Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sûr’da ‘kamulaştırma’ tepkisi: Evlerimizden çıkmayacağız


AMED – Sûr ilçesinde bulunan Anzele Parkı’nda acele kamulaştırma kararıyla evleri yıkılmak istenen yurttaşlar, “Buradan çıkmayacağız. Gelip evimizi üstümüze yıksınlar” dedi.

 

Kayyım yönetimindeki Amed Büyükşehir Belediyesi, “Anzele Parkı Genişletme Projesi” kapsamında Sûr ilçesine bağlı Melikahmet Mahallesi’ndeki Balıklı sokakta bulunan 90 yapıyı “acele kamulaştırma” kararıyla yıkacak. Ev fiyatlarının 1 milyondan başladığı kentte, yıkım kararı verilen Balıklı sokaktaki evler için sadece 180 bin lira değer biçildi. Yıkım kararı verilen işyerleri için de yaklaşık 250 bin TL fiyat belirlendi. Mahkeme yapıların değerini belirlerken, yapıların yaşını, fiziki durumunu ve caddeye olan yakınlığını da göz önünde bulundurdu. Belirlenen değer, yüzde 40’lık yıpranma payı ve arsa payının etkileriyle cüzi miktarlara geriledi.

 

Yıkım kararı verilen Balıklı sokakta bulunan evler için mahkeme tarafından belirlenen kamulaştırma fiyatını yetersiz bulan mahalle sakinleri, karara tepki göstererek, yıkılacak evlerinin karşılığında yeni ev verilmemesini istedi. 

 

‘KİRA VERECEK GÜCÜMÜZ YOK’ 

 

40 yıldır aynı sokakta yaşadıklarını aktaran Fatma Karaot, yıkım tartışmaları başladığı günden itibaren karara karşı olduklarını vurguladı. Maddi olanaklarının yetersiz olduğunu ve kendisinin de kanser hastası olduğunu belirten Karaot, “Biz evlerimizin yıkılmasını kabul etmiyoruz. Kira verecek gücümüz yok. Çok mağduriyet yaşayacağız” dedi. 

 

Emekli olduğunu belirten Karaot, iki kızı ve bir oğlunun olduğunu, oğlunun tutuklu olmasından ötürü eşi ve 3 çocuğuna da kendisinin baktığını ifade etti. Karaot, “Oğlum hapishanede. Üç çocuğuna ve eşine ben bakıyorum. Ben bunları alıp nereye gideyim? Benim maaşım zaten 4 bin liradır. Ben o maaşımı kiraya verirsem, ne yiyeceğim, ne içeceğim? Ben bu çocuklara nasıl bakacağım? Ben hapishaneye nasıl para göndereceğim?” diye sordu. 

 

‘BAŞKA BİR YERE GİTSEM ÖLÜRÜM’

 

Verilen karardan dönülmesini isteyen Karaot, “Ben buna kesinlikle karşıyım. İzin vermiyorum. Bizi evimizden, barkımızdan, mahallemizden, çoluk çocuğumuzdan etmesinler. Ben zaten hasta bir insanım. Başka bir yere gitsem dayanamam, ölürüm. Ben buraya alışmışım” ifadelerini kullandı.

 

‘VERİLEN PARA BİR YILLIK KİRA’ 

 

Kendisinin de babası gibi bu sokakta doğup büyüdüğünü dile getiren Aygül Yıldırım, mahalleden çıkmak istemediklerini söyledi. Yıldırım, “Bize verecekleri para ile başka yerin kirasını karşılayamayız. Ev almak hayaldir. Bir ev 1 milyon TL’den fazladır. Bu yalnızca maddi değil, psikolojik baskıdır. Psikolojik olarak da çöküyoruz. Çünkü bizim babamız burada doğmuş büyümüş. Yedi kuşak buralıyız. O yüzden bizi mahallemizden etmesinler. Burası bizim yurdumuzdur, dede toprağıdır. Maddiyat zaten sıfır. Bizi buraya gömsünler daha iyi. Park turizme açılacak diye bu kadar vatandaşı aç ve mağdur etmenin ne anlamı var? Bu evleri yıkacaklarsa, bizi de öldürüp gömsünler. Verecekleri para bir yıllık kirayı bile karşılamıyor” şeklinde konuştu.

 

‘EVİMİZİN KARŞILIĞINDA EV İSTİYORUZ’

 

Belediyenin cüzi bir miktarla evlerini ellerinden almak istediğini ifade eden Aziz Ecer, “Biz evimizin karşılığında ev istiyoruz. Bu zamanda ev sahibi olmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Verdikleri ücretler çok saçma ücretler. İlk başta 80 bin lira gibi bir miktar biçtiler. Sonra kendi aldıkları karar ile 126 bine çıkardıklarını söylediler. 126 bine bırakın evi, bu zamanda bir kümes bile gelmediğini herkes biliyor. Bu yapılan bir zulümdür, haksızlıktır” diye konuştu.

 

180 BİN LİRA İLE NE ALINIR? 

 

50 yıldır Balıklı sokakta yaşadıklarını söyleyen Mahsum Kutay da, haklarında dava açıldığını ifade etti. Kutay, “Mahkemeye vermişler bizi. Yaklaşık 180 bin lira bir ödeme çıkardılar bize. 180 bin lira ile kim ne alacak? Burada en kötü ev 400 bin liradır. Zaten Sur’un dışına çıktığın zaman en kötü ev 1 milyondan başlıyor. Bu yapılan zulümdür. Burası fakir fukara yeridir. Yetkililerden adaletli davranmalarını talep ediyoruz” çağrısında bulundu.

 

KÖYÜ YAKILDI, ŞİMDİ EVİ YIKILIYOR

 

1990’lı yıllarda devletin köylerini yakması üzerine göç ederek Balıklı sokakta yaşamaya başladıklarını dile getiren İsa Kılıç, “30 yıldır buradayız. Devlet bize köydeki evimize karşılık para verdi. Biz de gelip buradan ev aldık. Şimdi devlet gelmiş ‘evinizi yıkacağız’ diyor. 250 bin liraya bir şey gelmiyor. Biz mağduruz. Bize karşılığında ev vermelerini istiyoruz” dedi. 

 

‘GELİP ÜSTÜMÜZE YIKSINLAR’

 

Balıklı Sokak’ta 15 yıldır kıraathane işleten esnaf Cebrail Tugay,  yıkım için sunulan ücretin kimseyi tatmin etmediğini söyledi. Bu kararla mağdur edildiklerini ve kararın değiştirilmesini isteyen Tugay, “Biz bu karara karşıyız. Kararlarını değiştirmedikleri takdirde biz buradan çıkmayacağız. Gelip binayı üstümüze yıksınlar” diyerek tepki gösterdi.

 

‘VERDİKLERİ ANCAK KÜMESE YETER’

 

Mahalle sakinlerinden Nurettin Akgün ise, 6 Şubat’ta yaşanan depremin ardından evlerini kaybettiklerini ve bu sokağa taşındıklarını belirterek, şunları söyledi: “Ben afetzedeyim. Diyarbakır’da evlerin kirası da uçmuş durumda. 15-16 bin lira kiradan bahsediliyor. Kiralar 8 bin liradan başlıyor. Geldik burada kiraya yerleştik. Zaten bir mağduriyet yaşadık. Sistemin içinde olan yanlışlıklardan dolayı ikinci bir mağduriyet de yaşıyoruz. Kuşçular damda bir kümes yapsa, verecekleri para ancak ona yeter.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version