Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Tutukluya ‘domuz bağı’ işkencesine dair suç duyurusu


AMED – Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi’nde “domuz bağı” işkencesine maruz kalan tutuklunun avukatı Cihan Ülsen, konuya dair suç duyurusunda bulunduklarını aktardı.  

 

Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi’nde demir kelepçelerden yapılan “domuz bağı” ile 5 saat işkence gören hasta tutuklu Burhan Barut, yaşadığı işkence nedeniyle 7 Temmuz’da başlattığı açlık grevini sürdürüyor. İki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 153 yıl hapis cezası alan Barut’un avukatı Cihan Ülsen, müvekkili Barut’un sağlık durumunun iyi olmadığını ve sistematik işkenceyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

 

‘SİSTEMATİK İŞKENCE UYGULANIYOR’

 

Müvekkiline daha önce de işkence uygulandığını ve buna dair yaptıkları suç duyurularının takipsizlikle sonuçlandığını dile getiren Ülsen, Barut’un özellikle ailesinden uzak cezaevlerine sevk edildiğini ve her gittiği yerde kötü muamele ile şiddete maruz kaldığına dikkat çekti. Ülsen, “Tekirdağ’da da yine benzer durumlar söz konusuydu. Şimdi Antalya da bunun daha ağır halini görünce özel olarak sistematik bir işkence uygulandığını düşünüyoruz. Daha önce uygulanan işkencenin peşini bırakmadığımız gibi bu işkence adil bir yargılamayla sonuca ulaşana kadar peşini bırakmayacağız” dedi. 

 

ADALET BAKANLIĞI’NA SUÇ DUYURUSU 

 

İşkence olayına dair Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden Ülsen, “İşkence vakasını telefonda öğrendiğimiz için bir kısmını biliyoruz. Barut’un çıplak bir şekilde dövüldüğü, astım hastalığından dolayı ciddi sağlık sorunları olmasına rağmen sağlık hizmetlerinden yararlandırılmadığı yönünde bir durum var.  Tabi bu işkenceyle beraber ciddi anlamda hakaret ve tehditlerin de olduğunu söyledi. Bizde bu beyanları dikkate alarak, işkence vakasının araştırılması ve sorumluların cezalandırılması için dilekçemizi verdik. Dilekçede kurum müdürü, ilgili gardiyanlar ve başgardiyan olduğu söylenen Ömer isimli bir şahıs hakkında suç duyurusunda bulunduk. Sınırlı bir suç duyurusu değil kötü muamele vakasına, görevi kötüye kullanan ve varsa diğer memurların tamamı hakkında suç duyurunda bulunduk. Suç duyurusunu sadece Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapmadık. Aynı zamanda Adalet bakanlığı, teftiş kurumu ve cezaevleri tutuk izleme kurumu da dahil her yere başvurduk” diye belirtti. 

 

Hak örgütleri ve baroların da söz konusu olayı takip etmek amacıyla Barut ile görüşeceklerini aktaran Ülsen, “Hak örgütleri, barolar bu anlamda ciddi bir hassasiyet gösterdi. Dün itibariyle hem Antalya Barosu İnsan Hakları Merkezi’nde çalışan avukatlara hem de insan hakları savunucusu olan avukatlara yetki belgesi verdik. Burhan’la görüşme sağlayacaklar. Meselenin detaylarını, işkence boyutunu ve neler yapıldığına dair daha açık bilgiler elde edeceğiz ve Antalya Başsavcılığı’na ek beyanda bulunarak müvekkilin nasıl maddi, manevi psikolojik ve fiziki şiddet gördüğünü ayrıntılı bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağız. Elimizden geldiğince işkence yapanlar, buna göz yumanlar, işkenceden sonra adli ve idari kavuşturma yapmayan bütün yetkililer hakkında da gerekli adli ve idari takibi yapacağız”  ifadelerini kullandı.  

 

13 YILDIR HÜCREDE 

 

Müvekkilinin 13 yıldır tekli hücrede kaldığına da dikkat çeken Ülsen, “Burhan, 7 Temmuz’dan beridir açlık grevinde, sağlık durumu buna elverişli değil. Zaten yeterli sağlık tedavisi alamıyor. Eğer aldığımız bilgi doğruysa ve 7 Temmuz’dan bu yana açlık grevi söz konusuysa şuanda durumunun kritik olma durumu yüksektir” dedi. 

 

‘HEP BERABER KARŞI DURALIM’

 

Türkiye’nin hukuk devletinden uzaklaştığını ve antidemokratik uygulamaların devam ettiğinin altını çizen Ülsen, şöyle devam etti: “Hukuk devletinden kanun devletine, kanun devletinden polis devletine evirilen bir süreç içerisindeyiz. İşkenceye göz yuman, cezasızlık politikalarıyla işkence vakalarının üstünü örten bir iktidar mekanizmasıyla karşı karşıyayız. Talebimiz bütün sivil toplum, hak örgütleri ve duyarlı bütün toplumsal kesimlerin, işkenceye karşı hiçbir ayrım gözetmeksizin karşısında durmasıdır. Çünkü bu gün yapılan işkenceye karşı gelmediğimiz takdirde yarın bu işkencenin mağduru ve öznesi olma ihtimalimiz çok yüksektir.”

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version