Meclis’te geçen hafta Saadet Partisi çatısı altında muhalefet görevini birlikte yerine getireceklerini açıklayan Saadet Partisi ve Gelecek Partisi bugün ilk grup toplantısını yaptı.
Toplantıya Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasının yankıları damgasını vurdu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bu konuda atılan adımları eleştirerek, “Teröre destek verdiği suçlaması yaptığımız ve bu nedenle NATO üyeliklerine veto tehdidi savurduğumuz ülkelerden, şimdi AB üyeliğimize destek vermesini isteyen diplomasi zavallılarından bahsediyoruz” dedi.
“Bu diplomatik zevatın yaptığı teklifin özeti şu; ‘Biz sizin NATO’ya girmenize vesile olalım, siz de bizim AB’ye girmemize katkı verin’. AB’ye muhtaç değildik fakat demek ki o da seçimden önceymiş” diyen Karamollaoğlu,
“Merak ediyoruz, iki ülkenin NATO üyeliğine Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak mı yoksa Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı olarak mı evet demek zorunda kaldınız. Farkında mısınız? Her adımınız ve kararınızla, Büyük Ortadoğu Projesine destek veriyorsunuz. Bundan vazgeçin. İçinde bulunduğumuz dönemde, ülkemiz için en büyük tehdit BOP’dur” diye konuştu.
İsveç’teki Kuran yakılmasına da değinen Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, “Kuran’a yönelik tahkir fiillerine göz yuman bir ülkenin NATO üyeliğine, bu fiillerin hemen ertesinde onay vermek ne anlama geliyor. Allah akıl ve fikir versin bunlara” eleştirisinde bulundu.
“Bosna Hersek de tehdit altında”
Grup toplantısında söz alan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da, Vilnius’ta toplantıda bulunan Türk heyetine seslendi.
“Bosna Hersek’in NATO üyeliği üyelik eylem sürecinde dondurulmuşken, masaya koymanız gereken en önemli dosyalardan birisi Bosna Hersek’in NATO’ya üyelik sürecinin tamamlanması olmalıdır“ diyen Davutoğlu, bu ülkenin de İsveç gibi tehdit altında olduğunu savundu.
Gelecek Partisi lideri, “Bu süreç önemlidir, çünkü NATO’ya üyeliğiyle birlikte Bosna Hersek’in toprak bütünlüğü teminat altına alınacak ve Türkiye Cumhuriyeti Bosna Hersek’in bu anlamda hamisi, koruyucusu anlamında toprak bütünlüğünün söz hakkına sahip olacaktır. Bu dosyalar konuşulurken mutlaka bizim de söyleyeceğimiz şeyler olmalı’’ ifadelerini kullandı.