Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İHD: Hatay özel afet bölgesi ilan edilsin


HATAY – Deprem bölgesinde yaşananları yaşam hakkı ihlali olarak nitelendiren İHD Hatay Şubesi Eşbaşkanı Mürsel Tonguç Salmanoğlu, Hatay’ın özel afet bölgesi ilan edilmesini istedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay Şubesi, “Hatay Özel Afet Bölgesi ilan edilsin” talebiyle Köprübaşı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan İHD Hatay Şubesi Eşbaşkanı Mürsel Tonguç Salmanoğlu, deprem felaketi sonrası yaşamın her alanında hak ihlallerinin olduğunu, kentte yaşayanların ise acil sorunlarının çözülmediğini söyleyerek, mağduriyetlerin giderilmediğini belirtti.

‘HAYATIN NORMALE DÖNMESİ UMULUYOR’

Enkaz kaldırma çalışmalarında zararlı organizmaların ve asbest tozunun salınımının endişe verici olduğunu aktaran Salmanoğlu, bu durumun hava kirliliği, kalp ve solunum sistemi hastalıkları başta olmak üzere çok sayıda sağlık sorununa yol açtığına değindi. Salmanoğlu devamla, “Antakya’da insanlar normal hayatlarına dönebilmeyi umuyor. Deprem sonrası göç eden birçok depremzede memleketlerine dönmeye başladı. Fakat hala barınma, su, elektrik gibi ihtiyaçlara erişimin olmaması yanı sıra işsizlik de şehre geri dönenmenin önündeki engellerden birini oluşturmaktadır. Bir çok mahallede müracaatlara rağmen Tedaş ve Hatsu gibi  kamu kurum ve kuruluşlarının insanların ihtiyacını gidermemesinden dolayı sağlıklı barınma koşulları ne yazık ki sağlanamamıştır.  Bunun dışında  enkaz kaldırılması  ve sonrasında   güvenli ulaşım  ağları oluşturulamamıştır. En fazla can ve mal kaybının yaşandığı Hatay’da halkın ihtiyaçlarının karşılanabilmesi ve normal hayat akışının gerçekleşebilmesi için işletmelerin ivedilikle sağlanmalı, yerel esnafa hibeler verilerek destek sağlanmalıdır. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu şehrin yaralarını sarmak ancak özel afet bölgesi ilan edilip, ekonomik desteklerin sağlanmasıyla olabilir” dedi.

YAŞAM HAKKI İHLALİ

Deprem bölgesinde hâlâ barınma, sağlık gibi sorunlar çözülmemişken depremzedelere gelen yüksek miktarlı elektrik ve su faturalarını hatırlatan Salmanoğlu, “Devlet, enkaz altında kalanları kurtarmak için gereken operasyonun etkili bir planlamasını yapmamıştır. İlk üç gün müdahale etmemiş, ondan sonra da yaptığı müdahaleler yetersiz kalmıştır. Binlerce insanı kurtarma olanağı varken, kurtarılmamış ölüme terk edilmiştir. Dolayısıyla devlet, yaşam hakkını koruyacak önlemleri almamış, bu nedenle de yaşam hakkını ihlal etmiştir.Sonuç olarak,  on binlerce insanın yaşamını yitirdiği yüz binlerce insanın evsiz barksız kaldığı, bir  depremden devletin sorumluluğu göz ardı edilemez. Devletin hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi davranması, bir hukuk devletinde kabul edilemez. Devletinin sorumluluğunun, ‘helalleşme’ beyanlarına değil, yargı kararlarına konu olması gerekir” diye konuştu.

Açıklama konuşma ardından son buldu.
 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version