Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘İktidar Esat Oktay’ın mirasını sahiplendi’


HABER MERKEZİ  – Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair yapılan açıklamalarda, iktidarın Esat Oktay’ın mirasını sahiplendiği belirtildi. 

 

Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), cezaevlerinden hak ihlallerine ilişkin Farqîn (Silvan) ilçesinde basın açıklaması düzenledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ilçe binasında yapılan açıklamaya, siyasi parti temsilcileri ve tutuklu aileleri katıldı. Açıklamada, “İşkence insanlığa karşı işlenmiş en ağır suçtur. Cezaevlerinde işkence uygulamalarına son verilsin” pankartı açıldı. 

 

‘İKTİDAR ESAT OKTAY’IN MİRASINI SAHİPLENDİ’

 

Açıklama yapan TUAY-DER yöneticilerinden Mehmet Üzel, Türkiye’de AKP hükümetinin cezaevleri politikalarının 12 Eylül faşizminin yürütücüsü olduğunu belirterek, “Esat Oktayların mirasını sahiplenen mevcut iktidarın zindanlar üzerinden toplumu dizayn etme ve siyasi tutsaklara saldırma girişimleri devam etmektedir” dedi. 

 

Cezaevlerinde fiziki ve psikolojik işkencenin, insan onurunu zedeleyen düzeyde uygulandığını kaydeden Üzel, Patnos Cezaevi’ndeki kadın tutuklulara yönelik işkenceye dikkat çekti. Üzel, hapishanelerde yaşanan bu hak ihlalleri, işkence, baskı ve sindirme politikalarının belli bir konsept dahilinde yürütüldüğünü belirtti. 

 

‘İHLALLER TECRİTTEN BAĞIMSIZ DEĞİL’ 

 

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritten bağımsız olmadığını söyleyen Üzel, şöyle konuştu: “Bilindiği üzere ulusal ve uluslar arası hukuk kuralları hiçe sayılarak 25 yıldır ağır tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmakta, aile, avukat görüşleri ve tüm iletişim hakları engellenmektedir. AKP ve MHP faşist iktidarının tecrit ve savaşı derinleştirmekteki ısrarı, toplumsal barışın inşasının önündeki en büyük engeldir. Toplumsal barış ve huzurun sağlanması, demokrasi ve özgürlük alanlarının genişletilmesinin tek yolu bir an önce Sayın Öcalan üzerindeki tecridin son bulmasıdır. Başta İmralı işkence ve soykırım sistemi olmak üzere tüm hapishanelerinde yaşanan saldırı, işkence, hak ihlalleri ve sindirme politikalarının son bulmasıdır.” 

 

‘İŞKENCEYE KARŞI SES ÇIKARALIM’

 

İnsan hakları savunucularını, cezaevlerinde yaşanan tecrit, baskı ve işkence politikalarına karşı ses çıkarmaya davet eden Üzel, “Siyasi tutsaklara yönelen bu saldırılar toplumun tümüne yönelen saldırılardır. Özgür düşünce ve fikirleri için yaşamları kısıtlanan ama asla teslim olmayan tüm siyasi tutsakların onuru toplumun onurudur” diye konuştu. 

 

İZMİR 

 

Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Derneği (Ege TUHAYDER), dernek binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Ege TUHAYDER Eşbaşkanı Nilay Güleser, hasta tutukluların durumuna dikkat çekti. Güleser, “Hasta tutsaklar cezaevinde kalamaz raporlarına rağmen tahliye edilmeyerek katlediliyorlar. Erzincan L Tipi Cezaevinde 70 yaşındaki kanser hastası Şakir Turan ölüme terk edildi” dedi. 

 

Tutuklulara dönük fiziki ve psikolojik şiddetin insan onurunu zedeleyen düzeylere ulaştığını vurgulayan Güleser, cezaevlerinde yaşananlara değindi. Güleser, “31 Ağustos tarihinde Patnos L Tipi  Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kadın siyasi tutsaklara yönelik sayım sırasında erkek gardiyanların koğuşa girmesine itiraz edilmiş ve savcılıkla görüşme talepleri ise reddedilmiştir. Bu taleplerin ardından 40’a yakın gardiyan ve jandarmanın koğuşlara girerek  Mizgîn Kayıtbey, Lale Kabişen ve Nazlıcan Barışer’e 40 dakika boyunca işkence etmiştir” diye belirtti.

 

İzmir’de Kırıklar ve Şakran cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine de değinen Güleser, ihlallerin PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecritle doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı. Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüştürülmediğini dile getiren Güleser, “İmralı işkence sistemi tüm cezaevleri ve toplum üzerinde uygulanan baskı ve tahakküm politikalarının kaynağıdır. AKP-MHP faşist iktidarı tecrit ve savaşı derinleştirmekte ısrar etmekte, toplumsal barışın inşasının önündeki engel oluşturmaktadır. Toplumsal barış ve huzurun sağlanmasının, demokrasi ve özgürlük alanlarının genişletilmesinin tek yolu ise bir an önce Sayın Öcalan üzerindeki tecridin son bulmasıdır” diye konuştu. 

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version