Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Bank Asya talimatı’ iddiasının kaynağı da yasadışı dinleme çıktı!

‘Bank Asya talimatı’ iddiasının kaynağı da yasadışı dinleme çıktı!


TR 724’ten İlker Doğan’ın haberi şöyle;

Skandal bizzat iddianamelerde savcılar tarafından itiraf ediliyor. Buna göre Fethullah Gülen’le kim olduğu bile belli olmayan muhatabı arasında 23 Aralık 2013 tarihinde geçtiği ileri sürülen telefon görüşmesi mahkeme kararı olmaksızın dinleniyor. Söz konusu dinlemeyi yapan MİT, bu kaydı daha sonra operasyonel sosyal medya hesaplarından paylaşıyor. Ardından da savcılar bu yasadışı kaydı, ‘kolluk kuvvetlerinin kaydı açık kaynaklardan ve YouTube’dan bulduğunu’ belirterek ‘delil’ olarak kabul ediyor! Hiç bir savcı ya da mahkemenin aklına bu ses kaydının nasıl elde edildiği sorusunu sormak gelmiyor!

Tıpkı ByLock, ankesörlü  telefon, ‘Garson’ fişlemeleri ve 15 Temmuz darbe davalarında olduğu gibi Bank Asya suçlamasının da hukuki bir temeli yok! Uydurulmuş, sahte ve yasa dışı delillerle insanların hayatı karartılıyor.  

Türkiye’de soykırım hukukuna tabi tutulan Hizmet Hareketi’ne yönelik yürütülen soruşturmalarda yargının, zulmü meşrulaştırmak için kullandığı en önemli ‘delillerden’ biri de mudilerin Bank Asya’ya para yatırmasıydı. Rejimin yargısına göre yasal olarak faaliyet gösteren ve BDDK’nın denetiminde olan bir bankaya para yatırmak ‘terör örgütü üyeliği’ suçunun en önemli delillerinden biriydi!

Halbu ki Bank Asya, BDDK’nın faaliyet iznini kaldırdığı 23 Temmuz 2016 tarihine kadar faaliyetlerine ‘yasal’ olarak devam etmişti. Devletin sürekli ve yoğun denetim ve gözetimi altında yasal olarak faaliyet yürüten bir bankaya para yatırmak nasıl ‘silahlı örgüt üyeliği’ suçunu oluşturabilirdi? Zira hukuk devletinde meşru bir hakkın kullanılması ‘suç’ olamazdı; ama AKP Türkye’sinde bu da oldu!

Onbinlerce insan yasal bir bankada hesabı olduğu ya da bankaya para yatırdığı gerekçesiyle yargılandı, ‘terörist’ muamelesi gördü, hüküm giydi. Sadece para yatıranlar değil; mesela maaş hesabı olanlar ya da ‘devlet yöneticilerinin uyarılarına rağmen parasını çekmeyenler’ de ‘örgütsel bir tavır sergiledikleri’ gerekçesiyle ceza aldı.

Rejimin yargısına göre Fethullah Gülen, 23 Aralık 2013’te ‘talimat’ vermiş ve onu sevenler de ‘banka batmasın’ diye birikimlerini Bank Asya’ya yatırmıştı. İşte bu nedenle, devletin suç işleyerek batırmaya çalıştığı bir bankayı kurtarmak isteyenler, ‘silahlı örgüt üyeliği’ gibi ağır bir suçlamaya muhatap oldu.

Peki bu talimatın aslı neydi? Kime verilmişti? İddianamelerde ‘talimat’ olarak aktarılan dinlemeyi kim, nasıl yapmıştı? Fethullah Gülen’in bankanın batmaması için verdiği ‘destek’ olunması talimatını kim internete sızdırmıştı?

Bu konuyla ilgili insan hakları hukukçularından Dr. Gökhan Güneş önemli paylaşımlarda bulundu. Gökhan Güneş’in delilleriyle birlikte yaptığı paylaşımlara göre söz konusu talimata ilişkin ses kaydı mahkeme kararı olmaksızın, MİT tarafından yapılmış ve yine MİT tarafından YouTube’a yüklenmişti. Özetle; yasadışı dinleme ile elde edilmiş bir kayıt vardı ortada. Esasında bu eylemin kendisi suç! Yani Gülen’i ya da muhatabını yasadışı dinleyenler suç işliyor.

Gökhan Güneş’in aktardığı iddianamelerden birinde savcılık bu suçu da itiraf ediyor. Konuşmanın mahkeme kararıyla dinlenmediğini ve Gülen’in kiminle konuştuğunun bilinmediğini söylüyor. Söz konusu kaydı ‘kolluk kuvvetlerinin açık kaynaklardan ve Youtube’dan bulduğunu’ belirten savcılık, aslında kaydın yasal bir delil olmadığını birinci ağızdan itiraf ediyor.

Gökhan Güneş’in konuyla ilgili paylaşımları şöyle:

“İşte Bank Asya ile ilgili binlerce insanın cezalandırılmasına gerekçe yapılan “talimat!” bu hukuka aykırı telefon dinlemesidir. Muhtemelen MİT’in hukuka aykırı şekilde dinlediği ve bu nedenle hiçbir şekilde delil olamayacağı bilinen kayıt, yine dinleyenler tarafından YouTube’a yüklenmiş, kolluk bunu delil olarak getirip teslim etmiş, hiçbir hakim savcı bu kaydın dayanağı mahkeme kararı nerede diye sormamış, koskoca AYM’de utanmadan bu hukuka aykırı ses kaydına delil muamelesi yapmıştır. Yine utanmadan ve ağdalı cümlelerle bu kaydın yapıldığı belirtilen 23/12/2013’ten sonra yatırılan paraların araştırılmasını istemiştir.

Ey AYM üyeleri, Adalet müfettişlerinin talebi ve verilen hakim kararıyla yapılan dinlemeleri hukuka aykırı bulan siz; nasıl oldu da mahkeme kararı olmadan dinlenen ve dayanağı açık kaynak paylaşımlar olan hukuka aykırı telefon kaydını delili kabul ettiniz? Bu kadar mı hukuktan, vicdandan ve insanlıktan uzaklaştınız. Yotube’da paylaşılan her kaydı delil kabul ediyor musunuz? Talimat kabul ettiğiniz bu konuşmanın dayanağı olan mahkeme kararını sormak aklınıza mı yoksa işinize mi gelmedi? Kendileri de hakim savcı olan adalet müfettişlerinin mahkeme kararıyla yaptırdıkları dinlemelerin hukuka uygunluğunu araştıran başka bir ülkenin AYM üyeleri miydi?

Kısaca, devletin gözetim ve denetiminde olan bir bankaya para yatırılması yasal bir faaliyettir ve faaliyetin bu niteliği gereği talimatla ya da kendiliğinden yatırılan paralar suç delili olamaz. Bank Asya ile ilgili somut gerçeklik budur.

ASIL SUÇ, YASAL BİR BANKAYI BATIRMAYA ÇALIŞMAK

Gelin isterseniz, Bank Asya konusunda işlenen suça ve bu suçun failine bir bakalım. Bankacılık Kanunu’nun 74. maddesi gereğince basın yayın aracılığıyla bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olmak suçtur ve bu suç hapis cezasını gerektirmektedir.

BDDK’da 2021’de kur hareketlerini manipüle etmeye yönelik paylaşımları dolayısıyla 26 twitter kullanıcısı hakkında 74. madde gereğince suç duyurusunda bulunmuştur. Konu muhalif kişiler olunca anında suç duyurusunda bulunan BDDK, herkesin gözü önünde faaliyetlerine devam eden bir banka için “o banka batmış zaten” diyen, sonrasında da yaptığı yurt dışı geziden döndükten sonra “Bank Asya’nın anahtarını masamda görmek istiyorum” diyerek Bank Asya’nın itibarına zarar veren ve doğrudan batmasına neden olacak açıklamaları yapan @RTErdogan hakkında “gıkını” bile çıkaramamıştır.

Yani, Bank Asya konusunda işlenen bir suç vardır ve o suçun faili de hiç şüphesiz @RTErdogan ‘dır. Ancak, başta AYM olmak üzere tüm yargının kendisine bağlı olduğunu bildiğinde pervasızca ve hoyratça her suçu işleyebilmektedir. Tam da bu nedenle, asıl suçluların peşine düşmesi gereken yargı, kulağının üstüne yatmakta masum insanların hayatını karartmaktadır!


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version