Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Samimi bulmuyorum, bu denklemin içinde asla olmayacağım

Samimi bulmuyorum, bu denklemin içinde asla olmayacağım

Fenerbahçe’de adı geçen teknik direktör isimlerden biri olan Aykut Kocaman, “Ben bu denklemin içinde asla olmadım ve olmayacağım da” dedi. Sarı-lacivertli kulübün Başkanı Ali Koç‘un geçmişte yaptığı, “Göreve geldiğimizde Aykut Hoca ve ekibiyle devam edecektik. Büyük hata yaptık” açıklamasını samimi bulmadığını belirten Kocaman, “Ali Bey’in bu sözlerinin artık çok samimi olduğunu düşünmüyorum. Eğer böyle olsaydı, bu kadar kriz ortamında, 5 senedir Uruguay’dan, Arjantin’den, Türkiye Ligi’nin her isminden bahsedildi. Bir kişinin isminden bahsedilmedi; Aykut Kocaman. Eğer bu bir hata olarak görülüyorsa, hata olarak düzeltilmeliydi” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe’nin hem futbolculuk hem teknik direktörlük dönemiyle unutulmaz isimleri arasında yer alan Kocaman, Sports Digitale’nin konuğu oldu. Deneyimli futbol insanı, Fenerbahçe dönemiyle ilgili açıklamalar yaparken, sarı-lacivertlilerin teknik direktörü olacağı iddialarına da noktayı koydu.

Fenerbahçe’nin yeni teknik arayışları içerisinde adı yeniden gündeme gelen deneyimli teknik adam, “Fenerbahçe’nin antrenörünün ayrılacağını söylediği günde, antrenör ararken, böyle bir dönemde denk geldi konuşmalarımız. Ben bu denklemin içinde asla olmadım ve olmayacağım da. Onu söylüyorum”  diye konuştu.

“Samimi değil”

Kocaman, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un daha önce söylediği, “Göreve geldiğimizde Aykut Hoca ve ekibiyle devam edecektik. Büyük hata yaptık” sözlerinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:

“Ali Bey’in bu sözlerinin artık çok samimi olduğunu düşünmüyorum. Eğer böyle olsaydı, bu kadar kriz ortamında, 5 senedir Uruguay’dan, Arjantin’den, Türkiye Ligi’nin her isminden bahsedildi. Bir kişinin isminden bahsedilmedi; Aykut Kocaman. Eğer bu bir hata olarak görülüyorsa, hata olarak düzeltilmeliydi. Tekrar söylüyorum, ben bu denklemin içinde zaten yokum. Söylediğim sözlerin bir anlamı var, oturacağı, gideceği yer var. Ya da arkası var. Bütün hatalarıma rağmen dikkat ettim. Ama bu cümlenin doğru olması için hemen sağlamasının olması lazım. 100’lerce isim geçerken, Aykut Kocaman’ın ismi geçmiyorsa… Ama bu kadar 100’lerce isim aranıyorsa, bu da bir hataysa, buradan yola çıkarak söylüyorum, samimiyet sorgulaması yapıyorum sadece. Eğer böyleyse bir hata düzeltmenin olması lazım. Bunun da doğru olduğunu düşünmüyorum.” 

Kocaman, 2010-2013 ve 2017-2018 dönemlerinde Fenerbahçe’de teknik direktör olarak görev almıştı.

“Hem kırgınlığım hem kızgınlığım var”

2017-2018 sezonundan kaynaklı Fenerbahçe camiasına ve taraftarlara bir kırgınlığı olup olmadığı sorusu üzerine ise Kocaman, şöyle konuştu:

“Tabii ki kırgınlığım var. Spesifik olarak taraftara yönelik değil ama genel olarak döneme ait, bunu özellikle yaratanlara ait kırgınlığım var. Belli bölümüne de şu anlamda kızgınlığım var. Oğuz çok güzel tarif etmişti. O gün bir kişiyle ilgili sordukları zaman, ‘İnsan sevdiğine kırılır, ben kızgınım’ demişti o zaman. Hakikaten güzel bir tarifti o. Benim bu anlamda kırgınlığım tabii ki farklı ama kızgınlığım taraftarın belli bölümüne… Zihnim böyle çalışıyor çünkü. O gün de zihnim böyle çalışıyordu. Sanırım 3-3’lük Kayserispor maçından sonra taraftarın benimle arasındaki ilişki de zedelendi. En azından benim gözlemlediğim… Bunu kabul eder insanlar, etmez başka bir şey. Kayseri maçında 3-1’den 3-3’e gelince orada ciddi bir benimle taraftar arasında bir kırılma oldu. Ondan sonrasındaki süreçte devam etti. Bütün sezonu getirip ben Konyaspor maçına özellikle yani neden belli bölümüne kızgınımı söylüyorum. Taraftarlığı anlıyorum. Tamamen hayatım bu işin içinden geçti. 6-7 yaşımdan beri topun etrafında geçti her şeyim. Bütün dünyam bu. Gözlemlerim, biriktirdiklerim ve benzeri şeyler…

Bir Fenerbahçeli olarak ve faydalılık hali için şunu söylüyorum ki son Konyaspor maçında üç takım şampiyonluk hevesi ve isteğiyle son haftaya giriyor. Maç oynanıyor. Maç oynanırken taraftarın bir desteği vardı. Maçı kazanırsak çünkü diğer sonuçlara göre… Ama diğer sonuçlardan bir tanesinde Galatasaray’ın öne geçmesiyle istediğimiz gibi olmama olayı ortaya çıkınca stadyumdaki elektrik tersine döndü. 2010-11 sezonunda teknik direktörlük görevini devralıp 2017-18 sezonuna kadar gelen süreçte, özellikle o kumpas olayından sonraki süreçte hep 2 Temmuz’a nasıl dönebilirizi düşünüyordum. Buradaki bütün hamlelerimde, birkaç tane transfer hamlesi, birkaç tane maçtan evvel… İşte bir tanesi Galatasaray kupa maçıdır. Hemen 10 gün sonra oynayacağımız Spartak Moskova maçı… Benim orada artık 2 Temmuz’a döndürecek Galatasaray’dan Süper Kupa’yı almamız değildi, bizim Spartak Moskova’yı eleyerek Şampiyonlar Ligi’ne kalmamızdı esas olan. Galatasaray maçı umurumda bile değildi o an.

Bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray maçı umurunda olmaz mı insanın? Yani söylemek istediğim umarım teşbihte hata olmaz. Esas amacım bütün bu süreçte bu kulübü tekrar 2 Temmuz’a tekrar döndürebilirizi düşünmekti. Hemen Konyaspor maçına dönüyorum tekrar. O gün de öyle ya da böyle kazanırsan maçı, Şampiyonlar Ligi’ne çıkış umutlarını, yükselme umutlarını, gitme umutlarını cebinde taşıyorsun. Senin elinde en azından. Ama üçüncü olursan o da yok. Kardeşim bizim büyük taraftarlarımız önce kazan, maçı bitir. Sonra Aziz Yıldırım mı gidecek, Aykut Kocaman mı gidecek ona karar ver. Esas burası en önemli tarafı. Yani benim kırgınlığım sezon içinde tabii ki oldu ama kızgınlığım esas burayadır. Burayı anlayamadığı zaman taraftar o zaman o öfke, öfkenin de belli bir ölçüsünü kaybetmediği zaman çok büyük faydası vardır ki hareketlilik sağlar, diri tutar, yukarı çıkarır. O öfkeye çoğu zaman da ihtiyaç var. Ama öfke, yakıp yıkmamalı. Orası Fenerbahçe’yi yakıp yıkacaktı. O yüzden kızgınlığım yoksa şey değil ama döneme ait kendi içimde kırgınlıklarım var.” 

 

 

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version