Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Pride İstanbul’dan açıklama: Sınır dışı tehdidi altındaki mültecilerin son durumu ne?

Pride İstanbul'dan açıklama: Sınır dışı tehdidi altındaki mültecilerin son durumu ne?


Artı Gerçek – İstanbul’da 25 Haziran’da düzenlenen Onur Yürüyüşü’ne katılmaları gerekçe gösterilerek gözaltına alınan ve Urfa’daki Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) götürülen İran, Libya, Rusya, Portekiz ve Avustralya vatandaşları hakkında sınır dışı edilme kararı verildi. Avukatların karara itiraz ettiği İranlı Elyas Torabibaeskendar’a ilişkin Pride İstanbul bir açıklama yayımladı.

‘DAYANIŞMAMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ’

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bayram tatili dendi, bürokrasi durdu. Bayram bitti, bürokrasiniz nerede? Arkadaşlarımızdan haber almamızın önü engellendi, engelleniyor. İstanbul’da gözaltına alınan arkadaşlarımızı Erzurum’a, Urfa’ya, uzaklarda başka şehirlere gönderdiniz. İstanbul Tuzla’daki arkadaşımızı aniden Selimpaşa’ya, şehrin diğer ucuna transfer ettiniz. Hepsinin sağlığa erişim hakkı engellendi. Yalnızca gönüllü avukatlara değil, gönüllü doktorlara ihtiyaç duyar olduk. Buradan bir kez daha söylüyoruz: İstediğiniz kadar süreci tıkamaya çalışın, bizimle başa çıkamazsınız! Her şehirde, her zorlukta, dayanışmamızı var ediyoruz. Dayanışmamızdan vazgeçmiyoruz! Birbirimizi bırakmıyoruz! Bütün kamuoyunu da bizlerin yanında durmaya ve destek olmaya çağırıyoruz.”

Pride İstanbul’un paylaştığı son bilgiler şöyle:

İRANLI ELYAS TORABİBAESKENDAR HAKKINDA

“Elyas, 2013 yılından beri ailesiyle birlikte Türkiye’de yaşayan İranlı bir LGBTİ+ aktivisti ve uluslararası koruma statüsüne sahip olmasına rağmen sınır dışı edilme riski altında. LGBTİ+ komunitesinin bir parçası olmanın suç sayıldığı İran’a sınır dışı edilirse idam cezası riskiyle karşı karşıya kalacak. 1951 Mülteci Sözleşmesinin imzacısı olan Türkiye insanları ağır insan hakları ihlalleriyle karşılaşacakları yerlere geri göndermemeli ve uluslararası hukukun geri göndermeme ilkesini ihlal etmemelidir. Elyas gözaltına alındıktan sonra Urfa Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildi. Süreç içinde avukatlarıyla görüştürülmedi ve ailesiyle sağlıklı iletişim kurmasına izin verilmedi. Bu durum hem Anayasa’nın hem de Türkiye’nin uluslararası alanda imzacısı olduğu işkenceye karşı koruma sözleşmelerinin ihlali anlamına gelebilir. Elyas’ın İstanbul’da kayıtlı olması nedeniyle Urfa’ya nakli de hukuka aykırıdır. 4 Temmuz 2023 tarihinde avukatlarımız Elyas ile ilk kez görüşebildiler. Geri gönderme merkezi yetkilileri geçtiğimiz hafta boyunca resmi tatil olmasını bahane ederek avukatlarımızın arkadaşlarımızı ziyaret etmesini ve durumlarını takip etmesini engellediler. Elyas’ın özel ilaçlara ihtiyacı var ve ailesi söz konusu ilaçları gönderdi, ancak bugün bunların kendisine verilmediğini öğrendik. Elyas, ailesiyle birlikte son 10 yıldır yaşadığı Türkiye’de güven içinde kalmak istiyor.

AVUSTRALYALI MİKA HAKKINDA

Avustralya vatandaşı olan arkadaşımız Mika gözaltına alındıktan sonra Tuzla Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. Onur Haftası Komitesi Mika’nın nerede tutulduğu bilgisine bir süre ulaşamadı fakat daha sonra Onur Haftası Komitesi avukatları Mika’nın Erzurum Aşkale 2 Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildiğini öğrendi. Mika’nın bacağı yaralı, ancak steril koşullarda bir tıp uzmanından uygun tıbbi bakım halen alamadı. Mika’nın bacağındaki durum nedeniyle hastaneye gönderilmesini talep ettik. Geri gönderme merkezindeki yetkililerin bu talebi onaylayıp onaylamayacağını bilmiyoruz. Mika Türkiye’de kalmak istiyor. Avustralya Başkonsolosluğunu durum hakkında bilgilendirdik, ancak bildiğimiz kadarıyla şu ana kadar Mika’nın serbest bırakılmasını desteklemek için herhangi bir eylemde bulunmadılar.

PORTEKİZ VE GÜNEY AFRİKA VATANDAŞLARI HAKKINDA

Portekiz ve Güney Afrika vatandaşı olan arkadaşımız bir an önce ülkesine dönmek istiyor. Arkadaşımızın kolunda bir şişlik var fakat doktor muayenesine erişemiyor ve ihtiyaç duyduğu tıbbi yardımı alamıyor. Anladığımız kadarıyla kendisi geri gönderme merkezlerinin kötü koşulları altında bitkin düşmüş durumda.

RUS VATANDAŞI HAKKINDA

Diğer bir arkadaşımız ise Rus vatandaşı. O da uluslararası koruma statüsü için başvurmak istiyor. Ancak henüz onunla ilgili daha fazla bilgi alamıyoruz. Devam eden savaş da dahil olmak üzere Rusya’daki insan hakları durumu göz önüne alındığında, Rusya’ya sınır dışı edilmesi onu ciddi risk altına sokabilir.

LİBYA VATANDAŞI HAKKINDA

Libyalı arkadaşımızın acil tıbbi bakıma ihtiyacı var. Hastaneye götürülmesi konusunda ısrarcı olduk, ancak talebimiz reddedildi ve arkadaşımız devlet gözetiminde tutulduğu süre boyunca tıbbi zarar gördü. Hakkında herhangi bir gözaltı kararı olmadığı gibi, bildiğimiz ve kendisine ya da bize tebliğ edilmiş herhangi bir sınır dışı ya da idari gözetim kararı da bulunmamaktadır. Arkadaşımız dört gün boyunca keyfi olarak karakolda tutuldu. Kendisi uluslararası koruma statüsü için de başvuruda bulundu ancak yönetim tarafından işleme alınıp alınmadığını bilmiyoruz ve şimdilik öğrenmemizin bir yolu da yok. Arkadaşımız hala geri gönderme merkezinde haksız bir şekilde tutuluyor.

AVUKATLARIN GÖZLEMLERİ

Avukatlarımızın gözlemleri, tüm geri gönderme merkezlerindeki koşulların insanlık dışı olduğu ve bu merkezlerde uygun tıbbi bakım veya hijyene erişimin olmadığı yönündedir. Keyfi uygulamalar nedeniyle arkadaşlarımızla iletişimimiz ciddi şekilde kısıtlanmış olsa da gönüllü avukatlarımız ve insan hakları savunucularımız arkadaşlarımızın durumlarını yakından takip etmektedir. Göç İdaresi yetkilileri kararlarını açıkladıktan sonra, sırasıyla kararlara itiraz edeceğiz ve hukuksuz koşullara karşı yasal prosedürleri başlatacağız.

ANAYASA HATIRLATMASI

Her ne kadar gözaltına alınan arkadaşlarımızdan hiçbiri 25 Haziran’daki Onur Yürüyüşü’ne katıldıklarını tasdik etmemiş olsa da yetkililere Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesinde yer alan ‘herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.’ hükmünü hatırlatmak isteriz.

KAMUOYUNA ÇAĞRI

Uluslararası kamuoyunu arkadaşlarımızın hukuksuz ve uzun süreli gözaltılarına son verilmesi için yetkililere baskı yapmaları konusunda bizi desteklemeye çağırıyoruz. Bu gözaltılar sınır dışı kararı ile neticelenirse Elyas’ın örneğinde olduğu gibi ölüm cezası kadar büyük sonuçlara neden olabilir. Sizleri endişelerimizin daha çok ses bulması ve kendi komünitelerinizde olayla ilgili bilincin oluşturulması yönünde dayanışmaya davet ediyoruz.” (HABER MERKEZİ)

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version