Artı Gerçek – Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Atatürk Konferans Salonu’nda ‘Depreme Dirençli Bir Antalya’ konulu panel düzenlendi. Panele; Bilim Akademisi Üyesi, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erdem Canbay ve Dr. Yüksek Mühendis Mimar Doğan Hasol, konuşmacı olarak katıldı. ATSO Başkanı Ali Bahar, panelin açılış konuşmasında, kentte arama-kurtarma merkezi yapılması için çalışma başlattıklarını söyledi.
GÖRÜR: TEK ÇÖZÜM VAR
Panelistlerden Prof. Dr. Naci Görür, 6 Şubat depremlerinden sonra tek çözüm olduğunu belirterek, “Deprem dirençli yerleşim alanları oluşturmak. Köyse depreme dirençli köyler, kazaysa depreme dirençli kazalar, şehirse depreme dirençli kentler oluşturmak için mücadele vereceğim. İnsanları da bu konuda seferber edip, bizi yönetenlere ülkenin bir numaralı gerçeğini anlatacağız” dedi.
‘ASRIN FELAKETİ GİBİ SÖYLEMLERİ CİDDİYE ALMAYIN’
Maraş merkezli depremleri hatırlatan Görür, şu eleştiride bulundu: “6 Şubat asrın felaketi gibi söylemleri ciddiye almayın. Bu asırda daha felaketler oldu. Bu deprem bağıra bağıra geldi. Kendini gizlemedi, aniden gelip de vurmadı. Bu depremin geleceğini yıllardır söylüyoruz. Elazığ depreminden sonra ‘Maraş’a Malatya’ya Çelikhan’a Hatay’a dikkat. Büyük deprem gelme olasılığı arttı’ dedim. Cevap basitti. Büyük bilim adamı olmaya gerek yok. Yer bilimleri kaidesi. Elazığ depremi 6.8 oldu. O fay kırılmamış yerlere önemli miktarda enerjiyi transfer eder. Elazığ, Malatya’ya kadar kırıldıktan sonra batısı Maraş. Depremde on binlerce insanımız öldü. Cesetleri soğumadan unutuldu, gitti. Ailesinden ölen insanlar da dahil kentinden binlerce ölünün çıktığı belediye başkanları, valiler, merkezi yönetim depremle yüzleşmedi. İnsanlar öldü gittiler, olan ölenlere oldu.”
‘ANTALYA’DA ZEMİN SAĞLAM’
Antalya’nın jeolojik yapısı ve deprem riski üzerine görüşlerini belirten Prof. Dr. Görür, şunları söyledi:
“Antalya’nın jeolojik özelliğinden dolayı kuzeyindeki dağlık bölgeler zemin olarak sağlam. Yaşlı kayalar, ancak dinamitle kırarsın. Antalya Körfezi’nde işler biraz değişiyor. Antalya’nın batı kısmında genellikle sağlam olduğunu düşündüğümüz traverten var. Antalya’nın önemli kısmı, bunların üzerine inşa edilmiş. Zemin içerisine su girdiğinde işler karışır. Travertenlerin üzerinde olan evler, inşaat mühendisliğinin, mimarlığın öngörüldüğü şekilde yapılırsa; sorun yok.”
Antalya Körfezi’nin doğusundaki yerleşim yerlerinin zemin yapısına dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Görür, “Antalya Körfezi’nin doğusuna gelince oralarda sorunumuz var. Alüvyonlar, yer altı su seviyesi yüksek olan yerler. 5 metre kazıldığında su çıkan yerler. Burada yüksek katlı binaların yapımı düşünülmeli. Her zeminin depremsellik özelliği var. Killi zeminse; deprem dalgasını yediği zaman, deprem etkisini 3-5 kat artırır. Depremde sıvılaşma yapar, binanız batar. Antalya’da, kentin bulunduğu yerlerde aktif fay yok, zemininin büyük kısmı sağlam. Sadece doğu kısmına dikkat edilmeli” dedi.
’24 İL FAY HATLARI ÜZERİNE KURULU’
Türkiye’de 24 ilin fay hatları üzerine kurulduğunu vurgulayan Görür, “Antalya’ya yakın Akşehir fay zonu var. Burası büyük depremler üretme kapasitesine sahip Fethiye-Burdur fay zonu ile Kıbrıs fayı ile ilişkisi var. Antalya’nın kuzeyinde göller bölgesinde Beyşehir, Eğirdir, Burdur bölgesinde graben yapılar var. Onlar da ciddi deprem üretebilir. Fethiye-Burdur zonu çok ciddi. Bunun üzerinde 7.2’ye kadar deprem olmuş. Antalya’ya 90 kilometre uzakta. Akşehir fay zonu 115 kilometre uzaklıkta, bir de Kıbrıs fay zonu 116 kilometre uzakta. Canlı faz 7 ve üzeri deprem üretirse; 100 kilometre alan içerisinde hasara neden olabilir” uyarısında bulundu.
1900-2017 yılları arasında Antalya çevresinde 6 üzeri meydana gelen depremlerden bahseden Prof. Dr. Görür, “Antalya’yı doğrudan doğruya vuracağı fay yok ama komşularının depremini sürekli hissedecek. Ondan da kaçamazsınız. Antalya deprem kentidir ama doğrudan doğruya üzerinde oturduğu aktif fay yoktur. Kent sınırları içerisinde sorun yok ama çevreleyen alanlarda 6 ve üzeri depremler üretecek bölgenin içindedir. Bu komşularda olabilecek büyük depremler Antalya’ya ciddi hasar verebilir” dedi.
‘DALMA BATMA ZONLARI TSUNAMİ ÜRETİR’
Depremin heyelanı tetikleyebildiğini anlatan Prof. Dr. Görür, Antalya’da bazı bölgelerin heyelan oluşumuna yatkın olduğunu söyledi. Antalya için tsunami riskine dikkati çeken Görür, “Antalya’da tsunami riski olabilir; Helen Kıbrıs yayında. Dalma batma zonları, dünyada tsunami üreten faylardan. Antalya, her zaman tsunamiye maruz kalabilir. Tsunaminin etkisi, deniz seviyesinden yüksekteyseniz gelmez ama dalga boyunun 10 metreyi bulduğunu düşünün. 10 metre aşağıda olan her yeri kaplar. Deprem önlemleri alıp, tsunami tabelaları koyarak, nerelerde etkili olabileceğini belirtmek şart” diye konuştu.
İstanbul’da 90 binden fazla riskli bina bulunduğuna da değinen Prof. Dr. Görür, olası depremde 4 milyon insanın ölümle burun buruna geleceğini söyledi. (DHA)
Niğde ve Maraş’ta deprem
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***