Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı: Emeklileri zamlarla imtihan etmekten vazgeçin

Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı: Emeklileri zamlarla imtihan etmekten vazgeçin


Esra ÇİFTÇİ


Memur ve emekli maaşlarına temmuz zammını belirleyen torba yasa teklifinin Meclis Genel Kurulu’ndaki ilk gün görüşmelerinden sonuç çıkmazken, Emekliler Dayanışma Sendikası (EDS) Genel Başkanı Mahinur Şahbaz “Emeklileri zamlarla imtihan etmekten vazgeçin” dedi.

‘EKONOMİMİZ BÜYÜRKEN BİZİM AYLIKLARIMIZ NİÇİN KESİLİYOR?’

’e konuşan Şahbaz, bir kez daha “siyasi parti klasiklerinden biri” ile karşı karşıya olunduğunu, seçimde verilen sözlerin yerine getirilmediğinin altını çiziyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesinde “emeklilere enflasyon farkı ve refah payı verileceğini” söylediğini hatırlatan Şahbaz, bunun bile emeklileri yoksulluğun şiddetinden kurtarmadığını, emekli aylığına “zam yok” denecek düzeyde zam yapıldığını ifade ediyor:

“Bizler korkunç bir pahalılık ve daha da çok fakirleşmenin içine itiliyoruz. Bu idare edilir, kabul edilir bir durum değil. Ekonomimiz büyürken bizim aylıklar neden eksiliyor, alım gücü düşüyor diye sormadan, sorgulamadan bugünlere geldik. Sorgulamak, ocak- temmuz zamlarının ve TUİK’in enflasyon hesabının dedikodusunu yapmak; sürekli farklı biçimlerde operasyona uğrayan seçimlerde sandıktan demokrasi hak hukuk çıkacağını beklemek değildi. Sorgulamak, emekli aylıklarının neden altı ayda bir enflasyon oranına bağlandığını, TUİK’in enflasyon hesabının ulusal sorun haline getirildiğini anlamak ve sınıf bilinciyle buna karşı tavır geliştirmekti. Bizi yoksullaştırarak yaşamımızı zorlaştıran hakikatleri hatırda tutmaktı.”

‘SÖZDE REFORM YAPILMASAYDI, EN DÜŞÜK AYLIK 15 BİN TL OLACAKTI’

Şahbaz, iktidarların yıllardır Türkiye ekonomisini küresel kapitalist politikalara uygun hale getirmek için yeniden yapılandırıp, değiştirip, dönüştürdüğünü söyleyerek emekliliğin de esnek, kuralsız ve güvencesiz hale getirildiği görüşünü paylaştı:

“Uluslararası finans kuruluşlarına verdikleri sözü yerine getirip, emeklilik primlerini fona devredip borsaya yatırdılar. 1 Ekim 2008 de Sosyal Güvenlik Reformu yaptık dediler! Hukuku geriye doğru işleterek kazanılmış haklarımıza el koydular. Bu sözde reformla aylık bağlama oranı ve yöntemini değiştirilmemiş olsalardı bugün en düşük emekli aylığı 15 bin TL olacaktı. Ayrıca emekliler enflasyon oranı taban aylığı seyyanen zam refah payı gibi safsataların dedikodusunda boğulmayacaktı. Ülkeyi yöneten siyasiler varlıklarını küresel kapitalistlere borçlular. Bütün kaynaklar sermayeye diyorlar. Toplumsal yaşamı değil sermaye birikimini garanti etmeyi hedefliyorlar. Şimdi aylıklarımıza yapılan zamlar, sözde iyileştirmeler günü bile kurtarmıyor. Aylıklar kredi borçlarına, kredi kartlarına gidiyor. Sorunlarımızın nedeni iktidarların siyasi tercihidir! Hayat pahalılığı, yoksulluk, işçi sınıfına, emeklilik haklarına inanılmaz saldırının ve sınıf sömürüsünün bir sonucudur.”

‘DEVLET TOPLUMSAL SORUMLULUĞUNDAN VAZGEÇTİ’

“Burjuvazinin herkes vergi versin benim sınıfım vermesin” dediğini söyleyen Şahbaz, vergi vermenin de emeklilere, işçilere, üreticilere, çiftçilere, küçük esnafa kaldığını ifade ediyor. Devletin toplumsal sorumluluğundan vazgeçtiğini söyleyen Şahbaz, emeklileri, kamu çalışanlarını, asgari ücretlileri daha da yoksullaştıracak yöntemler uyguladığını belirtiyor:

“Hükümet bol keseden kendi harcamaları için trilyonluk ek bütçe yaptı. Vergi ve harçlara yüzde 50 zam yaparken, emekli aylığına yüzde 25 zammı bile ayrımcılık yaparak uyguluyor. Esnek ve kuralsızlığa devam ederek taban aylığı seyyanen zam refah payı gibi uygulamalar yapıyor. Emeklinin eğitim düzeyini, çalıştığı süreyi, emeğini, yatırdığı prim miktarını yok sayarak yoksullukta eşitliyor. Emeklinin kazanılmış hakkını ben veriyorum uygulaması yapıyor. Açlık noktasına taşıdığı yoksul emekli kitlesinin sayısını bilinçli olarak artırıyor. Bugün temmuz için emeklilere verilmesi gereken enflasyon farkı yüzde 48 (ENAG). TUİK in yüzde 19,77 oranı kabul edilemez. Ayrıca TUİK gıda enflasyon oranını yüzde 66’nın üzerinde açıklamışken, bu gerçeği yok sayarak emekli aylığının belirlenmesi, emeklileri yaşayamaz hale getirerek kendine güvenini sarsmaktır. Emeklinin hayattan zevk almasını engellemektir. İktidarın bu tutumu ve buna sessiz kalan siyasiler emeklileri depresyona sokuyorlar. Bu suçtur, bilerek suç işliyorlar bundan vazgeçmeleri gerekiyor”

‘ARTIŞLAR PRİM GÜN HESABI TEMELİNDE YAPILMALIDIR’

2019 yılında başlatılan taban aylık uygulamasının da kamu emeklilik sistemini bitirmek için yapılan uygulamalardan biri olduğunu düşündüğünü söyleyen Şahbaz, bunun nedenini de “çalışılan süre ve yatırılan prim temelinde kazanılan emeklilik aylığı uygulamasının sonlandırılma isteği” olarak ifade ediyor. Emeği ve yatırılan primleri inkâr ederek esnek, kuralsız bir biçimde emekli aylıklarının sürekli aşağı çekildiğini söyleyen Şahbaz, yatırılan primlerin ise sürekli arttırıldığını da önemle belirtiyor.

Emekli aylıklarına yapılacak artışların prim gün hesabı temelinde yapılması gerektiğinin altını çizen Şahbaz, taban aylık uygulaması seyyanen zam refah payı gibi esnek, kuralsız, ayarsız uygulamalardan da vazgeçilmesi gerektiğini belirtiyor. Aylık bağlama oranlarının yükseltilmesi gerektiğini söyleyen Şahbaz sözlerini şöyle tamamlıyor:

‘SİSTEM, ÇALIŞAN EMEKLİLER ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLÜYOR’

“Sistem çalışan ve emekliler üzerinden yürütülüyor. Sosyal Güvenlik Sisteminin ticarileştirilmesi özelleştirilmesi için uluslararası finans kuruluşlarına verilen sözler yerine getirilmeye devam ediliyor. 1000 TL ile başlayan taban aylık uygulaması bugün 7500 TL. En düşük emekli aylığı deniyor. Bunun yaşamda karşılığı yok! 5 bin, 4 bin TL, 1875 TL emekli aylığı alan var. Bugün yüzde 25 zam esas aylık üzerinden yapıldığı için emekli aylığı 7500 TL’nin altında kalacak. Geçen dönem 9 milyon emeklinin aylığı 7500 TL’nin altına kalmıştı ve 7500 TL’ye tamamlanmıştı. Bugün ise beş milyona yakın emeklinin aylığı 7500 TL’nin altında kalacak. Milli Gelirden, bütçeden pay verilerek emekli aylıkları güncellenmeli, alım gücü yükseltilmelidir. Kısıtlayıcı ve tercihli uygulamalara son verilerek kadınların dul ve yetimlerin emeklilik hak sahipliği teslim edilmeli. Hala ödenmeyen bayram ikramiyeleri ödenmelidir.

EYT’nin emeklilik işlemleri işe başladıkları kurallar dikkate alınarak yapılmalı, bütün hakları teslim edilmelidir. Tüm emeklilik işlemlerinde norm ve standart sağlanmalı, eşitsizlikler giderilmelidir. Sesimizi duyan adil bir toplum ve adil bir toplum isteyen siyasetçiler istiyoruz. Emeklilerin yaşlıların çaresiz bırakıldığı bir toplumda hiç kimse huzurlu olamaz. Ahlaken vicdanen ve siyaseten bu böyledir. Toplumsal huzur için sosyal güvenlik sisteminde yeniden düzenleme yapılmasını ve şirketlerin değil toplumun yararının gözetilmesi istiyoruz. Yaşlılıkta ekonomik güvence, ücretsiz erişilebilir sağlık hakkı, sosyal haklar sağlayan devlet güvencesinde kamu emekliliği hakkımız teslim edilmelidir.”

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version