Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Prof. Dr. Burak Arzova’dan ‘KKM’ yazısı: Olmadı ve anlaşılan olmayacak!

Prof. Dr. Burak Arzova’dan ‘KKM’ yazısı: Olmadı ve anlaşılan olmayacak!


Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, Merkez Bankası’nın son düzenlemesiyle gündeme gelen Kur Korumalı Mevduatla ilgili kişisel sayfasında bir yazı kaleme aldı. “Kur Korumalı Mevduattan Kurtuluş Yolunda İlk Adım” başlıklı yazısında Arzova, yapılması gerekeni de söylüyor:

“Merkez Bankası faizi artıramıyor. Yani artırıyor da ekonominin gerektirdiği ölçüde değil. Hala faiz bir öcü, ona dokunulamıyor. Kenarından etrafından dolaşarak ekonomide rasyonellik sağlanmaya çalışılıyor. (…) Şimdi faiz konusunda eli kolu bağlı olan Merkez Bankası aslında mevduat faizinin politika faizine yakınsamasının iyi bir şey olmadığını anladı ki mevduat faizinin yükselmesi için kurban olarak yine bankaları seçti. Bankaları TL mevduat yarışına sokacak bir tebliğ ile karşımıza geldi. Doğrusu nedir? Doğrusu doğrudan politika faizini artırmaktır. Olmadı ve anlaşılan olmayacak.”

Yaşanabilecek senaryoları da tek tek ele alan ve analiz eden Prof. Dr. Burak Arzova’nın yazısından bazı bölümler şöyle:

İllüzyon Ekonomisinin en büyük illüzyonu Kur Korumalı Mevduat adı verilen bir enstrümanın para politikası haline büründürülüp herkesi liralaştırma kandırmacasının altına toplama çalışmasıydı. Liralaşma derken ülke tümden dolarize olmuştu ama kazanç iyi olunca kimsenin de pek umurunda olmadı uzun bir süre.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) büyüklüğü, 21 Temmuz 2023 haftasında 3 trilyon lirayı aştı. BDDK verilerine göre, KKM hacmi geçen hafta 111 milyar lira artarak 3 trilyon 73 milyar 905 milyon liraya ulaştı. Böylece KKM büyüklüğünde yeni bir rekor kırıldı. Dolar cinsinden büyüklüğü ise yaklaşık 112 milyar Dolara ulaştı.

(…)

Menkul kıymet blokajına uğramak istemeyen banka müşteri KKM dönüşünde vadeli TL de kalsın diye mecburen yüksek faiz vermek durumunda kalacak.

Şimdi düşünen insan şu soruları ister istemez soruyor.

Elbette dedik.

Merkez Bankası faizi artıramıyor. Yani artırıyor da ekonominin gerektirdiği ölçüde değil. Hala faiz bir öcü, ona dokunulamıyor. Kenarından etrafından dolaşarak ekonomide rasyonellik sağlanmaya çalışılıyor.

Faizler reel de negatifte kalınca kur da doğrudan müdahale edilerek olmasa da dolaylı bir şekilde 27 TL civarında uzun müddet tutulunca, varlığını korumak isteyenler Borsaya yeniden hücum etti.

Başka bir yatırım alternatifi bırakmayınca halk ne yapsın?

Ya KKM e gidecek ki gitti ve her hafta rekor üstüne rekor katılım geldi. Ya da Borsa Istanbul’a gidecek ki gitti ve oraya da her hafta rekor katılımcı geldi.

Şimdi faiz konusunda eli kolu bağlı olan Merkez Bankası aslında mevduat faizinin politika faizine yakınsamasının iyi bir şey olmadığını anladı ki mevduat faizinin yükselmesi için kurban olarak yine bankaları seçti. Bankaları TL mevduat yarışına sokacak bir tebliğ ile karşımıza geldi.

Doğrusu nedir? Doğrusu doğrudan politika faizini artırmaktır. Olmadı ve anlaşılan olmayacak.

Şimdi bir kesim bu Tebliğ’in KKM den çıkış adımı olması nedeniyle alkış tutuyor, bir kesim ise yeriyor. Bence ne alkışı fazla tutmak ne de yergi de ölçüsüz olmamak lazım. KKM’den çıkış isteği doğru ancak öngörebilirlik ve şeffaflık sorununun hala devam ettiğini görmek üzücü.

Şimdi bu karar sonrasında neler olabileceğine bakalım.

Ekonomi yönetiminin arzuladığı ortalarda aylak TL gezmemesi. Bu nedenle ağırlığı TL cinsinden KKM’ye vermeleri normal. Çünkü aylak gezen TL eninde sonunda ya Dolar’a ya da Euro’ya gidiyor.

KKM’de parasını tutanların temel motivasyonu Dolar ya da Euro’daki artışa karşı servetini korumak. O nedenle faiz ne olursa olsun vatandaşı motive etmeyebilir. Bunun yanında geçmişte yüksek faiz beklentisi ile TL’de kalanlar ani kur artışı nedeniyle servet kaybına uğradılar. Bu hafızalardan silinmedi. Benim tahminim geri dönüşlerin büyük bir kısmının ya Dolar’a ya da Euro’ya gideceği şeklinde.

Dolar’a ya da Euro’ya yöneliş Dolar/TL ve Euro/TL kurlarını yukarı doğru taşır. Ülkede hala bir serbest kur rejimi olmadığı için yükselişler başını alıp gidecek şekilde olmaz. Yine izin verildiği ölçüde olur. Bu durum yeniden rezerv yakmak anlamına gelir.

TL dönüşlerde bir kesim parasını Borsa Istanbul’da yatırıma dönüştürmek isteyebilir. Bu yeni kaynak girişi anlamına gelir. Belirli hisseler öncülüğünde endeks yukarı doğru gidebilir. Dikkatli olmakta fayda var. Nasıl ki Cuma günü bu Tebliğ’in çıkacağını önceden bilenler (nedense bunlar hep yabancılar oluyor) yüklü miktarda satış yapıp çıktılarsa, bu kez kurun daha da artabileceğini öngörenler, yeni giren yatırımcılarla yukarı taşınan endeks değerlerini satış için fırsat olarak görebilirler.

Uzun dönemde Dolar/TL deki artış değerlemeleri de yukarı taşıyacağı için Borsaya yeni giriş olmasa bile hisse senetlerinin değeri yukarı doğru gidebilir. Yine de banka hisseleri özelinde durum bence çok iç açıcı olmayabilir. Bankaların yeniden zorunlu menkul kıymet taşımaya sevk edilmeleri banka karları üzerinde olumsuz etki yapabilir.

Bankalar yeniden menkul kıymet alımına yönlendirildikleri için tahvil fiyatları artarken, tahvil faizleri düşecektir. Rasyonelleşme yeniden kendini tahvil faizleri yönünden ‘illüzyona’ bırakmış olacak.

Bu düzenlemelerle birlikte getirilen Zorunlu Karşılıklara ilişkin düzenleme ile de Brüt Rezervler artırılmak isteniyor.

Bu kararlardan benim anladığım özetle;

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version