Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Öğrenci Veli Derneği: Çocukların gelişimi yavaşlıyor


İZMİR – Eğitimin piyasaya ve iktidara hizmet eden bir noktaya getirildiğini kaydeden Öğrenci Veli Derneği İzmir 2 Nolu Şubesi Başkanı Turgut, bu anlayışın çocukların gelişiminde yavaşlamaya neden olduğuna dikkat çekti. 

 

Türkiye’de 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı, birçok sorunun gölgesinde başladı. Sınıfların kalabalık olması, okulların fiziki yapısının uygun olmaması, anadilde eğitim engellenmesi, eğitimin ücretsiz olma niteliğini kaybetmesi gibi temel sorunlar çözülemezken, geçtiğimiz eğitim öğretim yılının sonunda, “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesiyle çocuklara zorunlu din dersleri verilmeye başlandı. 

 

ÇEDES kapsamında okullara imam, vaiz, Kur’an kursu görevlisi din görevlilerinin atanması öğretmen ve veliler arasında tepkiye neden olurken, uzun yıllardır Alevi yurttaşların eşit yurttaşlık talebiyle karşı çıktığı zorunlu din derslerine yeni seçmeli din derslerinin eklendi. 

 

YETERSİZ BESLENME

 

Eğitim alanında yaşanan sorunları değerlendiren Öğrenci Veli Derneği (Veli Der) İzmir 2 Nolu Şubesi Başkanı Turgut Aydın, son yıllarda ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte eğitimde sistemine etkileriyle çocuklarda da yoksulluğun arttığına dikkat çekti. Derin yoksulluk nedeniyle ailelerinden harçlık ve beslenme alamayan çocukların yeterli düzeyde beslenemediğini kaydeden Aydın, “Geçen sene öğrenciler açlıktan bayıldı. Erkek çocuklarda yüzde 85, kız çocuklarında yüzde 68 oranında kansızlık görünüyor. Çocuklarımızın gelişiminde yavaşlama, hatta durma var. Bir öğrencinin masrafı 3-4 bin liraya yaklaştı. Ailelerin bunu karşılaması zor” dedi.

 

NİTELİKSİZ EĞİTİM

 

Eğitimde gelinen noktanın iç açıcı olmadığını ifade eden Aydın, bunun ülke geleceği açısından çok kötü bir durum olduğunu söyledi. “Eğitim alamamış toplum, toplum değildir” diyen Aydın, şöyle devam etti: “Ekonomik nedenlerden kaynaklı sorunların yanında, eğitim sisteminden kaynaklı sorunlar da var. Daha önceki eğitim sisteminin müfredatı değişti. Müfredat değiştirilirken, eğitimin içi bilim, dışı dogmalarla, hurafelerle dolduruldu. Şu an sadece sınav odaklı bir sistem var. Sınava giren öğrencilerin yüzde 90’ı nitelikli diyebildiğimiz bir kaç okulun dışında kalıyor. Geriye kalanlar imam hatip ve meslek liselerine gidiyor. Ve burada eğitim sistemi o kadar niteliksiz ki okuma yazma bilmeyen çocuklar var.”

 

‘EĞİTİM PİYASALAŞTIRILIYOR’

 

Colemerg’te eğitim sistemi ile İzmir veya İstanbul’daki eğitim sisteminin aynı olması gerektiğinin altını çizen Aydın, şunları söyledi: “Bütün okullar aynı nitelikte olsa, aileler okul arayışına girmeyecek. Ancak bilerek yapılıyor. Veliler çocukları başarılı olsun diye özel öğretmenler tutuyorlar, dershanelere gönderiyorlar. Bu alanda milyonlarca lira para dönüyor. Böylesi bir sistem insani olmadığı gibi, ahlaki de değil. Eğitimin piyasalaşmasının önü açılıyor. Çocuklar yarış atına dönüştürülüyor. Bu sınav odaklı sistemden vazgeçilip, çocuklar yetenek isteklerine ve kendi tercihleri doğrultusunda alanlara yönlendirilmelidirler.”

 

ANADİLDE EĞİTİM

 

Evrensel Çocuk Hakları Bildirgesi’nde anadilde eğitim hakkının olduğuna değinen Aydın, Türkiye’nin de bu bildiriye imza attığını ancak anadilde eğitime şerh koyduğunu söyledi. Türkiye’nin çok dilli ve kültürlü bir ülke olmasına rağmen bir bölünme fobisi yaratıldığını vurgulayan Aydın, “Anadilde eğitim ülkeyi bölmez, halkları birbirine yaklaştırır. Okullarda öğretmenler önce çocuklara Türkçe öğretiyor, sonra okuma yazma öğretiyorlar. Ancak tercüman aracılığı ile iletişim kurabiliyorlar. Eğitim alanlar ile eğitim verenler arasında bir iletişim olmalı. Anadilleri farklı ise, iletişim olamayacağından eğitim de gerçekleşmeyecek. Bilimsel açıdan bakmak gerekiyor. Anadilinde verilecek eğitim, ülke başarısı ve üretkenliğini artırmış olur” diye belirtti.

 

ÇEDES PROESİ

 

İzmir ve Eskişehir’de hayata geçirilen ÇEDES projesine değinen Aydın, “Laikliğin olmadığı toplumlarda, demokrasi, insan hakları, adalet ve özgürlükler yoktur. Önce laiklik, daha sonra bu haklar olur. İktidar kendi siyasal İslam ideolojisini kalıcı hale getirmek için eğitimi dincileştirerek, bu ideolojiye uygun bir profil oluşturmaya çalışıyor” diye konuştu. 

 

MA / Delal Akyüz

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version