Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Mayıs’ta yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili Avrupa medyasında pek çok haber, yorum ve analiz yapıldı. Britanya merkezli The Telegraph gazetesi Avrupa Editörü James Crisp, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden kazanması üzerine kaleme aldığı analizi, “Erdoğan’ın iktidarda kalmasıyla Avrupa rahat bir nefes aldı” başlığıyla verdi. Analizde, “Kabul etmeseler de Avrupa’daki liderlerin çoğu, Türkiye Avrupa Birliği’ne mesaisini korudukça daha rahat ediyorlar” ifadeleri yer aldı.
Avrupa medyasının yanı sıra Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını kazanmasının ardından Avrupa Birliği yetkilileri ve Avrupa ülkelerinden de kutlama mesajları geldi. Macaristan, Ukrayna, Rusya, Fransa, Çin gibi ülkeler Erdoğan’ı ilk kutlayan ülkeler arasında olurken Avrupa Birliği (AB) yöneticileri ve NATO’dan da kutlamalar geldi.
Siyaset bilimci Prof. Dr. Ali Çakıroğlu ve Prof. Dr. Tanju Tosun, Erdoğan’ın seçimi kazanmasının Batı açısından önemini, Türkiye-AB ilişkilerinin ilerleyen zamanlarda nasıl bir seyir izleyeceğini ve Türkiye’deki Schengen vizesi sorununu Gerçek Gündem’e anlattı.
“ESAS ÖNEMLİ OLAN BATI’NIN SEÇİMDEN ÖNCEKİ TAVRIYDI”
Siyaset bilimci Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Batı’nın seçimden önceki tavrının seçimden sonra yani Erdoğan’ın kazanmasından sonraki tavırdan daha önemli olduğuna vurgu yaptı. Çarkoğlu, Batı’nın Türkiye’de bir değişim beklentisi ve isteği içinde olduğunu ifade etti:
“Esas önemli olan Batı’nın seçimden önceki tavrıydı. Statükonun devamı kimileri için rahatlatıcı olabilir ama Batı’nın özellikle Türkiye’de hem demokratikleşme hem de iktisadi politikalar yönünde bir değişim beklentisi ve isteği olduğu söylenebilir.”
BATI’NIN ASIL İSTEĞİ TÜRKİYE’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİR SİYASİ VE İKTİSADİ BİR YAPIYA KAVUŞMASI”
Siyaset bilimci Çarkoğlu, Türkiye’nin şimdiki durumunun Batı ittifakı içerisinde zayıflatıcı bir konumda olduğunu belirterek, Batı’nın asıl isteğinin Türkiye’nin daha sürdürülebilir siyasi ve iktisadi bir yapıya kavuşması olduğunu söyledi:
“Türkiye’de tüm bu olanlar Türkiye’nin Batı ittifakı içerisindeki konumunu zayıflatan gelişmeler. Batı’nın rasyonel olarak istediği Türkiye’nin bu ittifakın entegre bir parçası olmaya devam etmesidir. Bunun için de Türkiye’nin daha sağlam bir ekonomiye sahip olması gerekli.”
“EN ÖNEMLİ KONU İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ”
Prof. Dr. Ali Çarkoğlu’na göre Batı’nın diğer bir isteği de Erdoğan’ın politikalarını geliştirmesi. Batı’nın asıl isteğinin Türkiye’nin daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşması olduğunun bir kez daha altını çizen Çarkoğlu, “Batı’nın, Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu’nu tercih etmesi çok varsayımsal bir teşhis olur” dedi.
İleriki dönemlerde Batı ile Türkiye’nin ilişkilerinin hem Türkiye’nin yapacaklarına hem de Batı ittifakının yapacaklarına bağlı olduğunu belirten Çarkoğlu, en önemli konunun İsveç’in NATO üyeliği konusu olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin terör gerekçesiyle de olsa burada aslında nihai olarak bir pazarlık yürüttüğünü söyleyen Çarkoğlu, Batı ile Avrupa ilişkilerinin tek taraflı olarak düşünülmemesi gerektiğini vurguladı:
“Türkiye’nin İsveç’te yürüttüğü pazarlık F35 projesinin dışında kalmasının getirdiği aciliyet nedeniyle F16’ların modernleştirilmesi beklentisi. Aslında bu Batı ittifakının isteyeceği bir şey çünkü askeri kanatta Türkiye’nin kırılgan bir yapıya sahip olmasını NATO istemez.”
“SCHENGEN SORUNU ÜST DÜZEY DİPLOMASİYLE ÇÖZÜLEBİLİR; AVRUPA ‘GELENLER DÖNMEYECEK’ BEKLENTİSİ İÇİNDE”
Türkiye’deki Schengen vizesi sorununun üst düzeyde bir diplomasiyle çözülmesi gerektiğini belirten Çarkoğlu, ülkedeki ekonomik ve siyasi sıkıntıların arttıkça Avrupa’daki beklentinin ‘gelenler dönmeyecek’ beklentisi olduğuna dikkat çekti.
Çarkoğlu, “Vize açısından bakıldığında Türkiye’nin kolay bir nüfusu olmadığını kabul etmemiz lazım. Bu maalesef eğitim, iş veya turizm için Avrupa’ya gitmek isteyen vatandaşlar için çok büyük bir sıkıntı” dedi.
“BATI, ERDOĞAN’IN YÖNETİM TARZIYLA İLGİLENMİYOR”
Siyaset bilimci Tanju Tosun ise, Batı için bilinmeyen biriyle çalışmaktansa öngörülebilir bir siyasetçiyle çalışmanın daha avantajlı olacağını ifade etti. Tosun, Batı’nın Erdoğan’ın yönetim tarzıyla ilgilenmediğini dile getirdi:
“Batı için bilinmeyen bir faktörle çalışmak yerine öngörülebilir biriyle çalışmak daha avantajlı. 21 yıllık süreç içinde Erdoğan’ın hassasiyetlerini, nereye kadar hareket edeceğini ve ne talep edeceğini biliyorlar. Batı, Erdoğan’la daha rahat çalışılabiliriz diye bakıyor. Yoksa bunun dışında başka bir değişken yok.”
TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ NASIL OLACAK?
“İleriki dönemlerde Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerini belirleyen en temel konular insan hakları, demokratikleşme ve Türkiye’nin AB üyeliği tartışmaları olacak” yorumunu yapan siyaset bilimci Tanju Tosun, Suriye’deki iç savaşın ardından ortaya çıkan sığınmacılar sorununa da dikkat çekti:
“Sığınmacıların Türkiye üzerinden Avrupa’ya akını bir tehdit olarak görülüyor. Batı, Türkiye’yle sığınmacıların Türkiye’de tutulması konusunda pek çok anlaşma imzaladı çünkü Avrupa Birliği bu demografik yapıyı kendi içine sokmak istemiyor.”
Türkiye’nin sığınmacılar konusunda Batı’yla imzaladığı anlaşmaların Türkiye’ye mali destek sağladığını da belirten Tosun, “Batı, sığınmacıları ülkesine almayarak kültürel çatışma ve ekonomik yansımaları önlemek istiyor” dedi.
SCHENGEN VİZESİ BAŞVURULARINDAKİ RET ORANLARI NEDEN ARTIYOR?
Siyaset bilimci Tosun, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi almasında sorun yaşamalarının birden fazla nedeni olduğunu söyledi. Bu sorunun en büyük nedeninin gri pasaport ve yeşil pasaport sayılarındaki artış olduğunu belirten Tosun, Avrupa’ya giden pek çok kişinin orada kalmak istediğine dikkat çekti:
“Türkiye’den Avrupa’ya turistik veya diğer amaçlarla gidenlerin sayısının artması birtakım soru işaretleri uyandırıyor çünkü gidenlerin bir kısmı orada kalmak istiyor.”
Schengen vize başvurularındaki ret oranının artmasının diğer önemli bir sebebinin sığınmacılardan kaynaklandığını belirten Tosun, sığınmacılar sorununun vize sorununu da yansıdığını dile getirdi:
“Diğer bir önemli sebep de Türkiye’ye Afganistan, Suriye, Irak’tan gelen sığınmacılar ve Türk vatandaşlığı verilen sığınmacıların bir kısmının Türkiye’den Avrupa’ya geçmek istemeleri. Bu kişilerin bir kısmına vize veriliyor, bir kısmına ise kim oldukları belli olmadıkları için vize verilmiyor.”
“Türkiye’ye gelen sığınmacılar Türkiye’ye geldikleri zaman Türkiye’de ne yaptılar, geldikleri yerde ne yapıyorlardı? Tüm bunların bilinmemesi büyük bir endişe yaratıyor. Bu endişe maalesef bizim yurttaşlarımızın vize başvurularının reddedilmesine yol açıyor” diye konuşan Tosun, sığınmacı sorununun özellikle turizm şirketlerine aktarılan nedenlerden biri olduğunu bildiğini söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***