Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AKP binasına saldırı davasında cezalar onandı: Devletin birliği bozuldu!


RIHA – Riha’da AKP binasına saldırı davasında 4 kişi hakkında “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, anayasal düzeni silah zoruyla değiştirme” iddiasıyla verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları Yargıtay tarafından onandı.  

 

Riha’nın merkez Eyyübiye ilçesinde, 28 Ağustos 2015 tarihinde AKP İlçe Başkanlığı binasının camları biri kadın 2 kişi tarafından kırıldıktan sonra içeriye el yapımı patlayıcı (molotof) madde atıldı. Olay yerinden kaçan 2 kişiden Şilan Çetiner (20), polis tarafından sırtından silahla vurularak gözaltına alındı. Diğer kişi kayıplara karıştı. Özel harekat polislerinin olay yerine gelmesi sonrasında yakındaki mezarlıkta yapılan aramada Recep Çalışkan (21) adlı kişi gözaltına alındı.

 

Yaralı olarak gözaltına alınan Çetiner, 17 gün hastanede tedavi gördükten sonra polis sorgusuna alındı. Mahkemede, emniyette işkence gördüğünü, insanlık dışı hakarete ve tecavüze maruz kaldığını belirten Çetiner, eylemi kabul ederek, bunu AKP’nin politikalarına karşı bireysel bir tepki olarak yaptığını, mezarlıkta gözaltına alınan Çalışkan’ı tanımadığını ve olay sırasında yanında olmadığını söyledi. 

 

İŞKENCE ALTINDA SORGU 

 

Çalışkan’ın ise polis ve savcılık ifadesinde eyleme katıldığını kabul ederek, aynı mahalleden komşuları olan Servet Kılıç (21) ve Semih Altun’un (19) da planlamada yer aldığını belirttiği iddia edildi. Mahkeme aşamasında, işkence altında sorgulandığını ve bütün ifadelerin polis tarafından yazıldığını ifade eden Çalışkan, emniyetteki ifadesini 7 ay sonra “gizlilik” kararı kalkınca öğrendiğini, dilekçe vererek ifadeye itiraz ettiğini aktardı. 

 

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VERİLDİ

 

Polis, olaydan sonraki gün daha önce mahkeme kararıyla başka bir soruşturma kapsamında dinlenilen telefon görüşmelerine takılan tape kayıtları sonucu Servet Kılıç ve Vedat Donuker’i (24); 32 gün sonra ise Semih Altun’u gözaltına aldı. Semih Altun, suçlamaları kabul etmezken, Servet Kılıç ve Vedat Donuker, emniyetteki ifadelerinin işkence altında alındığını belirterek, mahkemede reddetti. 

 

Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada, Şilan Çetiner, Recep Çalışkan, Servet Kılıç ve Semih Altun, “TCK 302; Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirme, yasadışı örgüt üyeliği, örgüt propagandası ve patlayıcı madde bulundurma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Vedat Donuker’e ise “örgüt üyeliğinden” 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Antep İstinaf Mahkemesi tarafından onaylanan karar son olarak ise Yargıtay tarafından onaylandı. 

 

‘OLAY GÜNÜ KARDEŞİM YANIMDAYDI’

 

Erzincan Kapalı Cezaevi’nde hücrede tutulan Semih Altun’un ağabeyi Celal Altun, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Yargıtay tarafından onaylanmasına tepki gösterdi. Olay günü kardeşiyle evinde yemek yediklerini ve geç saatte onu kendi evine bıraktığını belirten Altun, “Recep Çalışkan adında bir komşumuz vardı. TEM’de kendisine uygulanan şiddet ve baskı sonucu, ona bu olayı kimin yaptığını sormuşlar, o da ‘komşumuz Semih’ diye ifade vermiş. Ona ‘İsim verirsen seni bırakırız’ demişler, o da karakolda baskı altında bu şekilde ifade vermiş ve ifadesi üzerine 32 gün sonra Semih’i yolda yürürken gözaltına aldılar” diye aktardı. 

 

‘BU DAVA NE HUKUKİ NE DE VİCDANİ’

 

Kardeşinin suçsuz olduğunu vurgulayan ağabey Altun, şöyle dedi: “Bu olayla hiçbir ilişkisi olmamasına rağmen kalkıp bir ilçe binasının taşlanarak camlarının kırılması ve molotof atılması suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi hangi kitapta yazıyor, anlamış değilim. Bu davada ne kanun var, ne adalet var, ne hukuk var. 5 gence kalkıp bu kadar büyük bir cezayı vermek hangi yasalarda var? Urfa’da cezaevinde iken ara sıra gidip görüşebiliyorduk. Önce Osmaniye sonra Erzincan’a sürgün edildi. Erzincan’daki cezaevinin koşulları çok kötü. Cezaevinin yanında plastik fabrikası var ve her yeri toz duman içinde bırakıyor. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. HDP’nin birçok ilçe örgütüne saldırı yapıldı failler cezasız bırakıldı. Söz konusu AKP olunca suçsuz insanlara bile ağırlaştırılmış müebbet cezası veriliyor. Kaldı ki olayda sadece bir cam kırılmış. Cinayet işlense bile 10-12 yıl ceza veriliyor. Mesele Kürtler olunca ağır cezalar veriliyor. Cezalarla aileler de cezalandırılmak isteniyor. Ne ceza verilirse verilsin biz davamızdan vazgeçmeyiz. Sonuna kadar tutuklulara sahip çıkacağız.”

 

‘CAMIN PARASINI ALDILAR’

 

Anne Husne Altun (77)  da, çocuğunun suç olduğunun altını çizerek, “Suçsuz sebepsiz yere 8 yıldır oğlum cezaevinde. Bir cam kırıldı diye oğlum cezaevinde tutuluyor. Adalet bunun neresinde? Olayda kimse ölmemiş, kimse yaralanmamış. Camın parasını da bizden aldılar. 2015 yılında oğlum tutuklandığında bizden cam kırıldığı için bize 3 bin TL para cezası verdiler. Eve tebligat geldi ve o parayı ödedik. Oğlum Erzincan’da, gidip göremiyorum. Önceleri Urfa’daydı gidip görebiliyordum. Hastayım. Adalet sağlansın ve oğlum bırakılsın. Şimdi de Yargıtay cezayı onayladığı için tek kişilik hücreye aldılar. Bu vicdansızlık” ifadelerini kullandı. 

 

 ‘HİÇBİR SOMUT DELİL YOK’

 

Suçlanmaların istihbari bilgilere dayandığını ve bunun da hukuki bir anlamının olmadığını dile getiren Semih Altun’un avukatı Serdil İzol ise, şunları söyledi: “Semih Altun hakkında hiçbir somut delil dosyada yok. Tape kayıtları var ama tape kayıtlarında herhangi bir suç unsuru yok. İlginç olan 5 kişi hakkında bir telefon trafiği de yok. Birbirlerini mahalleden tanıdıklarına ilişkin zaten beyanları mevcut. Yargılama aşamasında birbirleriyle alakalarının olmadığı, bu konuda herhangi bir telefon konuşmasının veya bir irade birlikteliğinin olmadığı açık ve net. Teşhislerde şüpheliler yok aslında, sadece iddianame hazırlanırken, ilk gözaltı yapılırken alınan beyanlar var. Beyanların dışında bunları destekleyen yan delil yok. Şahıslar da yargılama aşamasında ifade verirken, kolluktaki ifadelerinin baskı altında alındığını söylüyor. İlk ifadelerinden vazgeçiyorlar. Kaldı ki, kollukta baskı altında verdikleri ifadelerine göre cezalandırmaya gidilse dahi, dosya içerisinde bu konuya ilişkin bir yan delil yok.”  

 

AYM’YE TAŞINDI

 

Dosyanın Yargıtay tarafından onaylanması üzerine İzol, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. 

 

MA / Emrullah Acar

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version