Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kur yükselişi eczaneleri de vurdu: Hayati öneme sahip ilaçlar piyasada bulunamıyor

Kur yükselişi eczaneleri de vurdu: Hayati öneme sahip ilaçlar piyasada bulunamıyor


Artı Gerçek – Türkiye’de son dönemlerde yaşanan ilaç krizi her geçen gün büyüyor. Sağlık Bakanlığı tarafından ilaç fiyatlandırmasında kullanılan euro kuru 10.77 TL’den 14.03 TL’ye çıkarak yüzde 30.5 zamlandı.

2004 yılında çıkan İlaç Fiyat Kararnamesi ile normalde her sene şubat ayınca güncel bir kur belirleniyordu, fakat geçtiğimiz son 1 yılda şubat, temmuz, aralık olmak üzere üç kez güncellendi. 14 Şubat 2022’de ilaç kuru 6.2 TL olarak belirlenirken, 8 Temmuz 2022’de yüzde 25 artırılarak 7.8 TL’ye yükseldi. 14 Aralık 2022’de ise 10.75 TL oldu.

Oksijen’de yer alan habere göre, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Şeker Pınar Özcan bu güncellemelerin sebebinin piyasada ilaçların bulunamaması olduğunu, kurdaki son artışa rağmen ise bulunmayan ilaçlara hala çözüm getirilemediğini ifade etti. Özcan ayrıca ilaç KDV’sinin yüzde 0 ya da 1 olması gerekirken temmuz ayında yüzde 8’den 10’a çıkarıldığının olumsuz etkilerini vurguladı. Dolayısıyla eczaneler son zamanlarda ilaç sıkıntısı çekerken, hastalar kullanmaları gereken ilaçları bulmak adına eczane eczane dolaşıyorlar.

‘2023 OCAK’TA PİK YAPMIŞTI’

Pınar Özcan, şu an çektiğimiz ilaç yokluğuna yabancı olmadığımızı 2022’nin son aylarında ve 2023’ün başında şiddetlenmiş krizi hatırlatarak açıklıyor: “Geçen sene özellikle eylül-ekim aylarından itibaren ciddi anlamda bir yokluk başlamıştı. Kışa girdiğimizde çok daha sıkıntılı olacağımız belliydi, temin edilmesi en basit ilaçlara bile ulaşamamaya başlamıştık. Aralık-ocak ayında da ilaç sıkıntısı pik yaptı. O dönem en büyük sorun çocuk antibiyotikleri, ağrı kesicileri, ateş düşürücüleri, çocuklarda kullanılan grip soğuk algınlığı ilaçlarında görüldü.”

FİRMALAR EURO’YA BAĞIMLI

Şu anda da benzer bir ilaç sıkıntısından geçtiğimizi söyleyen Özcan, kurların yükselişinin ilaç yokluğuna neden sebep olduğunu söyledi. Özcan şöyle devam etti:

“İlaç üretimi yapan firmalar var. Üretimi ya Türkiye’de yapıyorlar ya da hazır kutu ambalajı olarak ithal ediyorlar. Her iki durumda da euro’ya bağımlılık durumu oluyor. Çünkü üretimi burada yapsanız bile ilacın etken maddesi dediğimiz ham maddesini yurt dışından alıyorsunuz. Bu da iki şekilde de sizi dövize endeksliyor. Dolayısıyla ilaç fiyatlamasında normal kurdan farklı özel bir kur belirlenmesiyle, üretici ‘ben bu ilaç için maliyetlerimi ve harcamalarımı normal kura göre yapmak zorundayım, fakat bunun yaklaşık 3‘te birini karşılayacak bir fiyatla piyasaya sunmak maliyetimi karşılamıyor’ diye düşünüyor. Firmalar ya hiç ya çok az ithal ediyor, üretimi ise son derece kısıyorlar. Böylelikle ilaç yokluğu başlıyor.”

‘ZAMLAR GEÇİCİ BİR ÇÖZÜM’

Özcan, birkaç ay ilaç yokluğu başlayınca, ilaca zam yapmanın yükselen kurları kovalamaya çalışmaktan başka bir işe yaramayacağını, bunun geçici bir çözüm olduğunu söylüyor: “Kurlar yükseldikçe firmalar bu şartlarda üretim yapamayacaklarından dolayı zam istiyorlar. Devlet de bir oranda bu zammı vermek zorunda kalıyor. Bunun tabii bir de devlete maliyeti var. Sonuçta en büyük ilaç alıcısı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK). Öyle bir dengede tutulmalı ki, hem devlet tasarrufunu yapabilmeli hem de ilacın bulunabilir olması sağlanmalı. Aksi takdirde, yaşadığımız gibi sıkıntılar meydana gelir.”

‘TANSİYON, DİYABET, GÖZ İLAÇLARI ÇOK SIKINTILI’

Şu an en bulması en zor olan ilaçları Özcan’a sorduğumuzda ise “Hemen hemen her grup ilaçta sıkıntı var. Özellikle kronik ilaçlar dediğimiz tansiyon, diyabet, göz ilaçalarında görüyoruz. Kronik ilaçlar hastanın sürekli kullanması gereken ilaçlardır. Bulamamak ilaca ara verilmesi, bu da o hasta için çok ciddi sağlık problemleri anlamına gelir. Kronik hastalıklar dışında hormon ilaçlarında hatta antibiyotiklerde bile aynı problem yaşanıyor. Normalde antibiyotikler raflarımızda fazlaca bulunurken şu an yeteri kadar yok. Bahsettiğimiz ilaçların bulunamamasının temel nedeni ise, ilacın ham maddesinin piyasada bulunurluğunun az olması ile ilgili” yanıtını aldık.

‘ECZACILAR KENDİ ARALARINDA SORUŞTURUYORLAR’

Bu ilaç yokluğuyla eczanelerin nasıl başa çıkmaya çalıştığını Özcan “Bir eczacı her güne stresle hastaya ne cevap vereceğiz diye başlıyor. Olmayan ilaçların yelpazesi çok geniş olduğu için, hastane karşısında yer alanlar da dahil hemen hemen her eczanede aynı problem var. Normalde eczanede hastanın sorduğu ilaç yoksa, eczacı depoya sipariş eder ve her şartta getirir, fakat şimdi depoda da olmadığı için eczaneler hiçbir şekilde ilacı temin edemiyor. Bu şartlarda, eczacılar çözümü ilaçları birbirlerine sormakta buluyor. Örneğin, benim eczanem Avrupa Yakası’nda, bir hastam için gereken ilacı temin etmek için Anadolu Yakası’ndan birçok arkadaşıma soruyorum” sözleriyle açıkladı.

Eczanelerde bulunamayan, hastaların ulaşamadığı bazı ilaçlar şu şekilde:

Antibiyotik, Augmentin 73.75 TL

Antidepresan, Lithuril 380 TL

Ağrı kesici, Naprosyn Plus Gel 96.50 TL

Ağrı kesici, Alka Seltzer 73.75 TL

Hormon ilacı, Diane 35.74 TL

Hormon ilacı, Estrofem 212 TL

Hormon ilacı, Primolut-N 94.41 TL

Tansiyon ilacı, Micardis 160 TL

Şeker ilacı, Matofin 110 TL

Göz damlası, Tomec 90 TL

Göz damlası, Azarga 155 TL

Göz damlası, Tobradex 45 TL

Göz damlası, Visine 39.73 TL

Meme kanser ilacı, Femara tablet 452 TL (Kaynak)

***Kaynak: Artı Gerçek***
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version