarda İstanbul’un kuzeyinde artan yapılaşma kenti insan hayatına mal olacak taşkınlara daha açık hale getirdi.
Akçelik, “Orman alanları, toprak örtüsü ve su havzaları yapılaşmaya açılarak yok ediliyor. Betonlaşma ve diğer sert zemin miktarının artması ile doğal bitki örtüsü tahrip edilerek tarım ve orman alanlarının infiltrasyon imkanının ortadan kaldırılması, dere ıslahı yapılırken dere yataklarının betonlaştırılması, yağış oranlarının bütünsel ve yüzyıllık değil kısa vadeli hesaplanması gibi hatalar bunlara örnek olarak gösterilebilir” değerlendirmesinde bulundu.