Kuran yakma eylemlerine artan tepkilerin ardından harekete geçen Danimarka hükümeti bir yasa tasarısı hazırladı. Meclise sunulacak tasarıyla dini nesnelere yönelik uygunsuz davranışlar yasaklanacak.
Kuran’ı Kerim’in yakılmasına İslam dünyasından gösterilen tepkilerin ardından Danimarka’da ‘dini nesnelere uygunsuz muameleyi’ yasaklayan bir kanun tasarısı hazırlandı.
Tasarının ne zaman meclise sunulacağı henüz net değil. 179 sandalyeli parlamentoda iktidar koalisyonundaki üç parti 88 sandalyeye sahip. Bu 88 sandalyeye yarı bağımsız Danimarka toprakları olan Grönland ve Faroe Adaları’nı temsil eden dört milletvekili de destek veriyor yani hükümetin toplamda 92 sandalyesi mevcut ki bu da salt çoğunluğa yetiyor.
Danimarka ve İsveç gibi ülkelerde Kuran-ı Kerim yakılması birçok Müslüman ülkede tepkiyle karşılanmaya devam ediyor. Danimarka’nın diplomatik temsilcileri bulundukları ülkelerde dışişleri bakanlıklarına çağrıldı ve bu eylemler kınandı.
Danimarka hükümeti işte bu artan tepkiler nedeniyle bu yasa tasarısını hazırladı. Meclise sunulması planlanan tasarıyla “dini nesnelere yönelik uygunsuz davranışların” yasadışı kabul edilmesi sağlanabilir.
Tasarıyla bu tür eylem yapanların para veya iki yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.
Danimarka Adalet Bakanı Peter Hummelgaard basın toplantısında yaptığı açıklamada, yasa tasarısının “bir topluluk için dini öneme sahip nesnelere uygunsuz muameleyi yasaklayacağını” belirtti. Bakan Hummelgaard, yasanın halka açık yerlerde dini nesnelerin yakılması veya çiğnenmesini engelleyeceğini belirtti.
İsveç ve Danimarka’da Kuran yakma eylemleri
İsveç ve Danimarka’da son dönemde Kur’an-ı Kerim yakma eylemleri yoğunlaşırken, İslam dünyası bu eylemlere izin verilmesine sert tepki gösteriyor.
İlk kez 2010 yılında Terry Jones isimli papazın 11 Eylül tarihinde hayata geçirmek istediği “Uluslararası Kur’an‘ı yakma günü“ yoğun protestolar neticesinde iptal edilmişti.
Kendisinin bundan iki sene sonra gerçekleştirdiği 3 bin adet mushafı yakma teşebbüsü ise yarım kalmıştı çünkü Jones kamusal bir parkta izinsiz silah taşıdığı gerekçesi ile tutuklanmıştı.
Jones’un vermiş olduğu ilhamla Avrupalı bir çok siyasetçi ve aktivist son yıllarda Kur’an-ı Kerim yakma eylemleri gerçekleştirdiler.
Hollandalı Geert Wilders, 2016 yılından bu yana kitabı yasaklatmak için adımlar atarken, İsveçli Neo-Nazi Rasmus Paludan, 2020 yılında farklı ülkelerde kamusal alanda Kur’an yakma eylemleri gerçekleştirmeye çalıştı.
Fransa, Hollanda ve Almanya’dan sınır dışı edilen Paludan, amacına geçtiğimiz hafta sonu İsveç’in başkenti Stockholm’ün Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği önünde yoğun bir polis korumasıyla ulaştı.
Son haftalarda da başta İsveç olmak üzere benzer eylemler geçerleştirildi. Bu eylemlerin arkasında Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine engel çıkarmasını isteyen Rusya’nın olduğu da ileri sürülüyor.
Hiç cezası yok mu?
Bu tür fiiller uluslararası ceza hukuku alanına dahil olmadığı için konu, ülkelerin milli kanunlarında ceza olup olmaması ile sınırlı.
Batı dünyasında dini değerleri koruyan ve ‘Blasphemy Laws’ olarak bilinen kanunlar asırlardır pek çok ülkede mevcut.
Ancak bazı ülkeler bunları kaldırdı. Örneğin 2017 yılında Danimarka, 334 senedir ceza kanununda bulunan ‘dini değerlere hakaret’ paragrafını kaldırma kararı aldı. ,
Almanya’da ise Danimarka örneğinde olduğu gibi, benzer bir yasanın kanundan çıkarılması uzun zamandır tartışılıyor. Alman ceza kanununun 166. “dini inançlara hakaret“ maddesi uygulamada etkisiz halde.
‘Dine hakaret eylemleri’ sadece kamusal barışı tehdit ettiğine kanaat getirilirse savcılık tarafından takip ediliyor ve mahkemeye intikal ediyor.
İslamiyet’e karşı bir eylemi hakaret olarak kabul eden en son mahkeme kararı 2006 yılında verildi. Davanın sanığı tuvalet kağıdının üzerine ‘kutsal kitap Kur’an’ yazısını bastırıp çeşitli camilere yollamıştı. Bu kişi daha önce farklı suçlardan sabıkalı olduğu için de 1 yıl tecilli hapis cezasına mahkum edilmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***