Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Naci Görür’den deprem bölgesinde imar uyarısı: İnsanlar ölüyor, aklımızı başımıza toplamamız lazım

Naci Görür'den deprem bölgesinde imar uyarısı: İnsanlar ölüyor, aklımızı başımıza toplamamız lazım


Osman ÇAKLI


İSTANBUL – Maraş’ta merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen kentlerde giderek büyüyen barınma sorununu çözmek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, geçtiğimiz günlerde, kendi evini ve iş yerini yapan depremzedelere 250 bin ila 500 TL arasında hibe desteği sağlanacağını açıkladı.

Bilim Akademisi Üyesi, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bölgenin Diyarbakır’dan Hatay’a kadar çok ciddi bir deprem bölgesi olduğunu vurgusuyla, sürecin ehil eller tarafından yürütülmesi gerektiğine işaret ederek, “Aklımızı başımıza toplamamız lazım, insanlarımız ölüyor” dedi. Naci Görür’ün yanı sıra Maraş ve Hatay’dan görüştüğümüz mühendis ve mimarlar, bölgedeki depremzedelerin barınma sorununa çare üretmek için ruhsatı ve projesi olmayan konut yapmaya başladığını belirterek, mevcut tablonun deprem öncesi süreçlerden farksız olduğunu dile getirdi.

‘EHİL ELLERE BIRAKILMALI’

On binlerce konutun yıkıldığı deprem bölgesinde, barınma ‘krizi’ yaşayan depremzedeler, kendilerine ait bağ ve bahçelerde gerek konteyner gerekse konut inşa ederek barınma sorununu aşmaya çalışıyor. Uzmanlara göre depremzedelerin davranışları bir refleksten ileri geliyor olsa da acele edilmesi doğru değil. Sürecin devlet kontrolünde ilerlemesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, Bakan Özhaseki’nin yerinde dönüşüm için açıkladığı teşvik paketini eleştirdi. Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bölgenin tektonik bakımdan en aktif bölgelerden biri olduğuna dikkati çekerek, bütün büyük depremlerin levha sınırlarında oluştuğunu söyledi. Görür, deprem tehlikesine atıfla yerinde dönüşümle ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Arap levhası ile Anadolu levhasının sınırında, normalde yerleşim olmaması gerekir. İnsanlık bunun farkına varsa, deprem kuşaklarına ev-bark yapmaz, daha uzağa gider. Bölgeyi de tarla, bağ bahçe olarak kullanır. Ancak çok verimli yerler olduğu için insanlar buralara yerleştiler. Tehlike ortaya çıktığında, aydın-bilgi toplumları tehlikeyi bertaraf etmişler. O nedenle ben deprem dirençli kentler diye bağırıyorum. Kentleşmede yerleşime uygun usuller vardır. Fakat 11-12 tane ilin nüfusu buraya toplanmış. Bugünün bilgi birikim ve teknolojisi buraları yerleşime dönüştürmeye imkân veriyor. Buraya yapılacak her yapıda ileri teknoloji kullanılmalı, bunu da ehil insanların bilgi ve becerilerine bırakmak gerekiyor.”

‘İNSANLARA PARAYI VERİP EV YAPIN DERSENİZ KIŞ GELMEDEN BAŞINA SOKACAK YER YAPMAYI DÜŞÜNÜR’

Sorunların çözülmediği yerde ihale edileceğini sözlerine ekleyen Görür, “Yine insanlarımızı kaybederiz” dedi. Bölgenin deprem riski açısından özel bir konumda olması nedeniyle, kentlerin yeniden yapılacak kurgusunda özel malzemelere, planlamalara gerek olduğunu belirten Görür, sürecin titizlikle ilerlemesi gerektiğini söyledi: “İnsanlar ölüyor, aklımızı başımıza toplamamız lazım.”

Bakan Özhaseki’nin açıklamasını eleştiren Görür, “İnsanlara diyorlar ki ‘evinizi yaparsanız size para vereceğiz’, bizim Anadolu insanı nereden bilsin, fay, zemin şu bu vs. parayı alıp başını sokacak yeri kış gelmeden yapmaya çalışır. Özel malzemeyi, planı beceremez. Müteahhit gelir, parayı alır vatandaşı içine sokar. Buralarda acele etmeden, devletin bilgisi dâhilinde TOKİ’nin çalıştırılması gerekiyor. Acele edilsin diye taviz verilmemesi gerekir” diye konuştu.

DALKIRAN: ZEMİN KAYDI KADASTRAL KAYIT GÜNCELLEMESİ YAPILMALI

Maraş’ta barınma sorunlarının çözülmemesi nedeniyle, depremzedelerin kendi arazilerinde konut yapmaya başladığını söyleyen Maraş İnşaat Mühendisleri Odası’ndan Ökkeş Buğra Dalkıran, başka bir soruna dikkat çekerek, kontrolsüzce yapılan evlerin ilerleyen süreçte mülkiyet sorunlarına neden olacağını söyledi.

Deprem nedeniyle zeminde yaşanan kaymalar sonucunda kadastral kayıtla ilgili sorunlar oluştuğunu ve henüz tespit çalışmalarının olmadığını belirten Dalkıran, parsellerde ilk elden inceleme ve kayıt oluşturma işlemlerinin yapılmasının elzem olduğunu vurguladı.

MİMAR-MÜHENDİSLİK HİZMET EKSİKLİĞİ

Dalkıran, afet riski olmayan bölgelerin olduğu yerlerde yapılaşmanın olması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vatandaşa verilecek hibenin 500 bin lira ile sınırlandırılması yapılacak evlerin ‘riskli’ olmasına yol açabilir. İnsanların temel mantığı kafalarını sokabilecekleri evlerinin olması. Yerinde dönüşüm ile ilgili bir fırsat var. Ancak insanlar hızlıca ev yaparsa afet riskini gözetmeyebilir. Evlerini yaptıran insanların piyasada tanıdığı var ise proje dâhilinde bir inşaat süreci işletebiliyorlar ancak ustalar da işe dâhil olduğu için mimar-mühendislik hizmetleri aksayabiliyor.”

DURUKAN: GEÇİCİ KONUTLAR DA DENETLENMELİ

İskenderun TMMOB İKK Sekreteri Murat Durukan da henüz yıkılması gereken yapıların yıkılmadığını yeniden yapılaşmaya dair proje olmadığını belirtti. Durukan, İskenderun Belediyesi’nin TMMOB’den mühendislik hizmeti almak istemediğini sözlerine ekleyerek, en büyük sorunlardan birinin de ehil insanların sürece dâhil edilmemesi olduğunu kaydetti. Denetim mekanizmalarının işletilmesinin bir parçası olan TMMOB’nin sürece dâhil edilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Durukan, şöyle konuştu:

“İnsanlar geçici konutlar yapmaya başladılar. Geçici konut da olsa 5-6 yıl onun içinde yaşayacaklar, bunların da denetimlerinin yapılması gerekiyor. Bu süreçte mimar-mühendislik hizmeti alınmadan yapılacak her konut kaçınılmaz olarak afetle ilgili benzer sorunları yaşayabilir. Depremden önceki süreç, aynı şekilde devam ediyor gibi bir durum görünüyor.”

Hatay TMMOB İKK’den Riyad Önal ise depremden önce yapılmış ancak yıkılmamış konutların inşaatlarının bitirilmeye çalışıldığını belirtti. Önal, insanların kaçak yapılar inşa ettiğini sözlerine ekleyerek bölgede barınma sorununun kronik soruna dönüştüğünü ifade etti.

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version