Sürgündeki gazetecilerin ve KHK’lıların desteğiyle kurulan Tenkil Müzesi’nin tarihi Gestapo Hapishanesi’ndeki ‘Medya ve Adalet’ konulu panelde konuşan Alman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Frank Überall, Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklara tepki gösterdi. Hak mücadelesinde mağduriyetleri anlatmak için bu tür sergilerin önemli olduğunu belirten Überall, DJV olarak dikkatimizi Türkiye’ye ve basın özgürlüğüne odaklayacağız. Ancak bu uzun bir süreç olacak. Diplomasi ve gazetecilik ile hak arayışında baskıya ihtiyaç var.” dedi.
‘TENKİL SÜRECİNDE MEDYA VE ADALET’
Tenkil Müzesinin tarihi Gestapo Hapishanesi’ndeki sergisi devam ediyor. 30 Temmuz’a kadar gezilebilecek sergide 15 Temmuz sonrası AKP rejiminin işkence ve zulmüne uğrayan masumlara ait nesneler ve hikayeleri yer alıyor. Müzede ziyaretçilere Türkiye’deki hukuksuzluklar ve hak ihlalleri hakkında bilgi veriliyor.
Sergide çeşitli etkinlikler yer alıyor. Bu kapsamda düzenlenen ‘Medya ve Adalet’ konulu panelin katılımcıları arasında Alman Gazeteciler Derneği (DJV) Başkanı Frank Überall da vardı. Türkiye’deki hukuksuzlukların anlatıldığı sergiyi gezen Überall, yaşanan acıların tekrar yaşanmamasını umduğunu ve bunun için mücadele etmek gerektiğini söyledi. Sergide gördüklerinin kendisini çok etkilediğini söyleyen Überall, “Onlar seslerini yükselten inanılmaz insanlar. Onlar gibi biz de sesimizi yükseltmemiz lazım. Sesimiz Putin’den veya Erdoğan’ınkinden daha yüksek çıkması lazım.” dedi.
Frank Überall, “Türkiye hakkında çok fazla araştırma yaptım, Türkiye’ye her gittiğimde gazeteciler bana ‘İnsanların bizim hakkımızda konuşmasını sağla” diyorlar. Ben de bu sorumluluğu kendime motto yaptım. Umarım eleştirel sesleri susturmayı asla başaramazlar. Erdoğan öyle istese bile başaramayacaklar. Bu sorumluluk da bizim.” diye konuştu.
Alman Gazeteciler Derneği (DJV) Başkanı Frank Überall sürgün gazetecilerle de buluşarak yaşadıkları hukuksuzlukları dinledi.
Überall, Alman Gazeteciler Derneği olarak Türkiye’de mesleklerini yapmalarına izin verilmeyen gazetecilerin her zaman yanlarında olduklarını vurgulayarak, ‘Meslektaşlarımızın Almanya’da sesini duyurabilmesini ve yaşadıkları sorunları dile getirmelerini önemli buluyoruz.’ dedi.
Türkiye hakkında çok fazla araştırma yaptığını söyleyen Überall, ‘Tenkil müzesi sergisinde gördüklerim ve hissettiklerim, bugüne kadar yaşadığım en gerçek ‘iç görü’ deneyimiydi’ dedi.
Überal sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Türkiye’de seçimler şaibeli olsa da Erdoğan, çok az farkla kazandı. Umarım eleştirel sesleri susturmayı asla başaramazlar. Erdoğan öyle istese bile başaramayacak. Bu sorumluluk da bizim. Sergide hikayeleri yer alan büyük küçük, kadın erkek herkes çok cesur. Türkiye’deki hak ihlallerine karşı sizin de en az Erdoğan rejimi kadar güçlü ses çıkarmanız gerekiyor. Yaşanan haksızlık ve zulümleri, süpermarkette kasa sırası bekleyen insanlara anlatarak mesafe kaydedemezsiniz. Doğru kişilere ve doğru platformlarda anlatmalısınız. Türkiye’de yapılan seçimler adil olmaktan çok uzaktı. Erdoğan adil olmayan bu seçimi bile zar zor kazanabildi bunu akıldan çıkarmamak gerekiyor.’
Panele katılan sürgün gazeteciler Yüksel Durgut ve Cevheri Güven de AKP’nin 7 yıldır süren sistematik soykırımı bir kez daha anlattı. Yüksel Turgut bir gecede nasıl terörist ilan edildiğini, kalp ameliyatı olmasına rağmen nasıl tutuklandığını ve cezaevinde yaşadıklarını şöyle anlattı: Bir gecede terörist olduk, onun acısını anlatamam. Mahkeme sürecinde savcı bana benimle ilgili hiç bir sormadı. Mahkeme o kadar kısa sürdü ki yanımdaki 15 yıllık polis memurları bile şaşırdı. Baypas ameliyatı olmuştum. Öksürürken dikişlerim patlamasın diye göğsüme bastırdığım yastığı bile cezaevinde aldılar elimden. Hasta ve ameliyatlı olduğum halde cezaevine atıldım. Oysa tutuklanmadan önce devletin el koyduğu TOKİ’den aldığım evin son taksitini bile ödemiştim.”
93 GÜN SÜREN İŞKENCEYİ ANLATTI
Avukat ve Akademisyen Mustafa Özmen de AKP rejimi tarafından panelvan bir minibüsle kaçırılarak çiftlik denen yerde 93 gün boyunca kendisine nasıl işkence yapıldığını anlattı. Başına çuval geçirilerek 3 Metre karelik bir yere kapatıldığı belirten Özmen’in işkenceleri anlatırken göz yaşlarını tutamadığı görüldü.
‘Hatırlamak, Yüzleşmek, İyileşmek’ başlıklı gezici sergi, insan haklarının dokunulmazlığına güçlü bir tanıklık etmenin yanı sıra, insanlığa karşı suç olarak kabul edilen sistematik insan hakları ihlallerinin unutulmasına karşı bir hafıza işlevi görmeyi amaçlıyor.
Almanya’nın Frankfurt şehrinde özellikle NAZİ döneminde işkence ve kötü muamelenin merkezi haline gelen, gizli polis teşkilatı Gestapo’nun muhalifleri hapsettiği ve birçoğunu ölüme gönderdiği son durak olan tarihi hapishane bugünlerde anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Tenkil Müzesinde, orijinalliğine dokunulmamış hücrelerde ve zindanlarda, Türkiye’deki mağdurların geride bıraktığı hatıralar sergileniyor.
Açıldığı 10 Temmuz’dan bu yana adeta ziyaretçi akınına uğrayan sergide ziyaret için gelenlere gönüllü gençler tarafından 4 ayri dilde; Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca rehberlik hizmeti veriliyor. Tenkil sergisi, 30 Temmuz’a kadar açık olacak.
Sergiyi cuma günleri 15.00-19.00, cumartesi ve pazar günleri ise 12.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Ayrica 15 kişinin üstündeki gruplar tenkil müzesine başvurarak farkli günlerde de sergiyi ziyaret edebilirler.
Serginin Açılış Saatleri:
Cuma 15:00-19:00
Cumartesi 12:00-18:00
Pazar 12:00-18:00
SERGİ ADRESİ
Ehemaliges Polizeigefängnis Klapperfeld, Klapperfeldstraße 5, 60313 Frankfurt am Main
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***